“Kıdem sistemi getirilmeli”
Çanakkale Berberler ve Kuaförler Odası Başkanı Ayhan Engin, 2023 yılında geçerli olacak net asgari ücret miktarının 8 bin 500 TL olduğunun açıklamasının ardından bir işveren ve küçük esnafın sesi olarak değerlendirmelerde bulundu. Engin, asgari ücrette artışa gidilmesi yerine kıdem sistemi oluşturulmasının ve maaşların buna göre düzenlenmesinin daha iyi olacağını söyledi.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen basın toplantısı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023'te asgari ücretin net 8 bin 506 lira olacağını açıkladı. Böylece asgari ücret; Temmuza göre yüzde 54,66, Ocak ayına göre yüzde 94'lük artış gösterdi. Asgari ücret 2023'de brüt 10 bin 8 lira, net 8 bin 506 lira 80 kuruş olarak belirlendi. Yeni rakamın işverene aylık maliyeti ise 11 bin 759 lira 40 kuruş oldu. Yeni asgari ücretten işveren de işçi de kendince haklı sebeplerden dolayı memnun olmadı. Asgari ücret görüşmelerinde işçi tarafını temsil eden Türk-İş, en az 9 bin TL teklifinin kabul edilmemesi nedeniyle sayıların kamuoyuna açıklandığı son toplantıya katılım sağlamadı.
Salt olarak asgari ücretle geçinmenin zor olduğu tartışılamaz bir gerçek. Ancak asgari ücret başlığı altında zorlanan taraflardan birinin de küçük esnaflar olduğunu unutmamak gerekiyor. Tüm bu veriler ışığında; Çanakkale’de 5 ve az sayıda kişi çalıştıran küçük esnafı temsilen Çanakkale Berberler ve Kuaförler Odası Başkanı Ayhan Engin ile gündemdeki asgari ücretin esnafa etkisini konuştuk. Engin, “Son zamanlarda bu ülkede ucuz kahramanlar çıkmaya başladı. En kolayı, çok itiraz edilemeyecek bir konuda yüksek sayılar söyleyerek kahraman olmaya çalışmak. Yıllardır hem kendi kişisel fikrim hem de temsil ettiğim esnafların fikirlerini birleştirerek söylüyorum: Asgari ücret artış zamanı bir bakıyorsunuz, ulusal medyada madende, demir-çelik fabrikalarında çalışan işçilerin görüntüleri veriliyor. Bu ülkede artık herkes çok akıllı. Asgari ücret dediğimiz şey, en az verilmesi gereken ücret. Peki, neden asgari ücret alan işyerlerinde günlük birkaç saat çalışan, işyerine katkısı çok az olan insanları göstermiyoruz? Bütün gün elinde telefon olan, sadece birkaç saat çalışıp işyerinde oturarak, işyerinde zaman geçiren insanları göstermiyoruz? Bunlar da var” ifadelerini kullandı.
ÜLKEDE ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞAN ÇOK AZ İNSAN VAR
Engin, sözlerine şu şekilde devam etti: “Ben şunu iddia ediyorum, Türkiye’de hak edene asgari ücretten çok daha fazla ücret ödeniyor. Benim temsil ettiğim esnafta da işyerine katkı veren çalışanlara asgari ücretten daha yüksek ücretler ödeniyor. Sadece resmiyette asgari ücret gösteriliyor. Bu da vergilerin yüksek olmasından kaynaklanıyor. Asgari ücreti devlet çalışanına vermiyor. Özel sektör veriyor mu? Yanlış hatırlamıyorsam çalışanların yüzde 37’si asgari ücret alıyor. Ben o yüzde 37’nin resmi olan kısmı olduğunu düşünüyorum. Bunların aslında yüzde 10-15 arasının asgari ücretle çalıştığına inananlardanım. Bizim sektörde resmiyette asgari ücretle çalışılıyor ancak resmiyette yaptığı işe ya da işyerine katkısına göre prim alıyor. YENİ İLE ESKİ PERSONELİN İŞYERİNE KATKILARI AYNI DEĞİL
