“Yapmamız gereken şeyi yapmamız, onu yapmayıp iyi bir neden bulmaktan daha iyidir!” Bu mesaj eylem yasasını ifade eder.
Yaşam her gün yeni bir serüven ve bu yaşamı anlamlı kılan en önemli şey ise deneyim kazanmaktır. Bunu yapmanın tek yolu ise harekete geçmek ve “eylem yasası”nı uygulayabilmekten geçiyor. Okumak, görmek, fark etmek, anlamak…vs hepsi bir yere kadar tatmin edici. Harekete geçip bildiğimizi deneyimleyemiyorsak yaşamın anlamı kaybolmaya başlıyor. Kısacası bilmek yetmiyor, bildiğimizi deneyimlemek istiyoruz yaşamı hissedebilmek için. Ruhumuzun bedene girerken ki asıl amacı da öğrenmek değil (ki ruh her şeyi zaten bilir!) bildiğini fiziksel olarak deneyimlemektir. Bunun için dünyadayız…
Yaşam sürprizlerle dolu… İyi olduğu kadar korkutucu sürprizler de var elbette. İşte bu nedenle yeniliğe ve bilinmeyene doğru ilerlemek her zaman heyecan yaratmaz, bazen de bizi yolumuzdan alıkoyan korkulara, endişe ve kaygılara sebep olur. Böyle anlarda ilerlemek istemeyiz ve yerimizde kalırız. Ancak “ruhun yasaları” gereği yerinde saymaya izin yok. Hayat akarken sende bir şekilde ilerlemek, adım atmak zorundasındır. İsteyerek ya da istemeyerek…
“Ne hissedersek hissedelim, ne bilirsek bilelim, potansiyel yeteneklerimiz ne olursa olsun, sadece eylem onları hayat geçirir. Kararlılık, cesaret ve sevgi gibi kavramları anladığını sadece düşünenler, bir gün, ancak yaptığımız zaman bildiğimizi keşfederler; yapmak anlamaya dönüşür.”
Bilmek güzeldir, güven verir ve iyi hissettirir ama ruhumuz için asla yeterli değildir. İçimizdeki ses her zaman “yap, dene, hisset, hareket et, koş, yaşa” diye bağırır durur. Bilmek güven verir ama yapmak yaşamı hissetmemizi sağlar. Bu duygu ancak yaşanarak hissedilebilir. AŞK gibidir yani… Aşkın güzel bir duygu olduğunu, bizi büyüttüğünü ve dönüştürdüğünü biliriz ama yine de “aşk”ı yaşamaktan korkarız çünkü riskleri de vardır. Onca hissettirdiği güzel duyguya rağmen korkutucu yanı bizi durdurmayı başarır çoğu aman. Buna rağmen cesaret edersek muhteşem deneyimler kazanırız. Aşk yaşam içindeki en değerli duygudur bence. Hiçbir duygu insanı bundan daha güçlü ve zorluklara karşı dirençli hissettiremez. İşte bu nedenle “bir an” için bile aşkı hissetmek için olmadık riskler alabiliriz. Ayrıca aşkı yaşayan hiç kimsenin yaşadığı bütün acılara rağmen “keşke aşkı tanımasaydım” diye düşündüğünü sanmıyorum. İşte deneyim bu kadar güçlü ve değerli.
YAŞAM CESURLARI SEVER… Bu sözü 2007 yılında Nil Gün’ün bir kitabının adı olarak fark etmiştim. Açıkçası o kitabı okumadım ama ismi bana çok ilham verdi. Ne zaman korksam, cesaret edemesem ve eyleme geçemesem bu söz gelir aklıma. İlk önceleri bunu içsel olarak biliyordum ama zaman içinde bunu deneyimlemek istedim ve yapmaya korktuğum bir çok eylemi yapmaya cesaret edebilmem için ilham aldım bu sözden ve sonunda hiç yanılmadım. Çünkü ben “KEŞKE” diyenlerden olmaktansa “İYİKİ” diyenlerden olmayı tercih ediyorum. Risklere rağmen, kaybetmeye rağmen hareket etmekten yanayım. Çünkü “en azından denedim” diyebilmek güzel ve içimi rahatlatıyor. Hareket etmek, denemek, yapmak… Yaşam enerjisi “hareket etmek” üzerinden ulaşıyor her birimize… O halde cesaret edip eyleme geçelim ve o enerjiden payımıza düşeni alalım… ;)
Emel Uğur Kırıcı
YAZARLAR
Yayınlanma: 28 Mayıs 2020 - 13:00
Eylem yasası (Evrensel yasalar – 16)
“Yapmamız gereken şeyi yapmamız, onu yapmayıp iyi bir neden bulmaktan daha iyidir!” Bu mesaj eylem yasasını ifade eder
YAZARLAR
28 Mayıs 2020 - 13:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir