“Hayır, siz beni anlamıyorsunuz!” Sevgili okurlar; bu cümle kulağınıza tanıdık geldi mi? Zaman zaman bu veya buna benzer cümleleri çocuklarımızdan duyuyoruz. Evet evet, öyle ergenlik dönemine geçmiş çocuklardan bahsetmiyorum. Henüz ilkokul seviyesinde olan çocuklarımızdan bile geliyor bu cümleler. İlk duyduğumuzda şaşırıyoruz, duvara çarpıyoruz sanki. Bu yaşta, bu çocuk “neden bu cümleyi kullanır ki” diyoruz. “Nasıl anlamıyor olabiliriz? Tüm her şeyi ona göre planlayıp ona göre yaşıyoruz hala anlamıyorsunuz diyor bize.”
İşte sevgili okurlar; “her şeyi ona göre planlayıp ona göre yaşıyoruz” cümlesi. Burada ki tüm mesele bu aslında. Bir yerlerde görmediğimiz, atladığımız kısımlarvar demek ki.“DUYGULAR”
Çocuklarımızın duygularını anlamaya çalışmak bazen atladığımız kısımlardan.Oysa çocuğun içinde, yaşadığı durumlara karşı gelişen hüznü, mutluluğu, öfkeyi, korkuyu, heyecanı onunla paylaşmak ne kadar değerli. Anlaşabilmenin de kendiliğinden gelişen göstergesi sanırım.
Peki bunu nasıl yapabiliriz?Çocuklarımıza duygularını ifade etmeleri için özgür alanlar yaratarak. Burada anlatmak istediğim çocuğu kendi haline bırakıp istediğini yapmasına izin vermek değil. Özgür alanlar yaratmakla anlatmak istediğim; çocuk konuşurken konuşmasını kesmeden onu dinlemek, çocuk konuşurken yüksek ses tonu ile araya girip üzerinde baskı kurmadan, kendi doğrularımızı sıralamamak, sağlıklı iletişimin kuralları çerçevesinde birbirimizi dinleyip anlayarak yol almaktır.
Sağlıklı iletişimle duygularını dile getiren çocuk, ebeveyni tarafından anlaşıldığını hissettiğinde güven duygusunu hissedecek, ebeveynleri ile duygularını paylaşmaktan da kaçınmayacaktır. Aslına bakarsanız hayatın her döneminde duygularımızı anlatabilmek, dinlenebilmek ve anlaşılmak önemlidir. Çocuklukta çocuklarımıza kazandıracağımız sağlıklı iletişim tarzı hayat boyunca onlara iyi hissetmeyi ve başarıyı da getirecektir.
Anlaşılmadığını düşünen bir çocuk öfkelenir. Öfkelendiği zaman bunu sözleri ile, bağırmayla ya da fiziki olarak etrafa zarar verme ile gösterebilir. Bazı çocuklarda kendi kabuğuna çekilme, konuşmama gibi durumları dahi yaşanabilir. Bu durumlar, ebeveynleri üzmenin yanı sıra çocuklarımızın gelişim süreci için iyi olmayan sonuçlar doğurur.
Çocuklarımız ile iletişim kurarken çok uzun cümleler ile kelimeleri ardı ardına sıralamaktan kaçınmak gerekir. Daha kısa ve net ifadelerle, çocuğun anlayacağı tarzda konuşmak doğrudur. Çok uzun anlatımlar çocukları sıkar ve çocuklar belli bir süre sonra dinlememeye başlar. Bu yüzden kısa ve etkili cümlelerle anlatmak istediklerimizi anlatıp daha çok eylemlerimiz ile onlara rol model olmalıyız. Biz ne kadar anlatırsak anlatalım çocuklar taklit ile öğrenme metodunu kullanırlar. Anlattıklarımız ile değil gördükleri ile kendilerine yol çizerler.
Çocukları anlamak konusunda ise somut bir örnek vermek isterim. Yakın zamanda aldığım “özenli iletişim eğitiminde ( şiddetsiz iletişim)”eğitim moderatörümüz şöyle bir cümle kullandı.
“Anne: Ben, çocuğuma yeteri kadar zaman ayırdığımı düşünüyorum. Ama bu çocuğuma hiç yetmiyor. “
Bu cümlede belki annenin kendine göre “yeterli “dediği “1 bardak zaman” olabilir. Ama çocuğun beklediği “1 kazan kadar zaman” olabilir. Bir bardak ile bir kazanı doyuramayacağımız için çocuğun o noktada hissettiği duyguyu anlayıp ona cevap ermek gerekir. Böylece, bize yeterli gelen zamanın çocuğumuzun istek ve ihtiyaçlarına yeterli gelmeme sebebi daha net ortaya çıkabilir. Bu nokta da yine bizi doğru iletişime götürür. Doğru iletişim sadece konuşmak değildir. Karşılıklı iletişim kurmak, sohbet etmek demektir. Çift taraflı yapılan bir iletişimde de eksik kalan duygular gün yüzüne çıkar. İçindeki istek ve ihtiyaçlar neticesinde oluşan bu duygulardan karşılanabilecek olanlar karşılanır karşılanamayacak olanlar içinse “bazen olur böyle” denilip sürecin doğallığından bahsedilerek onu anladığımız gösterilmelidir.
Duygularını tanıyan, onları fark eden ve empati kurabilen çocuklar hayatta daha başarılı olurlar. Çocuklarımızın duygularını tanıyabilmeleri ve ifade edebilmeleri için bizlere en güzel yol arkadaşları çocuk kitapları olur. Bu anlamda Klinik Psikolog Mehmet Teber’in Sincap Kitap Yayıncılıktan çıkan “Bazen Olur Böyle “serisini okumanızı tavsiye ederim.