Konu sadece asgari ücret ile ilgili değil. Bir çalışan alıyorsunuz işyerinize diyelim, o çalışanın işyerine katkı sunan hale gelene kadar 1 yıl geçiyor. Afaki sayılar üzerinden örneklendirecek olursak, yeni işe alınan personel işyerine 10 birim katkı yapıyor, 4 yıldır çalışanınız 17 birim katkı yapıyor. Yeni işe aldığınız personelin ve 4 yıldır çalışan personelin maliyetinin 12 birim olduğunu tespit etmek çok kolay. ‘Asgari ücreti çok yüksek verdik’ kulağa da hoş geliyor açıkçası ama bir işyerinde 4 yıldır çalışan ile yeni başlamış birinin aynı ücreti alması çok doğru bir yöntem değil. Kurumlarda çalışanlardan duyduğum kadarıyla, maaşı 7-8 bin TL olan bir kişinin ek ödenek ile birlikte maaşının toplamda 15 bin TL civarına çıktığını duyuyorum. Ben bunları söylerken, 10 kişinin altında personel çalıştıran küçük esnaftan bahsediyorum. BAŞKA BİR SİSTEM GETİRİLMELİ
Asgari ücret bu kadar yüksek olmamalı onun yerine personelin çalıştığı yıl baz alınarak, ek ödemeler getirilmeli. Bu daha anlamlı ve mantıklı olur. Bunun adı kıdem veya derece olabilir. Olaya böyle bakmalıyız. Bizim mesleğimiz çıraklık, kalfalık, ustalık ve işveren kelinde 4 kademe. Bir çırak alıyorsunuz. Mesleki eğitim merkezine gidiyor, devlet çok güzel bir şey yaptı ve önemli bir katkı veriyor. 3 yıl okula gidiyor ve kalfalık belgesini alıyor. O kişi daha kalfa, usta olana kadar geçirdiği sürede asgari ücret ödenmesi gerekiyor ancak yanımızda çalışan ustanın da aynı ücreti alması gerekiyor. Bu çok doğru bir yöntem değil, mutlaka kademe olmalı. Asgari ücret deyip işim içinden çıktığımız zaman önümüzdeki zaman dilimi içerisinde umuyorum ki hiç kimse işten çıkarılmaz.
Kendi temsil ettiğim küçük esnafın önümüzdeki süreçte düşük cirolar yaptıkları zamanları geçireceğini tahmin etmem güç değil. Ocak-Şubat-Mart ayları esnaf için zor geçecek. Asgari ücret, işveren ve işçi temsilciliği arasında, hükümetin hakemliğinde sonuçlandırıldı. Hayırlı olmasını diliyorum. Ama işveren diye tabir ettiğimiz yerlerin, fabrika gibi çok sayıda işçi çalıştıran yerler olduğunu, esnafın sesine çok kulak verilmediğini söyleyebiliriz. 5 personel çalıştıran esnafın işin altından nasıl kalkacağının çok fazla düşünülmediğini görüyorum. Umarım bu, sosyal hayata çok olumsuz yansımaz. Artık kendi lehimize olmasa bile bazı doğruları söylememiz gerektiğini düşünüyorum. “ UMARIM ARA DÜZENLEME OLMAZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, beklenmedik bir tabloyla karşılaşılması durumunda bu yıl olduğu gibi ara düzenleme yapabileceklerini açıklamıştı. Olası bir ara düzenlemeye ilişkin de değerlendirmede bulunan Engin, “Gerekirse dedi, bu ne demek? Enflasyonun çok yukarıda seyretmesi demek. Her şey birbirini tetikliyor. Ben son aylarda ülkede dövizin artmadığını, yakıtın fiyatının düştüğünü, son aylarda asgari ücretin de artmadığını görüyorum. Peki, son 6 aylarda neden başka şeylerin fiyatları değişiyor? Hiç iğneyi kendimize batırmayacak mıyız? Ham maddecileri kontrol altına alabilecek bir devlet kurumu yok mudur? Bu sebeplerle umarım yeniden artış yapılması gerekmez” dedi.
