Güzelyalı’da piknik alanının bitiş duvarına sıkışmış vaziyette bir tarih yatıyor. İngiliz Sivil Hastanesinin anısına 1856 yılında yaptırılan çeşme göz göre göre yok oluyor. Tarihçi ve eski İntepe Belediye Başkanı Alaattin Özkurnaz, defalarca çeşmenin koruma altına alınması ile ilgili girişimlerinin olduğunu ancak sonuçsuz kaldığını ifade ediyor.
Kırım Savaşı’nın kazanılmasının ardından Güzelyalı’ya hatıra olarak yapılan 170 yıllık tarihi çeşme sonunu bekler gibi iki duvar arasına sıkışmış vaziyette duruyor. Yıllardır korumaya alınması gerekildiğine dair girişimlerin sonuçsuz kaldığı çeşme ile ilgili Tarihçi ve eski İntepe Belediye Başkanı Alaattin Özkurnaz açıklamalarda bulunarak çeşmenin yapılma amacını şöyle anlatıyor: “Erenköy’de karantina olarak adlandırılan yerde Renköy British Civil Hospital diye kurulan hastane 1853’te Osmanlı Kırım Savaşı’nda yapılmış. Bu savaşta İngilizler sömürgelerinden getirdikleri askerleri önce karantina altına alıyorlar. Şimdiki karantina isminin kaynağı da oradan geliyor. Güzelyalı olarak adlandırılan yerin ilk ismi oradan geliyor. Karantinaya alıyorlar ondan sonra Kırım’a savaşa gönderiyorlar. Kırım Savaşı 1856 yılında bitiyor. Orada yaralanmış olanlar, genellikle Selimiye’yi de askeri hastane olarak kullanıyorlar. İngiliz Sivil Hastanesinin dünyada bir tek özelliği var o da prefabrik ilk defa kurulan hastane. Ayrıca Selimiye’deki Florence Nightingale olan ilk hemşirelik olayı da Kırım Savaşı’nda çıkıyor”
5000-6000 ARASI HASTAYI TEDAVİ EDİYOR
Özkurnaz açıklamasına şöyle devam ediyor, “O dönemde 1855’te başlıyor hastanenin yapımı, ama çok büyük hizmeti yok. Dünyada ilk prefabrik askeri amaçlı hastane kurulması. Sivil hastane denilmesinin sebebi de ordu değil İngiliz ve Fransız askerlerinin, askeri teknik yoluyla yapılan hastane 1500 yataklı. O bölgede kurulduktan sonra hastane çok yoğun çalışmamış ama yine de 5000-6000 arası hastayı tedavi etmişler. TRUVA’YI ARAŞTIRIYORLAR
O arada gelen İngiliz mühendis, doktor, teknik elemanlar, hastane personeli boş zaman olduğu için araştırmalara da yönelmişler. Neyi araştırmışlar? Truva’yı araştırıyorlar. Schliemann’dan önce özel olarak gezilere çıkıyorlar, araştırıyorlar. Hastane son döneminde de askeri hastanenin önünde de su rezervleri yapılıyor. Güzelyalı’nın üzerinde su getirmek için yollar yapılıyor. En önemlisi hastanenin anısına da bir tane çeşme yapılıyor. Bu çeşme çok önemli dünya tarihi bakımından da önemli, çünkü Osmanlı’nın 1860’lardan itibaren daha önceki bütün savaşları galip geldiğimizi, İngiliz, Fransız ve Avusturyalıların birlikte hareket etmesiyle, Osmanlı’nın yanında olmasıyla kazanılan bir savaş. Onun anısına çeşme yapılmış. Onun yanı sıra tarihi özelliği de var. Yani yaklaşık 170 yıllık bir çeşme. Orada yazısı da var, imzası da var. Kimin yaptığı, neden yaptığı da var. Truva’nın bulunmasında gelen şeylerin katkıları da çok büyük” Dünyanın ilk prefabrik askeri hastanesi NEDEN KORUMAYA ALINMIYOR?
Tarihçi Özkurnaz çeşmenin yılladır koruma altına alınması gerekildiğine dair girişimleri olduğunu ancak bir sonuç alınamadığını belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Belki de tarihin çokluğundan, üzerinde oturduğumuz yerin değerini bilmemekten kaynaklanıyor. Tarihimize bu anlamda önem vermemekten kaynaklanıyor. Ciddi olarak sahip çıkılması gereken yerler. Ki o konuda uyarılarımız oldu, girişimlerde bulunduk. Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun koruması gerekir. Tekrar restorasyon yapılması, hatta tekrar su akması gerekir, ama öyle bir rezalet yaşanıyor ki şu anki çeşme ağaçların arasında kalmış, çalılıkların arasında kaybolmak üzere. İncir ağaçların çeşmenin ortasından çıkıyor. Çeşmenin duvarları patlamış, taşları kalkmış. 3-5 yıl sonra da tamamen yok olacak. Göz göre göre tarih ortadan kalkacak. Bir an önce koruma altına alınarak restorasyon yapılmalı. Buradaki Çanakkale’deki devlet yetkilileri; Valilik, belediye, İl Özel İdare, Tabiat Varlıkları Koruma Kuruludur. Bunlar ne yaparlar? Gözümüzün önündeki var olan değer kaybı bunlar ne yapıyorlar? Bunlar Truva’nın da ilk kaynaklarından bir tanesi zaten. Truva bölgesinde yer alınması ve Truva’nın ortaya çıkarılmasında oradaki teknik elemanların, mühendislerin ciddi anlamda araştırmalar yapılması. İlk kriteryum denilen mezar sistemlerini ortaya çıkarılmasında bunların payı çok büyük ama bunlar gözükmüyor. Bunlar tamamen yabana atılmış durumda” [video width="640" height="352" mp4="https://www.canakkalekalem.com/wp-content/uploads/2022/10/VID-20221012-WA0020.mp4"][/video]
Özkurnaz açıklamasına şöyle devam ediyor, “O dönemde 1855’te başlıyor hastanenin yapımı, ama çok büyük hizmeti yok. Dünyada ilk prefabrik askeri amaçlı hastane kurulması. Sivil hastane denilmesinin sebebi de ordu değil İngiliz ve Fransız askerlerinin, askeri teknik yoluyla yapılan hastane 1500 yataklı. O bölgede kurulduktan sonra hastane çok yoğun çalışmamış ama yine de 5000-6000 arası hastayı tedavi etmişler. TRUVA’YI ARAŞTIRIYORLAR
O arada gelen İngiliz mühendis, doktor, teknik elemanlar, hastane personeli boş zaman olduğu için araştırmalara da yönelmişler. Neyi araştırmışlar? Truva’yı araştırıyorlar. Schliemann’dan önce özel olarak gezilere çıkıyorlar, araştırıyorlar. Hastane son döneminde de askeri hastanenin önünde de su rezervleri yapılıyor. Güzelyalı’nın üzerinde su getirmek için yollar yapılıyor. En önemlisi hastanenin anısına da bir tane çeşme yapılıyor. Bu çeşme çok önemli dünya tarihi bakımından da önemli, çünkü Osmanlı’nın 1860’lardan itibaren daha önceki bütün savaşları galip geldiğimizi, İngiliz, Fransız ve Avusturyalıların birlikte hareket etmesiyle, Osmanlı’nın yanında olmasıyla kazanılan bir savaş. Onun anısına çeşme yapılmış. Onun yanı sıra tarihi özelliği de var. Yani yaklaşık 170 yıllık bir çeşme. Orada yazısı da var, imzası da var. Kimin yaptığı, neden yaptığı da var. Truva’nın bulunmasında gelen şeylerin katkıları da çok büyük” Dünyanın ilk prefabrik askeri hastanesi NEDEN KORUMAYA ALINMIYOR?
Tarihçi Özkurnaz çeşmenin yılladır koruma altına alınması gerekildiğine dair girişimleri olduğunu ancak bir sonuç alınamadığını belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Belki de tarihin çokluğundan, üzerinde oturduğumuz yerin değerini bilmemekten kaynaklanıyor. Tarihimize bu anlamda önem vermemekten kaynaklanıyor. Ciddi olarak sahip çıkılması gereken yerler. Ki o konuda uyarılarımız oldu, girişimlerde bulunduk. Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun koruması gerekir. Tekrar restorasyon yapılması, hatta tekrar su akması gerekir, ama öyle bir rezalet yaşanıyor ki şu anki çeşme ağaçların arasında kalmış, çalılıkların arasında kaybolmak üzere. İncir ağaçların çeşmenin ortasından çıkıyor. Çeşmenin duvarları patlamış, taşları kalkmış. 3-5 yıl sonra da tamamen yok olacak. Göz göre göre tarih ortadan kalkacak. Bir an önce koruma altına alınarak restorasyon yapılmalı. Buradaki Çanakkale’deki devlet yetkilileri; Valilik, belediye, İl Özel İdare, Tabiat Varlıkları Koruma Kuruludur. Bunlar ne yaparlar? Gözümüzün önündeki var olan değer kaybı bunlar ne yapıyorlar? Bunlar Truva’nın da ilk kaynaklarından bir tanesi zaten. Truva bölgesinde yer alınması ve Truva’nın ortaya çıkarılmasında oradaki teknik elemanların, mühendislerin ciddi anlamda araştırmalar yapılması. İlk kriteryum denilen mezar sistemlerini ortaya çıkarılmasında bunların payı çok büyük ama bunlar gözükmüyor. Bunlar tamamen yabana atılmış durumda” [video width="640" height="352" mp4="https://www.canakkalekalem.com/wp-content/uploads/2022/10/VID-20221012-WA0020.mp4"][/video]