Unutmayın, korku, neşe, kıskançlık, mutluluk, öfke, hüzün hepsi birer duygu
Önemli olan “bazen olur böyle” diyerek doğal bulmaktır onu
Sağlıklı iletişim kuracağımız günlerimiz olsun. Sevgilerimle
Çocuk Kitabı Yazarı Işık Saraç
İşte sevgili okurlar; “her şeyi ona göre planlayıp ona göre yaşıyoruz” cümlesi. Burada ki tüm mesele bu aslında. Bir yerlerde görmediğimiz, atladığımız kısımlarvar demek ki.“DUYGULAR”
Çocuklarımızın duygularını anlamaya çalışmak bazen atladığımız kısımlardan.Oysa çocuğun içinde, yaşadığı durumlara karşı gelişen hüznü, mutluluğu, öfkeyi, korkuyu, heyecanı onunla paylaşmak ne kadar değerli. Anlaşabilmenin de kendiliğinden gelişen göstergesi sanırım.
Peki bunu nasıl yapabiliriz?Çocuklarımıza duygularını ifade etmeleri için özgür alanlar yaratarak. Burada anlatmak istediğim çocuğu kendi haline bırakıp istediğini yapmasına izin vermek değil. Özgür alanlar yaratmakla anlatmak istediğim; çocuk konuşurken konuşmasını kesmeden onu dinlemek, çocuk konuşurken yüksek ses tonu ile araya girip üzerinde baskı kurmadan, kendi doğrularımızı sıralamamak, sağlıklı iletişimin kuralları çerçevesinde birbirimizi dinleyip anlayarak yol almaktır.
Sağlıklı iletişimle duygularını dile getiren çocuk, ebeveyni tarafından anlaşıldığını hissettiğinde güven duygusunu hissedecek, ebeveynleri ile duygularını paylaşmaktan da kaçınmayacaktır. Aslına bakarsanız hayatın her döneminde duygularımızı anlatabilmek, dinlenebilmek ve anlaşılmak önemlidir. Çocuklukta çocuklarımıza kazandıracağımız sağlıklı iletişim tarzı hayat boyunca onlara iyi hissetmeyi ve başarıyı da getirecektir.
Anlaşılmadığını düşünen bir çocuk öfkelenir. Öfkelendiği zaman bunu sözleri ile, bağırmayla ya da fiziki olarak etrafa zarar verme ile gösterebilir. Bazı çocuklarda kendi kabuğuna çekilme, konuşmama gibi durumları dahi yaşanabilir. Bu durumlar, ebeveynleri üzmenin yanı sıra çocuklarımızın gelişim süreci için iyi olmayan sonuçlar doğurur.
Çocuklarımız ile iletişim kurarken çok uzun cümleler ile kelimeleri ardı ardına sıralamaktan kaçınmak gerekir. Daha kısa ve net ifadelerle, çocuğun anlayacağı tarzda konuşmak doğrudur. Çok uzun anlatımlar çocukları sıkar ve çocuklar belli bir süre sonra dinlememeye başlar. Bu yüzden kısa ve etkili cümlelerle anlatmak istediklerimizi anlatıp daha çok eylemlerimiz ile onlara rol model olmalıyız. Biz ne kadar anlatırsak anlatalım çocuklar taklit ile öğrenme metodunu kullanırlar. Anlattıklarımız ile değil gördükleri ile kendilerine yol çizerler.
Çocukları anlamak konusunda ise somut bir örnek vermek isterim. Yakın zamanda aldığım “özenli iletişim eğitiminde ( şiddetsiz iletişim)”eğitim moderatörümüz şöyle bir cümle kullandı.
“Anne: Ben, çocuğuma yeteri kadar zaman ayırdığımı düşünüyorum. Ama bu çocuğuma hiç yetmiyor. “
Bu cümlede belki annenin kendine göre “yeterli “dediği “1 bardak zaman” olabilir. Ama çocuğun beklediği “1 kazan kadar zaman” olabilir. Bir bardak ile bir kazanı doyuramayacağımız için çocuğun o noktada hissettiği duyguyu anlayıp ona cevap ermek gerekir. Böylece, bize yeterli gelen zamanın çocuğumuzun istek ve ihtiyaçlarına yeterli gelmeme sebebi daha net ortaya çıkabilir. Bu nokta da yine bizi doğru iletişime götürür. Doğru iletişim sadece konuşmak değildir. Karşılıklı iletişim kurmak, sohbet etmek demektir. Çift taraflı yapılan bir iletişimde de eksik kalan duygular gün yüzüne çıkar. İçindeki istek ve ihtiyaçlar neticesinde oluşan bu duygulardan karşılanabilecek olanlar karşılanır karşılanamayacak olanlar içinse “bazen olur böyle” denilip sürecin doğallığından bahsedilerek onu anladığımız gösterilmelidir.
Duygularını tanıyan, onları fark eden ve empati kurabilen çocuklar hayatta daha başarılı olurlar. Çocuklarımızın duygularını tanıyabilmeleri ve ifade edebilmeleri için bizlere en güzel yol arkadaşları çocuk kitapları olur. Bu anlamda Klinik Psikolog Mehmet Teber’in Sincap Kitap Yayıncılıktan çıkan “Bazen Olur Böyle “serisini okumanızı tavsiye ederim.
Unutmayın, korku, neşe, kıskançlık, mutluluk, öfke, hüzün hepsi birer duygu
Önemli olan “bazen olur böyle” diyerek doğal bulmaktır onu
Sağlıklı iletişim kuracağımız günlerimiz olsun. Sevgilerimle
Çocuk Kitabı Yazarı Işık Saraç