Kurular ayrıca Eceabat’ın çok kıymet görmediğinden ve tanınmadığından da yakındı. Kendisi Eceabat Zeytini’ni ve Eceabat Zeytinyağı’nı tanıtmak için birlik olunması gerektiğini ve amaçlarını; ‘’Eceabat Zeytin ve Zeytinyağı aslında çok kıymetli, fakat kıymeti bilinmiyor. Çok fazla tanınmıyor. Burada daha önce bu dernek gibi bir oluşum olmadığı için herkes kendi emekleri ile bir şeyler yapmaya çalışıyordu fakat yeterli gelmiyordu. Şimdi bizim 103 üyemiz var. Bu 103 üye ile birlikte Eceabat Zeytin ve Zeytinyağını tanıtmaya ve birlikte hareket ederek coğrafi işaret almaya çalışıyoruz.’’ Sözleriyle ifade etti.
‘’Bir ucundan tutmak lazımdı, tuttuk’’
Dernek adını pek kullanmak istemeyen Kurular, ‘’Eceabat Zeytin Üreticileri Derneği’’ni bazı dernekler gibi sadece bir araya gelmek ya da lokal açabilmek için tutmadıklarını ve bir soruna çözüm üretmek istediklerini; ‘’Günlük hayatta sorunları çözer hale getirmek gerekiyor. Bir ucundan tutmak lazımdı tuttuk. Dernek kurduk. Kooperatif kurmak gerekiyordu, dernekle başladık. Bu fikirlerden yola çıkarak Eceabat ismini tanıtmayı hedefledim, bu da ancak birlik olduğumuzda mümkün olacak. Bir dernek açtık, ilk başlarda kimse ümitli değildi fakat işler yavaş yavaş oturunca kafamızda kurduğumuz projenin gerçekleşmesinin mümkün olabileceğini anladılar. Dernek ismini çok fazla kullanmak istemiyorum aslında çünkü biz dernek sıfatını çabuk geçecek gibi görünüyoruz. Yakın gelecekte biz muhtemelen en kötü ihtimalle adımızı artık derneğe bağlı iktisadi işletme olarak 2025 yılı Eylül ayında hayata geçirmeyi planlıyoruz. Geçtiğimiz günlerde 89 yaşındaki bir üretici derneğe üye olmak istediğini söyledi. Onun da kartını çıkarttım.’’ Sözleriyle ifade etti.
‘‘Eceabat Zeytinyağı’ ismi ile coğrafi tescil işareti almak istiyoruz’’
Kurum etiketleri bastırdıklarını ve bu etiketler sayesinde hangi üreticinin ürünü olduğunu tespit edebildiklerini anlatan Kurular etiketlerde özellikle neden ‘’Eceabat Zeytinyağı’’ oalrak belirttiklerini de; ‘’Etiketler bastırdık. Bu etiketlerin üzerinde bizim derneğimizin logosu var. Üyelerimiz, bu etiketleri ürünlerine yapıştırmak zorunda. Etiketlerde de özellikle ‘Eceabat zeytinyağı’ olarak belirtiyoruz. Çünkü Eceabat’ın da çok fazla değeri bilinmiyor, buralar çok fazla tanınmıyor. Geçiş noktası olarak görülüyor ama burası kocaman bir ilçe, birçok köyü var. Sadece Gelibolu olarak anılmaması lazım. Biz, ‘Eceabat Zeytinyağı’ ismi ile coğrafi tescil işareti almak istiyoruz. Bu etiketler sayesinde de ürünün ‘Eceabat Zeytinyağı’ olduğu ve bu şekilde tanınır olacağını tescilliyoruz.’’ Diyerek açıkladı.
