Bir olay yaşadığımızda, çoğunlukla fark edemediğimiz bir takım düşüncelere sahip oluyoruz. Bu düşünceler genellikle aniden ortaya çıkar ve bizim bilerek belirlediğimiz düşünce ürünleri değillerdir. Özellikle sıkıntılı veya olumsuz bir durumla karşı karşıya kaldığımız anlarda aklımıza birdenbire gelen, ilk anda mantıklı görünen ve genelde olumsuz bağlantılı varsayım veya düşüncelere düşünce hataları denir. Hata denilmesinin nedeni, duruma veya somut koşullara uygunlukları sorgulanmaksızın kabul edilmeleridir. Bu düşünce hatalarına bizim olumsuz algılamamıza ve yorumlamamıza yol açar. Gerçekleri olduğundan daha farklı daha çarpıtılmış olarak algılamamıza neden olur. Günlük yaşamımızda hepimiz bu düşünce hatalarını yaparız, bu oldukça normaldir. Fakat bu düşünce hataların sıklığının ve şiddetinin yükselmesinden olumsuz etkilenebiliriz. Bu düşünce hataları, olumsuz duygulara, çatışmalara veya psikolojik rahatsızlıklara neden olabilir. İşte bu noktada bu hataları fark etmek, onları değiştirebilmenin ilk yoludur. Genellikle en sık yaptığımız düşünce hataları aşağıdaki başlıklar altında toplanır:
1. Zihin okuma: İnsanların düşünceleri hakkında yeterli kanıtı olmaksızın onların ne düşündüğünü bildiğimizi varsaymamızdır. Kişinin aklından geçenleri tahmin etmeye dayanan bir düşünce hatasıdır.
“Benimle konuşurken uyukladı demek ki beni sıkıcı buluyor.”, “Gelmediğine göre beni sevmiyor”, “Bunları onu aşağılamak için söylediğimi düşünüyor.”.
2. Geleceği okuma (Falcılık): Gelecek hakkında olumsuz tahminde bulunmak ve bu tahminin gerçekleşeceğinden emin olma durumudur. Yani gelecekteki bir olayın kesinlikle olumsuz sonuçlanacağına dair inançtır. Bu tür düşünme hatası bireyi daha olumsuz ve çaresiz olmaya sürekler.
“Asla başarılı olamayacağım”, “Beni iş görüşmesine kesin seçmeyecekler”, “İşler asla yolunda gitmeyecek.” ve “Oraya gidersem benimle gülüp dalga geçecekler.” 3. Felaketleştirme: Olay ve durumlar karşısında kişinin en kötü veya en korkunç senaryoyu düşünmesi ve öyle sonuçlanabileceğini varsaymasıdır. Olası diğer sonuçları hesaba katmadan felaket senaryoları kurmak ve onlara inanmaktır.
“Başarısız olursam dünyam yıkılır”, “İşi yetiştiremedim, beni kovacaklar.”, “Heyecandan tek bir kelime bile edemeyeceğim”, “O kadar canım sıkılacak ki sınava konsantre olamayacağım.”, “Ondan ayrılırsam bu acıya dayanamam, bu benim sonum olur.”
4. Etiketleme: Kişinin kendisine veya diğerlerine genel etiketler yapıştırmasıdır. Kişi kendisini veya diğerleri için bütünü görmeyip küçük olumsuzluklar karşısında önyargıda bulunmasıdır.
Hata yapan birinin "Ben aptalım" demesi. Sınavda kötü not alan birinin kendisini “Başarısız” diye nitelemesi. Kendisinin bir davranışını eleştiren bir arkadaşı için “O nankör biri” diye
düşünmesi.
5. Aşırı genelleme: Yaşanan bir durumun tekrar tekrar oluşacağına yönelik inançtır ve bu durumların her zaman negatif sonuçlanacağı yönünde çarpıtma vardır. Olumsuz sonuçlanan bir olay karşısında “zaten hep böyle oluyor/olacak” çıkarımı hâkimdir
Bir konuda haksız olduğu söylenilen kişinin “Kimse beni desteklemiyor” diye düşünmesi. Hoşlandığı kıza açılan çocuğun reddedilmesinden sonra çocuğun “Hiç bir zaman yolunda giden bir ilişkim olmayacak, “Hayatım boyunca yalnız kalacağım ve mutsuz olacağım” gibi düşünmesidir. Aldatılan birinin “Her ilişkimde her zaman aldatılacağım.” diye düşünmesi.
