Antik Çağ düşünürü Heraklitos‘un dediği gibi “Her şey değişir, akar.” Eğitim ve seminer konularımdan biri “Olasılıklar, Seçimler ve Fırsatlar” Bu konuyu orada 2-3 saat boyunca detaylıca anlatırım, sonunda şunu söylerim; “Her şey senin bakış açınla şekillenir. Bu akışın önünde olmak mı? (engelleme, durdurma, sınırlama, bloke etme…) ya da akışla beraber hareket etmek mi? Neyi seçiyorsunuz?” Bu yaşadığımız İzolasyon döneminde kendini nerede görüyorsun? Hadi bir içine bak ve sor? Akışla mı hareket ediyorum? Akışa rağmen mi hareket ediyorum? Akışa karşı mı direniyorum? Beklenmeyen, öngörülmeyen, sonunun nasıl biteceği tahmin bile edilmeyen bir süreçten geçiyoruz. Hem de hep birlikte. Bu süreç herkesi etkiledi, tüm dünya bunu konuşuyor. Virüs ve salgın haberleri tüm iletişim kaynaklarından yağmur gibi üzerimize yağıyor. Çok fazla bilgi ve bilgi kirliliğine maruz kalıyoruz.‘Bilgi kirliği’ dedim çünkü dolaşımda olan birçok haberin doğruluğu söz konusu değil. İspatlanmamış veriler sanki doğruymuş gibi hızla yayılmakta. Haber kaynaklarını kullanmayı reddederseniz de iletişim yollarıyla size geliyor. (Whatsapp, messenger, mail, mesaj… mesaj kutularını dolduruyor) Sabaha, okunmayı bekleyen, açılması için gönderilmiş mesajlarla güne ‘Günaydın!’ diyorsunuz. Gün içerisinde çok fazla uyarana maruz kalıyoruz. Zihniniz (düşünceleriniz, duygularınız,…) nerelerde geziyor? Hadi bir alıştırma daha; “Bugün kaç kez kendinizi düşündünüz, kendinize sevgi ve sefkat duydunuz, kendinizi dinlediniz?” Gelen mesajı okuyup, onun doğruluğunu araştırırken, tıkladığınız sayfa sizi başka bir sayfaya yöneltti ve siz kaç saatinizi bugün internette geçirdiniz, evinizden uzakta ve bilmediğiniz diyarlarda.Üstelik virüs ve hastalık süreçleri ile ilgili bu kadar araştırma yapıp, yazı okuyup, video, klip seyredip kendinizi daha iyi hissettiniz mi? Cevap koca bir ‘HAYIR‘. Çünkü bu yaşadıklarımızın cevabı henüz bulunmuş ve çözülmüş değil, “Çin şöyle yaptı, Güney Kore böyle mücadele etti.” Deniyor ama süreç sona ermedi henüz. Biten ya da kapanmış bir olgu değil bu.
Peki, bu süreci nasıl yöneteceğiz?
Yöneteceğiz dedim çünkü bu bizim elimizde. Ben bu süreci yönetmek için bir yol haritası öneriyorum naçizane. Her zaman olduğu gibi bir haftadır önce kendimde ve ailemde denedim, işe yarıyor. Umuyorum ve diliyorum ki, bu siz de de işe yarar.Atalarımızın dediği gibi ‘Nerede hareket orada bereket‘. PC/ iPad başında, telefon elinizde ne kadar çok zaman harcadığınızı fark etmeye çoktan başladınız bile, şimdi bir şeyleri değiştirme zamanı, hadi odak noktamızı değiştirelim.Sürecin gidişatını madem kontrol edemiyoruz o halde biz de kendimize dönelim. Korku psikolojinden sıyrılıp, kendimize odaklanmak bu süreçte yapabileceğimiz en güzel şey. Bunun için de, bir liste oluşturalım. Bu listede sadece gün içerisinde yapmak istediklerimiz değil, yapmamız gerekenler, yaptığımızda bize iyi gelenler ve gelişimize hizmet eden birkaç şey olsun.Bunlara ne kadar zaman ayıracağımızı da yazalım karşısına (üç aşağı beş yukarı). Oluşturduğunuz listenizi gözden geçirin, süreleri toplayın; eğer 12 saatten fazla çıktıysa yapılacaklar, listenizi revize edin, bazı işlerinizi günaşırıya dönüştürün. Ya da sürelerini kısaltın. Öngörülmeyen işler zamanınızı alacaktır, örneğin bozulan musluğu tamir etmek, ya da kırılan su şişesini silip süpürmek vb.Listenizde, bedensel, zihinsel ve duygularınıza iyi gelen aktiviteler olsun. Sadece kitap okumak, makale okumak, araştırma yapmak, yazı yazmak, yabancı dil çalışmak… zihinsel aktivitedir. Beden ve ruhsal alanla işbirliği yapmadığınız anlamına gelir. Biz zihin, beden ve ruhsallığımızla bir bütünüz; birini besleyip diğerini ihmal edersek içimizde bir yerlerde eksiklik duygusu yaşarız. Bu da bize tatminsizlik hissi yaşatabilir.
YAZARLAR
Yayınlanma: 21 Eylül 2020 - 10:40
'Evde Kal' deniliyor ama gerçekten evde miyiz?
Antik Çağ düşünürü Heraklitos‘un dediği gibi “Her şey değişir, akar
YAZARLAR
21 Eylül 2020 - 10:40
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir