Hayatın sacayakları...

Son üç ayım eğitimlerle geçti… NLP, yaşam koçluğu, bilinçaltı eğitimi, holistik koçluk, temel psikoloji, EFT, theta healing, numeroloji…vs Bu eğitimlerin sonu yok, hepsi ayrı ayrı değerli ve önemli teknikler içeriyor. Eğitim süreci çok keyifli ama zihnen de oldukça yorucuydu. Yine de bilgi açlığım asla geçmediğinden keyifli geçirdim bu süreci. Şimdi bunca bilgiyle ne yapacağım? Elbette önce bütün bu birbirine bağlı bilgileri sindirmem lazım. Şu an hepsi kafamda uçuşuyor gibi… Neresinden tutup hangisini nereye yerleştireceğimi bazen kestiremiyorum.

Bütün bilgiler aslında aynı şeye işaret ediyor. Kendine odaklan, içindekini gör, iç sesini dinle, gerçek kaynakla iletişim kur, işaretleri fark et, vicdan mekanizmasına güven, özgüvenli ol, hayata güven… Her teknik her şifa yolu bunları gerçekleştirmek üzerine kurulu. Sadece yolları ve teknikleri farklı. Bu çeşitliliğin sebebi de elbette insanlardaki bilinç farklılıkları. Herkes kendine yakın bulduğu tekniğe yaklaşıp ondan şifalanıyor. Bu çeşitlilik harika bir şey bence. Çeşitlilik her zaman desteklediğim bir şey olmuştur zaten hayatımda. Faydasını da çok görmüşümdür. Bu nedenle her tekniğe, her bilgi alanına da sıcak yaklaştım. Hepsinden aldığım bir şeyler oldu… Şimdi bütün bu bilgileri damıtıp en özlerini önce zihnime sonra da bilinçaltıma ve hayatıma katmam, iyice sindirmem gerekiyor. Bütün bu bilgileri ve önceki bilgilerimi hal durumuna geçirdikten sonra en yakınımdan başlayarak çevreme yansıtmaya niyet ediyorum…

Gelelim “holistik” kavramına… Eminim ki birçok yerde duymuşsunuzdur ama belki üstünde durmamışsınızdır. Ben ilk duyduğumda tam olarak anlamını bilmiyordum. Anlamı “bütünsel” demek ve ben anlamını öğrendiğimde şöyle düşünmüştüm. “Bu kelime tam da benim yaşam felsefeme uygun bir kelime” Çünkü ben her şeyi farklı cephelerden görüp bütünsel bir bakışla ve kuşbakışı açıyla görmeyi ve analiz etmeyi çok severim. Hayata bu şekilde bakmak bir denge oluşturur hep zihnimde.
Holistik yaşam… Bütünsel bir bakış açısıyla çeşitliliği ve aynı zamanda dengeyi ifade ediyor benim için. Her şeyi görüp duymalıyım, öğrenmeliyim ama bütün bunlar arasındaki dengeyi yakalayıp kendimi dengede tutmalıyım. Ayrıca bu dengeyle akışa ve zamana da ayak uydurabilmeliyim. Hayat bu şekilde daha kolay, net, anlaşılır ve keyifle yaşanır oluyor benim için.

Denge, akış ve holistik yaşam… Bunlar benim için hayatın sacayağı gibi. Bildiğiniz üzere sacayağını doğru yerleştirdiğinizde çok sağlam durur ve dengesi kolay kolay bozulmaz. Bizimde sağlam bir zemine ve doğru yerleşmiş sacayağına ihtiyacımız var sanki bu hayatta… Sevgiyle ve umutla… ; )

Emel Uğur Kırıcı