6. Kişiselleştirme: Kendimizle ilgili olmayan veya çok az ilgili olan bir olayları bile kendimizle bağlantılı sanmaktır.
Bir yere biri gelmediğinde onun gelmemesini “Ben varım diye gelmedi” diye düşünmek. Çocuğu kötü not alan bir annenin “Ben kötü anneyim, onun için bu oldu” sonucuna ulaşması. Arkadaşının başına kötü olay gelen kişinin “Eğer benimle arkadaş olmasaydı başına bunlar gelmeyecekti.” diye düşünmesi. Uzm. Klinik Psikolog Duygu Engin
www.psikologduyguengin.com
“Benimle konuşurken uyukladı demek ki beni sıkıcı buluyor.”, “Gelmediğine göre beni sevmiyor”, “Bunları onu aşağılamak için söylediğimi düşünüyor.”.
2. Geleceği okuma (Falcılık): Gelecek hakkında olumsuz tahminde bulunmak ve bu tahminin gerçekleşeceğinden emin olma durumudur. Yani gelecekteki bir olayın kesinlikle olumsuz sonuçlanacağına dair inançtır. Bu tür düşünme hatası bireyi daha olumsuz ve çaresiz olmaya sürekler.
“Asla başarılı olamayacağım”, “Beni iş görüşmesine kesin seçmeyecekler”, “İşler asla yolunda gitmeyecek.” ve “Oraya gidersem benimle gülüp dalga geçecekler.” 3. Felaketleştirme: Olay ve durumlar karşısında kişinin en kötü veya en korkunç senaryoyu düşünmesi ve öyle sonuçlanabileceğini varsaymasıdır. Olası diğer sonuçları hesaba katmadan felaket senaryoları kurmak ve onlara inanmaktır.
“Başarısız olursam dünyam yıkılır”, “İşi yetiştiremedim, beni kovacaklar.”, “Heyecandan tek bir kelime bile edemeyeceğim”, “O kadar canım sıkılacak ki sınava konsantre olamayacağım.”, “Ondan ayrılırsam bu acıya dayanamam, bu benim sonum olur.”
4. Etiketleme: Kişinin kendisine veya diğerlerine genel etiketler yapıştırmasıdır. Kişi kendisini veya diğerleri için bütünü görmeyip küçük olumsuzluklar karşısında önyargıda bulunmasıdır.
Hata yapan birinin "Ben aptalım" demesi. Sınavda kötü not alan birinin kendisini “Başarısız” diye nitelemesi. Kendisinin bir davranışını eleştiren bir arkadaşı için “O nankör biri” diye
düşünmesi.
5. Aşırı genelleme: Yaşanan bir durumun tekrar tekrar oluşacağına yönelik inançtır ve bu durumların her zaman negatif sonuçlanacağı yönünde çarpıtma vardır. Olumsuz sonuçlanan bir olay karşısında “zaten hep böyle oluyor/olacak” çıkarımı hâkimdir
Bir konuda haksız olduğu söylenilen kişinin “Kimse beni desteklemiyor” diye düşünmesi. Hoşlandığı kıza açılan çocuğun reddedilmesinden sonra çocuğun “Hiç bir zaman yolunda giden bir ilişkim olmayacak, “Hayatım boyunca yalnız kalacağım ve mutsuz olacağım” gibi düşünmesidir. Aldatılan birinin “Her ilişkimde her zaman aldatılacağım.” diye düşünmesi.
6. Kişiselleştirme: Kendimizle ilgili olmayan veya çok az ilgili olan bir olayları bile kendimizle bağlantılı sanmaktır.
Bir yere biri gelmediğinde onun gelmemesini “Ben varım diye gelmedi” diye düşünmek. Çocuğu kötü not alan bir annenin “Ben kötü anneyim, onun için bu oldu” sonucuna ulaşması. Arkadaşının başına kötü olay gelen kişinin “Eğer benimle arkadaş olmasaydı başına bunlar gelmeyecekti.” diye düşünmesi. Uzm. Klinik Psikolog Duygu Engin
www.psikologduyguengin.com