Engin, sözlerine şu şekilde devam etti: “Ben şunu iddia ediyorum, Türkiye’de hak edene asgari ücretten çok daha fazla ücret ödeniyor. Benim temsil ettiğim esnafta da işyerine katkı veren çalışanlara asgari ücretten daha yüksek ücretler ödeniyor. Sadece resmiyette asgari ücret gösteriliyor. Bu da vergilerin yüksek olmasından kaynaklanıyor. Asgari ücreti devlet çalışanına vermiyor. Özel sektör veriyor mu? Yanlış hatırlamıyorsam çalışanların yüzde 37’si asgari ücret alıyor. Ben o yüzde 37’nin resmi olan kısmı olduğunu düşünüyorum. Bunların aslında yüzde 10-15 arasının asgari ücretle çalıştığına inananlardanım. Bizim sektörde resmiyette asgari ücretle çalışılıyor ancak resmiyette yaptığı işe ya da işyerine katkısına göre prim alıyor. YENİ İLE ESKİ PERSONELİN İŞYERİNE KATKILARI AYNI DEĞİL
Konu sadece asgari ücret ile ilgili değil. Bir çalışan alıyorsunuz işyerinize diyelim, o çalışanın işyerine katkı sunan hale gelene kadar 1 yıl geçiyor. Afaki sayılar üzerinden örneklendirecek olursak, yeni işe alınan personel işyerine 10 birim katkı yapıyor, 4 yıldır çalışanınız 17 birim katkı yapıyor. Yeni işe aldığınız personelin ve 4 yıldır çalışan personelin maliyetinin 12 birim olduğunu tespit etmek çok kolay. ‘Asgari ücreti çok yüksek verdik’ kulağa da hoş geliyor açıkçası ama bir işyerinde 4 yıldır çalışan ile yeni başlamış birinin aynı ücreti alması çok doğru bir yöntem değil. Kurumlarda çalışanlardan duyduğum kadarıyla, maaşı 7-8 bin TL olan bir kişinin ek ödenek ile birlikte maaşının toplamda 15 bin TL civarına çıktığını duyuyorum. Ben bunları söylerken, 10 kişinin altında personel çalıştıran küçük esnaftan bahsediyorum. BAŞKA BİR SİSTEM GETİRİLMELİ
Asgari ücret bu kadar yüksek olmamalı onun yerine personelin çalıştığı yıl baz alınarak, ek ödemeler getirilmeli. Bu daha anlamlı ve mantıklı olur. Bunun adı kıdem veya derece olabilir. Olaya böyle bakmalıyız. Bizim mesleğimiz çıraklık, kalfalık, ustalık ve işveren kelinde 4 kademe. Bir çırak alıyorsunuz. Mesleki eğitim merkezine gidiyor, devlet çok güzel bir şey yaptı ve önemli bir katkı veriyor. 3 yıl okula gidiyor ve kalfalık belgesini alıyor. O kişi daha kalfa, usta olana kadar geçirdiği sürede asgari ücret ödenmesi gerekiyor ancak yanımızda çalışan ustanın da aynı ücreti alması gerekiyor. Bu çok doğru bir yöntem değil, mutlaka kademe olmalı. Asgari ücret deyip işim içinden çıktığımız zaman önümüzdeki zaman dilimi içerisinde umuyorum ki hiç kimse işten çıkarılmaz.
Kendi temsil ettiğim küçük esnafın önümüzdeki süreçte düşük cirolar yaptıkları zamanları geçireceğini tahmin etmem güç değil. Ocak-Şubat-Mart ayları esnaf için zor geçecek. Asgari ücret, işveren ve işçi temsilciliği arasında, hükümetin hakemliğinde sonuçlandırıldı. Hayırlı olmasını diliyorum. Ama işveren diye tabir ettiğimiz yerlerin, fabrika gibi çok sayıda işçi çalıştıran yerler olduğunu, esnafın sesine çok kulak verilmediğini söyleyebiliriz. 5 personel çalıştıran esnafın işin altından nasıl kalkacağının çok fazla düşünülmediğini görüyorum. Umarım bu, sosyal hayata çok olumsuz yansımaz. Artık kendi lehimize olmasa bile bazı doğruları söylememiz gerektiğini düşünüyorum. “ UMARIM ARA DÜZENLEME OLMAZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, beklenmedik bir tabloyla karşılaşılması durumunda bu yıl olduğu gibi ara düzenleme yapabileceklerini açıklamıştı. Olası bir ara düzenlemeye ilişkin de değerlendirmede bulunan Engin, “Gerekirse dedi, bu ne demek? Enflasyonun çok yukarıda seyretmesi demek. Her şey birbirini tetikliyor. Ben son aylarda ülkede dövizin artmadığını, yakıtın fiyatının düştüğünü, son aylarda asgari ücretin de artmadığını görüyorum. Peki, son 6 aylarda neden başka şeylerin fiyatları değişiyor? Hiç iğneyi kendimize batırmayacak mıyız? Ham maddecileri kontrol altına alabilecek bir devlet kurumu yok mudur? Bu sebeplerle umarım yeniden artış yapılması gerekmez” dedi.