Ahmet ERTAN
Bak sen şu işe..
Epikür, bizim hemşehri çıktı ya len..
Lapseki’liymiş, hemi de içinden..
Haberi yazarken masa komşum Nilay’a Epikür’ü soruyorum..
Bizim Nilay Lapsekili ya..Hani biraz bilgi versin babından..
Hem Lapsekili, hem Epikür’ü tanımıyor..
Bir de ‘Lapsekiliyim ben’ diye geziniyor..
Baa baa bak.. verdiği yanıta..‘Ne Epikür’ü be o kimmiş?’
Bu bir efelenme mi yoksa salağa yatma dümeni mi önce kestiremedim..
Soruyu değiştirerek sordum..
‘Ben bu adamın akrabalarına ulaşmak istiyorum..
Röportaj yapacağım da, nasıl ulaşabilirim?’ diye salladım..
Bu kez ciddi ciddi benimle ilgilenince, anladım ki, bilmiyor..
İşin ilginci ben de bilmiyorum..
Hadi sana bi kıyak yapimm diyerek girdim internete, gogle amca’ya danıştım..
Çıkan sonucu, yazı dosyası haline getirerek, atıverdim önüne..
“MÖ 341’DE Samos’ta veya Atina’da doğan Epikuros, önce Lesbos (bugün, Midilli) Adası’nda, sonra Anadolu’nun Lampsakos (bugün, Lapseki) Kenti’nde ders verdikten sonra..
MÖ 306’da, okulu kendi adıyla anılan büyük bir bahçeye yerleşti. Orada ölümüne kadar bir filozoflar ve dostlar meclisini çevresine topladı: Epikuros’un Bahçesi..”
Üstüne üstlük, ‘Bir de Lapsekiliyim diye geziyorsun’ diye babalandım..
Buradan ifşa ediyorum Nilay’ı
Lapsekili ama Epikür’ü bilmiyor..
Önce biraz bozuldu.. sonra ‘ben gidiyorum’ diye odadan çıktı..
Merdivenlerden inerken yakaladım Nilay’ı..
‘Bilmek zorunda değilsin be kızım’ diye gönlünü aldım..
Nilay’ın yüz hatları değişmeye başladı, neşelendi.. Karşı atağa geçti..
Peki sen biliyor musun Epikür’ü dedi..
Allah’tan biraz önce okumuştum da, cehaletimi bir parça kapatabilmiştim..
Başladım mı, bir militanın bildiri okuması ciddiyetle konuşmaya..
R’lerin üzerine daha bir sert basıyorum, etkili olmak için..
‘Haz felsefesini kuran Epikür’in felsefe tarihindeki yeri büyüktür’ le girdim konuşmaya..
‘Modern dünyanın en eski köklerindendir’ devam ettim..
Oradan yürüdüm..
Epikür Haz Bahçesi’yle ünlüdür, çünkü felsefesi için bir ‘bahçe’ inşa etmiştir ve adına Haz Bahçesi denmiştir..
Haz Bahçesi aynı zamanda felsefi okuludur….
Bahçesinde hoşça vakit geçirip neşeli ortamda felsefe yapmak, felsefesinin ta kendisidir..
Nilay, sıkıldı.. ‘Tamam.. Tamam, anladım..’ filan diyor ama ben hiç oralı değilim..
Bilgiçlik taslayacağım ya.. gitmeye bırakmıyorum.
Epikür şöyle der: ‘erişilmesi güç şeyler zorunlu değildir..
Mutluluk için pek zahmete girmeyin, demek ister..’
Nilay, benim işim var diyerek koşarak kaçtı, ben arkasından bakakaldım.
Biraz da İlker’e bilgiçlik taslayayım dedi..
‘Git başımdan benim işim var!’ deyince..
Bizde yeni işe başlayan muhabir arkadaş Semih, çaktı durumu..
‘Epikür. Kim abi’ dedi.. Uyanık çocuk, gaz alacak ya..
Elime sallıyarak, ‘Boşşşş veer’.. dedim..
Meraklısına;
Epikür, ‘Hayatın maksadı, zevki aramaktır.
Acı ve üzüntü, bu dünyada düşünülebilecek en son şeydir..
Entellektüel davranışların ve dostlukların temeli, işte bu zevk hissidir’ diyor..
Özetle; ‘Ye, iç ve mutlu ol. Zira yarın ölebilirsin’ diye tavsiyelerde bulunuyor.. Günlük telaşlardan ve siyasetten uzak durulduğu takdirde hayattan alınacak zevkin daha da artacağını söylüyor..
Sonunda Ekipür’ün felsefesini çözdüm..
‘İç bade güzel sev var ise akl u şuurun /Dünya var imiş ya ki yoğ olmuş ne umurun!’ Dedem bu lafı çok kullanırdı.. Oda Ekipürcü okuldan mıydı acaba? diye düşünüyorum şimdi..
Epikür, bizim hemşehri çıktı ya len..
Lapseki’liymiş, hemi de içinden..
Haberi yazarken masa komşum Nilay’a Epikür’ü soruyorum..
Bizim Nilay Lapsekili ya..Hani biraz bilgi versin babından..
Hem Lapsekili, hem Epikür’ü tanımıyor..
Bir de ‘Lapsekiliyim ben’ diye geziniyor..
Baa baa bak.. verdiği yanıta..‘Ne Epikür’ü be o kimmiş?’
Bu bir efelenme mi yoksa salağa yatma dümeni mi önce kestiremedim..
Soruyu değiştirerek sordum..
‘Ben bu adamın akrabalarına ulaşmak istiyorum..
Röportaj yapacağım da, nasıl ulaşabilirim?’ diye salladım..
Bu kez ciddi ciddi benimle ilgilenince, anladım ki, bilmiyor..
İşin ilginci ben de bilmiyorum..
Hadi sana bi kıyak yapimm diyerek girdim internete, gogle amca’ya danıştım..
Çıkan sonucu, yazı dosyası haline getirerek, atıverdim önüne..
“MÖ 341’DE Samos’ta veya Atina’da doğan Epikuros, önce Lesbos (bugün, Midilli) Adası’nda, sonra Anadolu’nun Lampsakos (bugün, Lapseki) Kenti’nde ders verdikten sonra..
MÖ 306’da, okulu kendi adıyla anılan büyük bir bahçeye yerleşti. Orada ölümüne kadar bir filozoflar ve dostlar meclisini çevresine topladı: Epikuros’un Bahçesi..”
Üstüne üstlük, ‘Bir de Lapsekiliyim diye geziyorsun’ diye babalandım..
Buradan ifşa ediyorum Nilay’ı
Lapsekili ama Epikür’ü bilmiyor..
Önce biraz bozuldu.. sonra ‘ben gidiyorum’ diye odadan çıktı..
Merdivenlerden inerken yakaladım Nilay’ı..
‘Bilmek zorunda değilsin be kızım’ diye gönlünü aldım..
Nilay’ın yüz hatları değişmeye başladı, neşelendi.. Karşı atağa geçti..
Peki sen biliyor musun Epikür’ü dedi..
Allah’tan biraz önce okumuştum da, cehaletimi bir parça kapatabilmiştim..
Başladım mı, bir militanın bildiri okuması ciddiyetle konuşmaya..
R’lerin üzerine daha bir sert basıyorum, etkili olmak için..
‘Haz felsefesini kuran Epikür’in felsefe tarihindeki yeri büyüktür’ le girdim konuşmaya..
‘Modern dünyanın en eski köklerindendir’ devam ettim..
Oradan yürüdüm..
Epikür Haz Bahçesi’yle ünlüdür, çünkü felsefesi için bir ‘bahçe’ inşa etmiştir ve adına Haz Bahçesi denmiştir..
Haz Bahçesi aynı zamanda felsefi okuludur….
Bahçesinde hoşça vakit geçirip neşeli ortamda felsefe yapmak, felsefesinin ta kendisidir..
Nilay, sıkıldı.. ‘Tamam.. Tamam, anladım..’ filan diyor ama ben hiç oralı değilim..
Bilgiçlik taslayacağım ya.. gitmeye bırakmıyorum.
Epikür şöyle der: ‘erişilmesi güç şeyler zorunlu değildir..
Mutluluk için pek zahmete girmeyin, demek ister..’
Nilay, benim işim var diyerek koşarak kaçtı, ben arkasından bakakaldım.
Biraz da İlker’e bilgiçlik taslayayım dedi..
‘Git başımdan benim işim var!’ deyince..
Bizde yeni işe başlayan muhabir arkadaş Semih, çaktı durumu..
‘Epikür. Kim abi’ dedi.. Uyanık çocuk, gaz alacak ya..
Elime sallıyarak, ‘Boşşşş veer’.. dedim..
Meraklısına;
Epikür, ‘Hayatın maksadı, zevki aramaktır.
Acı ve üzüntü, bu dünyada düşünülebilecek en son şeydir..
Entellektüel davranışların ve dostlukların temeli, işte bu zevk hissidir’ diyor..
Özetle; ‘Ye, iç ve mutlu ol. Zira yarın ölebilirsin’ diye tavsiyelerde bulunuyor.. Günlük telaşlardan ve siyasetten uzak durulduğu takdirde hayattan alınacak zevkin daha da artacağını söylüyor..
Sonunda Ekipür’ün felsefesini çözdüm..
‘İç bade güzel sev var ise akl u şuurun /Dünya var imiş ya ki yoğ olmuş ne umurun!’ Dedem bu lafı çok kullanırdı.. Oda Ekipürcü okuldan mıydı acaba? diye düşünüyorum şimdi..