Duyduk ki; yazılarımızı okuyan bazı kardeşlerimizin kadın ve erkeklerin bir arada bulunduğu ortamlarda sohbetlerin olması, bayanların yolumuzda öğretmenlik yapması ve bunların dine uygun olmayışı gibi itirazları varmış. Bu hafta bu itiraza açıklama getirmek isterim Allah’ın izniyle.
Yaşadığımız zamanda hayatın her platformunda kadınlar ve erkekler bir arada. Ne alış verişte, ne düğünde, ne okulda ne sokakta ayrı değiliz. Biz insan olarak birlikte yaşıyoruz. Dolayısıyla sürekli iletişim halindeyiz. Bu hepimiz için geçerli bir durum. Bu doğrultuda nasıl davranmalıyız sorusu için öncelikle Kuran’a bakalım derim. Kadınlar ve erkeklerin aynı ortamda bulunamayacağına ve sohbet edemeyeceğine dair bir ayet olmadığı gibi aksini ispatlayan ayetlerden örnek vermek isterim.
“İbrahim'in zevcesi de ayakta dinliyordu ve bunu duyunca güldü. Bunun üzerine ona İshak'ı müjdeledik, İshak'ın arkasından da Yakub'u” “Vay" dedi zevcesi, "Ben bir koca karı, kocam da bir ihtiyar iken doğurabilir miyim? Gerçekten bu çok şaşılacak bir şey!” (Hud suresi, 71. ve 72. ayetler). İbrahim as’ın evine erkek kılığında gelen elçilerden bahseden Kuran’da, Hz. İbrahim’in eşinin de yanlarında bulunduğu, dinlediği ve sohbete de katıldığı ayetlerde açık şekilde görülüyor.
Bir diğer ayette ise; “Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan birçok insan buldu. Onların gerisinde de (hayvanlarını suyun olduğu yerden) geri çeken iki kadın gördü. Onlara "Derdiniz nedir?" dedi. Şöyle cevap verdiler: "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır.” (Kasas suresi, 23. ayet). Bu ayette ise Hz. Musa’nın kadınların yanına gelerek onlarla konuştuğu ve devamı olan ayetlerde kadınlara yardım ettiği, daha sonra babaları Şuayb as.’ın söylemesi ile kızların Hz. Musa’yı çağırarak birlikte babalarının yanına gittiği anlatılıyor.
Nur suresi, 62. ayette ise Rabbimiz “A'maya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarına malik olduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir güçlük ve günah yoktur. Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek ve güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selam verin. İşte Allah düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklar.” buyuruyor.
Kadın ve erkek iletişimiyle ilgili olan bu ayette açık ve geniş bir biçimde anlatılıyor ki; akrabalar dışında dostların, güvendiğin kişilerin evlerine dahi gidilebilir, birlikte yemek yenilebilir, konuşulabilir. Bu ayetler Kuran’da bu konuda verilebilecek birçok ayetten sadece bazıları. Peygamber Efendimiz’in de, ardından gelen halifelerin de kadın erkek karışık sohbetler verdiklerini birçok rivayetlerden biliyoruz. Veda hutbesi bunlardan sadece biridir. Bizler marifet üzerine Rabbimizin öğrenmemizi dilediği ne varsa bunları kardeşlerimizle paylaşıp infak ediyoruz. Allah için O’nun yolunda bir arada yürüdüğümüz kadın-erkek fark etmeksizin tüm kardeşlerimizle birlikte öğreniyor ve öğretiyoruz. Marifet dilinde kadın-erkek farkı olmadığını, birde Hacı Bektaşi Veli Hz.’nin ifadeleriyle görelim.
Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde.
Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde.
Bizim nazarımızda, kadın-erkek farkı yok!
Noksanlık da, eksiklik de; senin görüşlerinde.
Ayrıntılı bilgi için: www.veyselkarane.com
Yaşadığımız zamanda hayatın her platformunda kadınlar ve erkekler bir arada. Ne alış verişte, ne düğünde, ne okulda ne sokakta ayrı değiliz. Biz insan olarak birlikte yaşıyoruz. Dolayısıyla sürekli iletişim halindeyiz. Bu hepimiz için geçerli bir durum. Bu doğrultuda nasıl davranmalıyız sorusu için öncelikle Kuran’a bakalım derim. Kadınlar ve erkeklerin aynı ortamda bulunamayacağına ve sohbet edemeyeceğine dair bir ayet olmadığı gibi aksini ispatlayan ayetlerden örnek vermek isterim.
“İbrahim'in zevcesi de ayakta dinliyordu ve bunu duyunca güldü. Bunun üzerine ona İshak'ı müjdeledik, İshak'ın arkasından da Yakub'u” “Vay" dedi zevcesi, "Ben bir koca karı, kocam da bir ihtiyar iken doğurabilir miyim? Gerçekten bu çok şaşılacak bir şey!” (Hud suresi, 71. ve 72. ayetler). İbrahim as’ın evine erkek kılığında gelen elçilerden bahseden Kuran’da, Hz. İbrahim’in eşinin de yanlarında bulunduğu, dinlediği ve sohbete de katıldığı ayetlerde açık şekilde görülüyor.
Bir diğer ayette ise; “Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan birçok insan buldu. Onların gerisinde de (hayvanlarını suyun olduğu yerden) geri çeken iki kadın gördü. Onlara "Derdiniz nedir?" dedi. Şöyle cevap verdiler: "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır.” (Kasas suresi, 23. ayet). Bu ayette ise Hz. Musa’nın kadınların yanına gelerek onlarla konuştuğu ve devamı olan ayetlerde kadınlara yardım ettiği, daha sonra babaları Şuayb as.’ın söylemesi ile kızların Hz. Musa’yı çağırarak birlikte babalarının yanına gittiği anlatılıyor.
Nur suresi, 62. ayette ise Rabbimiz “A'maya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarına malik olduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir güçlük ve günah yoktur. Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek ve güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selam verin. İşte Allah düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklar.” buyuruyor.
Kadın ve erkek iletişimiyle ilgili olan bu ayette açık ve geniş bir biçimde anlatılıyor ki; akrabalar dışında dostların, güvendiğin kişilerin evlerine dahi gidilebilir, birlikte yemek yenilebilir, konuşulabilir. Bu ayetler Kuran’da bu konuda verilebilecek birçok ayetten sadece bazıları. Peygamber Efendimiz’in de, ardından gelen halifelerin de kadın erkek karışık sohbetler verdiklerini birçok rivayetlerden biliyoruz. Veda hutbesi bunlardan sadece biridir. Bizler marifet üzerine Rabbimizin öğrenmemizi dilediği ne varsa bunları kardeşlerimizle paylaşıp infak ediyoruz. Allah için O’nun yolunda bir arada yürüdüğümüz kadın-erkek fark etmeksizin tüm kardeşlerimizle birlikte öğreniyor ve öğretiyoruz. Marifet dilinde kadın-erkek farkı olmadığını, birde Hacı Bektaşi Veli Hz.’nin ifadeleriyle görelim.
Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde.
Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde.
Bizim nazarımızda, kadın-erkek farkı yok!
Noksanlık da, eksiklik de; senin görüşlerinde.
Ayrıntılı bilgi için: www.veyselkarane.com