Gelenekselleşen iftar programına Eski Başbakan Yardımcısı ve Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer de katılım gösterdi.
İftar programında konuşan Ersümer; “Biz her yıl önce birlikte toplanıyoruz. İlimiz, ilçelerimiz, ülkemiz ile ilgili işleri, gündemi görüşüyoruz tartışıyoruz. Bugün de öyle yaptık. Tabii şimdi gündem seçim adayları, partileri değerlendirdik.
Hemen hemen bütün arkadaşlarımız konuştular tespitlerini görüşlerini paylaştılar. Neticede başlıklar olarak bakarsak, dış politikayı, iç politikayı, depremi, Gazze’yi, göçmenleri, çeteleri, ekonomiyi, yatırımları tabii ki enerjiyi ve seçimleri konuştuk. Bende kısa kısa değerlendireceğim.
Geçen yıl hala dumanı tüten deprem ile başlamıştık, acı azalmıyor artarak devam ediyor. Öncelikle vefat edenleri rahmetle anıyorum acılı ailelere sabırlar diliyorum.
Halen, deprem bölgesinde konteynırla, çadırlarda yaşayan, soğukla sıcakla mücadele eden, yardımla yaşam mücadelesini sürdüren, ailelerin varlığından, hicap duyuyorum. Bir an önce sıcak yuvalarına, medeni imkanlarına ulaşmaları içinde dua ediyorum” dedi.
31 Mart’ta gerçekleşecek olan yerel seçimlere de değinen Ersümer; “Öncelikle seçime giren bütün siyasi partilere ve adaylara başarılar diliyorum. Seçimlerin ülkemiz için hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyorum. Bu seçimde biz ne yapacağız; bu mahalli seçim ilimizi, ilçemizi yönetecek, belediye başkanımızı, meclis üyelerimizi, il genel meclis üyelerimizi seçeceğiz. Tabii ki geçen beş yılda hizmet etmiş, vatandaşını mutlu etmiş, ayrım partizanlık yapmamış, belediye imkanlarını çarçur etmemiş, keyfine göre harcamamış, arkadaşları destekleyeceğiz. Böyle davranmayanları zaten ne biz affederiz ne vatandaş ne de Allah affeder.
Yakın siyasi hayatımızda iktidarı sarsan sonuçta iktidardan eden mahalli seçimlerde yaşanmıştır. 35 sene önce 1989 seçimleri daha dün gibi, çok iyi hatırlarsınız 1989 seçimlerinde rahmetli Demirel ve İnönü el ele verdiler. Bizim iktidarımızın vatandaşı rahatsız eden genel uygulamalarını öne çıkartılar. “Limon gibi sıkın süpürgeyle süpürün dediler”.
1987’de %40 oyla tek başına iktidarı veren yüce millet bize % 2175 oy verdi. Sonrasında muhalefet “siz mecliste çoğunluğunuzu kaybettiniz” diyerek erken seçim taleplerini yüksek sesle dile getirdiler. Rahmetli Özal Cumhurbaşkanı seçildiğinde de “sen %21’in Cumhurbaşkanısın seni tanımıyoruz” söylemleri ile erken seçime gidildi. 1991 seçimlerinde de iktidardan olduk.
Ancak, bu seçimde önemli bir farklar var. Muhalefet el ele değil karşı karşıya, iktidar ile değil birbirleri ile uğraşıyorlar. Ayrıca son seçimde iktidarı destekleyen partiler arasında da bu seçim de çatışmalar yaşanıyor. Anlaşılan yine milletimizin her zamanki yüksek irfanı sandıkta oyları ile bazı partileri birleştirecek bazılarını ebediyen ayıracak. Nazlılarını da siyasetten silecek” dedi.
Ülkenin durumunun 89 yılından daha vahim olduğunu söyleyen Cumhur Ersümer; “Ülkenin durumuna bakarsak, 89’dan daha vahim bir şekilde yönetiliyoruz. Patinaj yapan, zikzak yapan bir dış politikamız var. Türkiye’nin itibarı tartışılıyor. 9 bakan değiştirilen bir Milli Eğitimimiz var. Çocuklara kurban kesme ve mezarlık eğitimleri veren hale geldi. Bir türlü çözülemeyen, vatandaşı isyan ettiren hastanesi, eczanesi, ciddi sağlık problemleri ile boğuşan bir halde insanımız. Bir de dayanılmaz zamlarla yönetildiği zannedilen akaryakıta, elektriğe ve doğalgazın faturası vatandaşa çıkarılan beceriksiz enerji politikaları var. Şimdi seçimler nedeniyle vatandaşa yansıtılmayan zamların sonucunda BOTAŞ’ta ve ÜEAŞ’ta, yani Türkiye’ye gaz temin eden, elektrik üreten her iki dev şirketimiz de büyük zararda. Bu zararı da görev zararı kabul edilerek hazineye yükleniyor, neticede yine bize dönüp geliyor. Miktarı söylersem gerçekten şaşırtıcı. BOTAŞ’ın görev zararı 75 milyar liraya ulaşmış, ÜEAŞ’ın görev zararı da 77 milyar liraya çıkmış. Hani bizden ikinci bir taşıt vergisi aldılar ya, oradan 30 milyar lira toplanmış, BOTAŞ’ın batırdığı paranın yarısına bile yatmıyor. Şimdi bu TPAO da aynı yolda gidiyor.
Çanakkale Köprüsü için 32 milyon 850 bin araçlık garanti verilmiş, beşte biri geçmiş, 6 milyon 200 bin araç geçmiş. Şirkete 11 milyar ödeme yapılmış. Şimdi Çanakkale’den biz de, iktidarımız döneminde köprü yapabilmek için çabaladık. O zaman Danıştay vardı, bunların hesabını soruyordu. Biz hesapladık kaç araç geçtiğini, gemilerle, motorlarla, sayılar belli hesaplanabilir, şimdi de hesaplarsınız. Nasıl oluyor da bu hesap yapılıyor ve 32 milyon garanti veriliyor. Bu yanlışı yapandan da bunun hesabının sorulması lazım. Bu milletin parasına puluna yazık. Her gün de zam yapılıyor.
Bütün bu şartları hep beraber görüyoruz. Vatandaşımız sandığa gidip oy verirken, bunları görmemezlikten mi gelecek? Bunları değerlendirmeyecek mi? Şimdiye kadar ifade etmeye çalıştığım konuların hiçbiri maalesef yönetimin umurunda değil” ifadelerini kullandı.
SEDANUR ARIGÜN
SEDANUR ARIGÜN