Geçmiş olsun İrfan Mutluay..

Langur lungur derken kabak Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay’ın başına patladı. Geçmiş olsun, merhamet sahibi bir insan olduğundan hiç kuşkum yok ama barınakta olup biten de yenir yutulur şeyler değil.
Ben barınaklara karşı olmakla birlikte ne yazık ki ülkemizde bir ihtiyaç haline getirildi. Bunun sebebi ne Belediyeler ne can dostların üremesi. Kontrolsüzlük bizzat bizde. Çocuğumuz istiyor ‘şak’ hemen bi can dostu ediniyoruz. Sıkılınca sokağa terk ediyoruz. Sonra sokak hayvanı insanları rahatsız etmeye (!) başlıyor ve bununla birlikte barınak ihtiyacı ortaya çıkıyor..
Diğer bir sebep doğru düzgün hayvan hakları kanunu veya yasası (neyse) yok. Son yıllarda kısmen ilerleme kaydetsek de yetersiz. Bu iş yalnızca Belediyelerin üzerine yıkılarak çözülemez.
Peki ne yapalım..
Gel seni dünyanın en güzel şehirlerinden birine götüreyim.
Viyana..
Bu şehirde bir hayvan sahiplenebilmen için o hayvanla ilgili genel bilgilerin verildiği bir kursu bitirmen gerekiyor. Ayrıca çok ilginç 3 aydan büyük köpekler vergiye tabi. Sadece görme engelliler bu vergiden muaf.
Aklına ‘canım benim köpek aldığımı nereden bilecekler’ diyebilirsin..bizim yeni yeni yapmaya başladığımız ‘çip’ meselesi orada ezelden kalma. Adam ‘şak’ çipi takıyor ve takibini yapıyor. Sıkıysa sokağa terket.
Hatta; ‘len oğlum köpek için vergi mi ödenir, sen ayda mı yaşıyorsun’ da diyebilirsin.
Helal sana..canın ne istiyorsa de ama geleceğimizi can dostlar konusunda disipline edeceksek bu günden başlamak zorundayız.
Hayvan sahiplenme konusuna döneyim..
Diyelim sen ‘şekerim ben vergi ödemek istemiyorum’ dedin. Onun da yolunu göstermişler.
Sınanmış Viyana Köpek Ehliyeti alırsan vergiden kurtuluyorsun ama bir yıl sonra. Sana baıyorlar, ehliyeti aldın ama bakalım o görevi yerine getiriyor musun. .
Mesela..
Köpeğin kakasını yaptı. Çantanda poşet gezdirmene gerek yoktur. Belediye cadde ve sokaklarda bunun için poşet otomatları koymuş. Köpeğinin kakasını temizlemedin mi ‘şak’ ceza..
Ne kadarmış..mış mış..
2.000 yawrocuk..bizm parayla yalnız ve yalnız 32.000 liracık..
Bu ceza acıtır değil mi. Zaten acıtsın diye koymuşlar.
Mesela..
Viyana Hayvan Hakları Ofisi var. Kesinlikle bağımsız bir organdır.
Yanlış hatırlamıyorsam; köpek sahibi olanlar eğer bütün yükümlülüklerini yerine getirse Belediye her anlamda destek sağlıyor. Köpek oyun bahçelerinden tut da mama katkısına kadar.
İşkembeden sallıyoruz ya bazen ‘la olum bizi niye AB’ye almıyorsunuz’
Niye alsınlar..
Biz bırakın hayvana sevgiyi saygıyı; kendimiz bile o duygudan yoksunuz..
Gidip görenler beni anlayacaktır. AB bizi bozar; biz onlara bi gömlek fazla geliriz..
Şimdi dönelim Çanakkale Barınağında yaşananlara..
CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural geçen gece Valilik önünde konuşmuş. Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay’ destek olmak için demiş ki ‘orada ne yaşanmışşa yaşanmış..’ gibisinden geçiş yapmış.
Bence olmamış..
Evet, arkadaşınız haklarını savunacaksınız ama ‘orada ne olmuşşa olmuş’ diyemezsin..
İrfan Mutluay siyasal bir hamle ile görevinden alınmış. Bunu karşılığı bu mudur bilemem ama İrfan bey efendiliği, merhameti ve saygısıyla bende her zaman fark yaratmış bir isimdir. Keşke bunlar yaşanmasaydı.
Ben her zaman duruma şöyle bakarım..
İrfan bey buraya bir veteriner atamış mı..
O işin sorumluluğu artı odur. İşini yapacak, emek verecek ve aldığı maaşın-paranın karşılığını yapması gerekeni yaparak ödemekle mükellef. Ne yapsaydı İrfan bey hafiye gibi görevlinin peşinden mi koşacak..
İş bölümü..
Sorumluluk..
Yetkin olma durumu bu nedenle vardır.
Adım gibi eminim İrfan Mutluay şu an çok ama çok mutsuzdur; yaralanmıştır. Görevden alındığı için değil, barınakta yaşanan o acı durum için..
Şimdi toplum kamera kayıtlarını istiyor..
Son bir detay..
13 yıl sevgiyle bebekliğinden ölünceye kadar büyütüp baktığımız, halen özlemle andığımız Max’imizden biliyorum ki; köpekler kemik konusunda çok hassas oluyorlar. Kemik başında köpeğin beyni bizimkinden farklı çalışıyor.
Zira..
Biz kendimizi köpeğin sahibi sanıyoruz..
İlginç olan köpek de kendini bizim sahibimiz sanıyor..
Sonuç olarak bişey söylemem gerekirse eğitmenler ‘köpekler birer saatli bombadır’ diyor..
Yani kolaylıkla bir birini öldürebilirler. Köpekleri anlamak lazım; onların beden dilini iyi okumak lazım.
Açlıktan köpekler bir birini yer mi ?
Vallahi işte onu bu işlerin uzmanı; okulunu okumuş veterinerler ve eğitmenler bilir.
Belki de bi damdan düşene sormak lazım..
Ve fakat..
Ülkemizde bundan daha acı, daha korkunç şeyler oluyor ama kimseye bir şeycik olmuyor.
İrfan beyin ‘şak’ diye görevden uzaklaştırılması siyasidir. Bunun başka bir açıklaması yoktur.