‘’1 numara derneğin kendisidir’’
Üyelik ücreti olarak az bir miktar aldığını onu da zaten gene üyelerin kartlarına harcadığını belirten Nihat Kurular;‘‘Üyelik ücreti olarak yalnızca 50 TL alıyorum. Onun da 40 TL’si zaten verdiğim dernek kartlarına gidiyor. Masraflar elbette çok oluyor, şu an durumum buna müsait olduğu için yeri geldiğinde kendi cebimden karşılıyorum birçok şeyi. Bazen de üretici üyelerimiz ile karşılaştığımızda gönüllerinden ne koparsa veriyorlar. Üye kartları üzerinde her üyenin bir numarası var. Benim bile üye numaram 2 numara. 1 numara değil. Çünkü 1 numara derneğin kendisidir. Biz her zaman en önde derneği tutarız.’’ Dedi.
Kurular ayrıca üyeleri nasıl denetlediklerini de şu sözlerle anlattı: ‘’Burada bir dolandırıcılık görmezsiniz. Çünkü insanlar birlik olmayı özlemiş. Zaten bu insanlar böyle şeyleri bilmiyorlar, sonradan öğreniyorlar. Üye kimliklerimiz üzerindeki üye numaralarımız bütün ürünlerin üzerinde de bulunuyor. Her üreticinin ürettiği üründe, kendi üye numarası yazıyor. Ben bu üründe bir sahtekarlık görürsem, üye numarasından baktığımda hangi üyenin ürünü olduğuna, o üyeye hesap sorabiliyorum. O üyeye mazeretini soruyorum bu yanlış hakkında. O üyenin de ben de yalnızca 1 yanlış hakkı var. Herhangi bir başka yanlışında üyelikten çıkartıyoruz. Bir daha da bu derneğe üye olamıyor.’’
‘’Eceabat zeytini çok lezzetli ve farklıdır’’
Nihat Kurular, Eceabat zeytininin farklı olduğunu ve diğer zeytinlere göre daha lezzetli olduğunu da aktardı. Nihat Kurular bu durumu coğrafi koşullarla ilişkilendirmekte.
Kurular: ‘’Buraların zeytini çok lezzetlidir. Diğer bölgelerden daha lezzetlidir aslında sadece tanınmıyor. Lezzetli olmasının sebebi de burası boğazdan dolayı hem lodos hem poyraz rüzgarlarını alır. Bu rüzgarlar da zeytini nemlendirir ve daha yağlı, daha kaliteli bir zeytin çıkmasına neden olur. İşte bu yüzden Eceabat zeytini çok lezzetli ve farklıdır.’’
‘‘Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur, can da inci mercan da’’
Nihat Kurular, gençlerin tarımla uğraşmak istememesine de değindi ve biraz sitem etti. Ayrıca güvenilir olmanın, dürüst olmanın da bu işte çok önemli olduğunu; ‘’Bizim yaş ortalamamız 60 filandır. Henüz tam olarak hesaplamadım ama gençler çok hevesli değiller. Topraklara itibar etmiyorlar. Ama böyle de güzel bir hazinenin üzerinde oturuyoruz. Güzel bir söz vardır çok severim; ‘Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur, can da inci mercan da’. Şimdi burada biz de ehli yaratmaya uğraşıyoruz. Bu toprakların ehlini yaratıp buradaki hazineyi inci mercan haline getirmeye uğraşıyoruz, bir değer haline getirmeye uğraşıyoruz. Bunun için de altyapı lazım, bilgi birikimi lazım, kültür lazım, ahlak lazım. Atatürk’ün dediği gibi; ‘Tehdit esasına dayanan ahlâk, bir fazilet olmadıktan başka güvene de lâyık değildir.’ Yani bu olmazsa, sen onu ahlaklı bir üretici haline gelmezse ondan hayır bekleme, çok uzun soluklu olmuyor. Gençler artık tarımla uğraşmak istemiyor, çünkü bundan bir gelir elde edemiyorlar ve çok uğraş gerektirici. Genç çiftçi nüfusu azaldıkça tehlike çanları çalmaya başlıyor. En önemli geçim kaynağımız olan toprağı kullanmamız gerekiyor.’’ sözleri ile vurguladı.