Türkiye’nin sakin kenti Çanakkale. Gece geç saatlerde hatta hatta gece yarısından sonra bile kadınların ve genç kızların güvenli bir şekilde sokaklarında gezinebildiği sakin şehir Çanakkale. Tarihinde yatan dünyanın en ünlü savaşlarına rağmen günümüzde barışın kenti Çanakkale. Kürdün, Lazın, Çerkezin, Türkün bir arada sorunsuz yaşayabildiği kent Çanakkale. İzmir’den sonra Mustafa Kemal’e en büyük saygıyı gösteren ve O’na sahip çıkan kent Çanakkale. Köylüsü şehirde, şehirlisi köyde yaşayabilen kent Çanakkale…
Listeyi sizler uzatabilirsiniz. Hepimizin bu kentte yaşamak için bir dolu sebebi var. Ama en önemli sebebi Türkiye’nin Sinop’tan sonra en güvenilir ve rahat yaşanabilir kenti olması. Bunu hepimiz çok seviyoruz ve kaybetmek istemiyoruz. Kent merkezinde yerli halk kadar başka şehirlerden benim gibi buraya gelerek yerleşenler de var ve oldukça da çoğunluktayız. Bizler iyi biliyoruz ki, terk ettiğimiz şehirlerde yaşamanın zorlaşması, güven ortamının ortadan kalkması ile başladı. Güven ortamı ortadan kalkınca bireysel özgürlük de son buluyor. Dilediğiniz gibi yaşadığınız kentte zamanı değerlendirememek ne demek anlıyorsunuz ve artık oradan uzaklaşmak, orayı terk etmek istiyorsunuz. Çünkü insan için en önemli şey özgürlük. Bunun en büyük kanıtı, bu topraklarda yaşanan ve Mustafa Kemal’i tarih sahnesinde Türk insanı ile buluşturan Çanakkale Savaşı’dır. Yüzbinlerce insan özgürlüğünü teslim etmek yerine canını teslim etmiştir bu topraklarda. Esaret altında yaşamak yerine özgürce yaşamak varken ne diye sahip olunan bu ulvi değer risk edilir ki?
Evet; risk etmek. Ülkemizde vatandaşın özgürlüğü uzunca bir süredir risk ediliyor. Bu durumu diğer kentlerde yaşayan halkımız, Çanakkale’ye göç ederek kurtuluşu aramaya başladı bile. Suriyelilerden bahsediyorum. Kendi topraklarında olamadıkları kadar özgürler ülkemizde. Bu özgürlüğü onlara veren devlet bizden özgürlüğümüzü alıyor. Üniversitelerimizde sınavsız okuyorlar. Kurdukları işletmelerde vergi muafiyetleri var. İşçi olarak çalıştıklarında SGK memurları girişlerini sorgulamıyor. Ellerinde satırlarla komşularına saldırınca ceza almıyorlar. Erkek çocuklarına, kız çocuklarına, genç kızlara, kadınlara topluca tecavüz ediyorlar kaçırarak ve ceza almadan kurtuluyorlar. Çocuk yapınca para yardımı alıyorlar. Kelle başı liralarımızı her ay ATM’lerden indiriyorlar. Alışveriş kuponları ile bedava yaşayarak bizlerin hakkını yiyorlar. Müslüman kardeşlerimiz diye bizlere yutturulmaya çalışılan Suriyeliler camiler hariç her yerdeler. O Suriyeliler özgürlüğümüzü elimizden alarak bizleri kendi yurdumuzda sürgün hayatına mahkum ediyorlar.
Şimdi de; ülkemizi bizden çalmak isteyen bu Suriyeliler Çanakkale’ye yerleştirileceklermiş. Ne muhteşem bir zeka ama… Vatandaşını bu kadar düşünmeyen bir devlet anlayışı daha bu topraklarda var oldu mu tarih boyunca? Ben hatırlamıyorum. Son derece üzgünüm alınan karar sonrası. Plajlarımızda donla ve elbise ile denize girenlere alışmalıyız artık. Kadınlarımız geceleri evlerine kapanarak kendilerini korumak zorunda kalacaklar ve korumayanlar da tecavüze uğrayacaklar. Serbest kalan saldırganları ile beraber yaşamaya alışmak zorunda olacaklar. Evlerimizin pencerelerini, balkon kapılarını açık bırakamayacağız artık. Sokaklarımızda Arap harfleriyle yazılmış tabelaların asılı olduğu Suriyelilerin dükkanları olacak. Kediler, köpekler ve fareler eksilecek kent sokaklarından. Çünkü birçoğunu yakalayarak açtıkları lokantalarda bizlere yedirecekler. Şehit cenazelerimiz kaldırırken onlar yeni kordonda nargile keyfi yapacaklar. Çocuklarını cenaze merasiminde aramıza yollayarak dilendirecekler. Kendileri camiye sadece dilenen çocuklarını almaya gelecekler.
Çanakkale’ye ve Çanakkale halkına yapılacak olan bu zulüm yıllardır ülkemizin tüm kentlerinde var ne yazık ki… Şimdi sıranın bize geldiğini söylüyorlar. Hazır mısın Çanakkale?
YAZARLAR
Yayınlanma: 29 Temmuz 2019 - 13:05
Hazır mısın Çanakkale?
Türkiye’nin sakin kenti Çanakkale
YAZARLAR
29 Temmuz 2019 - 13:05
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir