Yer yer yaptığımız iş icabı müşterilerimizle çatışmalar yaşarız ki yaşadığımız çatışmaların çoğu hukuken bizim sorumluluğumuzun olmadığı konulardır. Özellikle son dönemde mülk ve kira fiyatlarındaki artışlar sebebiyle bu problemler de artmış durumda ne yazık ki. Yıllar önce kiraladığımız bir mülk ile ilgili mülk sahibi veya kiracı bizi arayıp öfkesini kusmayı kendisinde hak görebiliyor veya bir satışta bizimle alakası olmayan bir aksaklık sebebiyle alıcı bize yükselip ağzına geleni söyleyebiliyor. Tamam herkes bir şeylere sinirlenebilir, sinirlendiği konuda haklı da olabilir ancak muhatabı doğru seçmediğiniz zaman haklı olmanız problemi çözmediği gibi daha anlamsız noktalara da taşımaktadır. Gereksiz tüm taraflar için bir gerginlik oluşturduğu gibi anlamsız çıkarımlarda da bulunulabilmektedir.
Buyurun size bir örnek; kiracı adayı bizim gösterdiğimiz bir daireyi beğeniyor ve kira kontratı yapılıyor. Hukuken bizim işimiz kira kontratının yapılmasıyla son buluyor çünkü biz görevimizi yapmış ve kira akdini imza noktasına getirip sonlandırmışız. Hizmet bedelimizi almış, kira kontratlarını ve anahtarları ilgililere teslim etmişiz. 10 gün sonra kiracı telefon açıp eve sığamayacağını anladığından vazgeçtiğini iletip bizden mülk sahibi ile konuşmamızı ve kira kontratını fesih ederek ödemelerin iade edilmesini talep ediyor. Bu konuda mülk sahibinin kararına müdahale edemeyeceğimizi ancak talebi ileteceğimizi söylüyoruz ve mülk sahibi ile görüşüp durumu aktarıyoruz. Güç bela dairenin kısa sürede kiralanacağını iletip iadeyi sağlıyoruz ki bu görüşmeyi yapmak bile bizim görevimiz değildir ancak iyi niyet çerçevesinde problemi çözmek adına bu süreci yönetiyoruz. Sanıyoruz ki kiracı mutlu olacak ama ne münasebet, dönüp bu sefer bize verdiği hizmet bedelini de yüksek perdeden ve tehditle istemeyi kendinde hak görüyor. Ne dolandırıcılığımız, ne hak yediğimiz, ne Allah’a havale edilmediğimiz kalıyor. Sağdan soldan öğrendiği eksik ve yanlış hukuki terimlerle kendince bize gözdağı vermekten de geri kalmıyor. Tabi bizim yaklaşımımız istediği şekilde hukuki süreçleri başlatabileceği yönünde oluyor çünkü hizmetin iadesi olmayacağı için ve yaptığımız işi hukuki çerçevede faturalı bir şekilde ifa ettiğimizden biz haklarımızı çok net biliyoruz. Bu hakları öğrenmek için dava açmak gerekmiyor elbet ama kiracı bunu bir ton para vererek öğrenecek ne yazık ki eğer dava açarsa ama o da onun kendi tercihi neticede.
Aynı olayın tıpa tıp aynısı bu sefer bir diğer ofisimizde karşımıza çıkıyor. Yine daireyi kiralamışız, teslimi gerçekleştirmiş ve faturamızı kesmişiz. 1 hafta sonra ise kiracı oğlunun sağlık problemlerini öne sürerek kira kontratını fesih etmek istediğini bildiriyor ancak bunu o denli nazik ve güzel bir şekilde yapıyor ki bu sefer mülk sahibi ile görüşmeyi gerçekten içimizden gelerek yapıyoruz. Durumu anlatıyoruz, mülk sahibi hiç itiraz dahi etmeden olumlu bir şekilde cevaplıyor ve problem mülk sahibi ayağında çözülüyor. Ardından bizim hizmet bedelimizi görüşmek için kiracı ofise gelmek istediğini arkadaşımıza söylüyor ki tesadüf ben de o gün o ofiste olacağımdan görüşmeye katılabileceğimi ilgili arkadaşıma bildiriyorum. Beklentimiz ofise gelecek, o nezaketin ardından bize ters ters konuşmaya başlayıp yükselecek ve ipleri o saniye kopartacağım yönünde. Hanımefendi geliyor, durumu anlatıyor ve bunu yaparken bize, mülk sahibine ve ofisimize defalarca teşekkür ediyor. Yaptığımız işe saygı duyduğunu ve aldığımız hizmet bedelini kesinlikle hak ettiğimizi bununla birlikte kendisinden kaynaklı bir durum olduğunu kabul ederek bir iade ihtimalinin olup olmadığını soruyor. Eğer böyle bir ihtimal yoksa da anlayışla karşılayacağını ifade ediyor. Beklentimizin çok dışında bir yaklaşımla karşılaştığımızdan hiç aklımızda olmayan bir teklifi masaya yatırıyorum ve kendisine iki seçenek sunuyorum. İlk seçenek birinci örnekteki gibi en doğal hakkı olarak hukuki süreci başlatabileceği ve hukukun vereceği kararı bizim kabul edeceğimiz yönünde oluyor. Ardından ikinci seçeneği sunuyorum; dilerse bekleyebileceğini ve o dairenin kiralamasının yapıldığında aldığımız hizmet bedelin iadesini sağlayabileceğimizi ancak bir süre veremeyeceğimi fakat beklentimizin en geç 1 ay içerisinde bu durumun gerçekleşebileceği yönünde olduğunu iletiyorum. Hanımefendi ikinci şıkkı seçerken gözlerindeki mutluluğu görmek bile benim için oldukça değişikti açıkçası.
İki aynı olayda iki farklı sonucun ortaya çıkmasındaki asıl sebep tamamen tarafların farklı yaklaşımıdır. Bu sebeple yaklaşımlarımızın problemin sonucunu direk etkileyebileceğini unutmadan kelimeleri ağzımızdan çıkarabilmektir çünkü sözün ağızdan çıkış şekli en nihayetinde sonucu öyle ya da böyle etkileyebilme potansiyeline sahiptir. Yaptığımız tercihin sorumluluğu ise ister kabul edelim ister etmeyelim bize ait olacaktır.
YAZARLAR
Yayınlanma: 22 Ağustos 2023 - 09:00
EMLAKÇI İLE NASIL PROBLEM ÇÖZÜLMEZ?
Yer yer yaptığımız iş icabı müşterilerimizle çatışmalar yaşarız ki yaşadığımız çatışmaların çoğu hukuken bizim sorumluluğumuzun olmadığı konulardır
YAZARLAR
22 Ağustos 2023 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir