Geçen haftaki yazıdan sonra oldukça fazla olumlu yorum aldım. Birçok kişi geçen hafta yazdığımız konulardan muzdarip. Özellikle alıcı adayları ve gayrimenkul işi yapanlar çok ciddi bir kaos ortamında kalmış durumda. Rakamlar çıldırmış, bazı mal sahipleri gayrimenkullerin fiyatlarını %30lar düzeyinde arttırmış, alıcı adaylarının ev alabilmesine yönelik bu kampanyadan maksimum fayda sağlama telaşı içerisinde 350.000 TL’ye satamadıkları mülklerin fiyatını 450.000 TL’ye çıkartıp birinin gelip almasını umar olmuş.
Tabi tüm bu beklenti aslında sektörle alakası olmayan bazı boşboğazların etkisiyle iyice tavan yapmış halde mal sahiplerini etkilemekte, belki de satabilecekleri gayrimenkullerin bu dönemde satılmamasıyla karşı karşıya kalmalarına sebep olmakta. En basitinden bir örnek vermek gerekirse; pazarladığımız bir mülkte 250.000 TL rakam ile anlaşma sağlanmış, cayma akçesi alınmış ve artık tapu için girişim bulunma aşamasına gelinmiş ancak mahalledeki “PEYNİRCİ” evin 300.000 TL’den aşağı verilmemesi gerektiğini söylediği için satış bir anda kilitlendi. Yanlış okumadınız “PEYNİRCİ”nin biri saçma sapan bir yorum yaptığı için mal sahibi belki de çok büyük bir zarar ile karşı karşıya kalacak. Ancak insanoğlu işine geleni gerçekmiş gibi algıladığından olsa gerek sektörle hiç alakası olmayan bir “PEYNİRCİ”nin işkembe-i kübradan salladığı bu saçmalığı dikkate alarak fikir değiştirebiliyor, satmaktan cayabiliyor. “Yahu bu adam peynirci, ne anlar gayrimenkulden” diye düşündüğü noktada ise aslında çözüm de beraberinde gelecek, bakalım nasıl sonuçlanacak biz de beklemedeyiz bu satış ile ilgili olarak. Elbette gayrimenkul sahibinin ruh hali de gayet anlaşılabilir bu örnekte; sizde, bizde sınırlar ölçüsünde en fazla kar edeceğimiz ticareti yapmak isteriz. Mühim olan ise gerçekleri hayalden arındırarak aksiyon alabilmekte ki bunu başarabilen kişi sayısı bu piyasada oldukça az sayıda ne yazık ki.
Başka bir ofisin başına gelen örneği de yazayım hazır başlamışken. 740.000 TL bedel ile anlaşma sağlanıyor, kredi başvurusunun 0,64 ile yapılabildiği öğrenilince mal sahibi gayrimenkulü alacak olanın 40.000 TL az geri ödemesi olacağını hesaplayıp, aradaki 40.000 TL’yi de isteyerek rakamı 780.000 TL’ye çıkartıyor ve satış yatıyor. Çünkü kimse öyle parayı sokakta bulmuşçasına savurmuyor. Güler misiniz, ağlar mısınız belli değil gerçekten.
Tabi hep kötü örnekler de yok elbet, gerçekten satmaya niyetlenen ve durumu olduğundan abartmayıp piyasanın artış oranında makul bir artış yapan mal sahipleri ise gayrimenkullerini elden çıkartarak yoluna devam ediyorlar. Yani aslında durum sınandığımız zaman ortaya çıkıyor. Ortada para yokken havada uçuşan sözler, ortaya para konduğunda veya konmaya yaklaşıldığında bin bir mazeret ile göz ardı ediliyor, “ben öyle dememiştim” denilerek veya “ben peynircimle ve kapıcımızla konuştum” diye başlanan cümlelerle sanki hiç konuşulmamış gibi davranılabiliyor.
Velhasıl gayrimenkul sektörü derya denizdir. Bilen de konuşur, bilmeyen de konuşur. Bugüne kadar 2 tane ev almış da konuşur, ömrü hayatında hiç kiradan çıkmamış da sektörün duayeni gibi konuşabilir bizim sektörümüzde. Niye? Çünkü çoğunluk laf olsun diye konuşmayı sever bizim ülkemizde; işine gelmeyeni dinlemeksizin konuşur, işine geleni yalan olduğunu bilse de doğruymuş gibi konuşur. Siz yine de çok konuşacağım diye boş konuşanları dinlemek yerine az ama doğru konuşanları dinlemeye devam edin. Sadece gayrimenkul sektöründe de değil, hangi sektörde olursa olsun az konuşan daha rafine ve doğru bilgi verirken, laf kalabalığı içinde kaybolanların verdiği bilgiler zaten pek de itimat edilmemesi gereken bilgilerdir.
Bu dönemde doğru adım atmak adına kendi gayrimenkul danışmanlarıyla beraber yol alıp, onları dinleyerek ve müzakere ederek süreçten maksimum faydayı sağlayanlar bu dönemi kesinlikle en karlı atlatacak olanlardır.
Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…
YAZARLAR
Yayınlanma: 16 Haziran 2020 - 14:43
Faizler çıldırdı – 2
Geçen haftaki yazıdan sonra oldukça fazla olumlu yorum aldım
YAZARLAR
16 Haziran 2020 - 14:43
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir