16.yy'ın önemli bilim insanlarından ve modern tıbbın kurucularından sayılan Paracelsus “Her şey zehirdir, mühim olan dozudur" demiş. Bir şeyin kararında alınmasını vurgulayan bu cümleyi başka bir durumda hatırladım geçtiğimiz hafta. Kayın babamın yetiştirdiği domateslerden toplarken, ellerimde kalan domates yaprağı kokusunu gül suyuymuş gibi içime çekerken bir yandan da köydeyken domates tarlalarına yevmiyeye gittiğim günleri düşünüyordum. Domates dallarının ellerimize bıraktığı asitli kopkoyu renkten, ellerimiz kurumuş toprak misali çatlardı. Akşama kadar doldurmamız gereken yüzlerce domates sandığını düşünmekten, ne domateslerin o güzelim rengini görebilmek ne de yapraklarının misler gibi kokusunu fark edebilmek mümkün olurdu. O güzelim deneyimleri bizim için zehir zemberek hale getiren nedir acaba diye düşündüğümü, cevabını da bulduğumu hatırlıyorum. Sarsıla sarsıla yürüyen küçük bir kız çocuğu gördüğümde, sevdiklerimin benim için yaptıklarını düşündüğümde, elimde olanların güzelliğini fark ettiğimde gözlerimi dolduran, hep aynı şey galiba.
*****
“Bu fasulye iki buçuk lira. Hem kaynasın hem oynasın" diye bir roman şarkısı vardır. Madem o kadar pahalı oynamayı da kaynamayı da hak ediyor o zaman demek ister gibi... Hayat şartlarının zorluğunu bile göbek atarak anlatma tarzı da sadece onlara özgü sanırım. Geçen gün manava bamyanın fiyatını sordum 30₺ derken utandı kadıncağız. Öteki cinsi gelse o daha ucuz oluyor dedi. Ablacığım neden çekiniyorsun ki bunun fiyatını sen mi belirliyorsun deyip manavı rahatlattıktan sonra yarım kilo aldım. Nasıl yetiştiğini ve toplandığını bilmeyeniniz yoktur sanırım. Tam bir işkence... Kaşındırması, salyaları bir yana körpelerini toplamak isterseniz kartlaşmasına müsaade etmeden her gün beşer onar toplamalısınız. Taze bamya yemek kolay değil, domatesin güzelini yemek de öyle. Pazarda domates alırken satan kişinin kendi ürünü olup olmadığını bilmek istiyorsanız, onun ellerine bakın. Yetiştiren kişi koyulaşmış ve çatlamış ellerinden hemen belli olur. Hem öyle teraziye bir tane fazla düşecek diye de ödü kopmaz.
*****
Köyden ve tarlalardan bahsetmişken, davar südyeni ne bilir misiniz? Gün boyu kırda otlayan keçi ya da koyun tüm sütünü irileşmiş yavrusuna içirmesinde peynir yapmaya süt kalsın diye hayvanın memesine torba bağlanır. Yavrusunu besleyememek bir yana sıcakta o torbayla dolaşan hayvanın yaşadığı stresi bir düşünün. Son günlerde takmanın zorunlu olduğu maskelerden dolayı nefes alamıyorum, lastik kulağımı kesti diye şikayet edenleri duyuyorum. Sağlığımız yerinde olsun, şu salgın belasını def edelim de tek sıkıntımız bu olsun. Efendim çekilen sıkıntılar sırasında yaşanan güzelim şeyleri fark edip, detayları ıskalamamanız dileğiyle hoşça kalın.
YAZARLAR
Yayınlanma: 18 Temmuz 2020 - 10:00
Her şey dozunda...
16
YAZARLAR
18 Temmuz 2020 - 10:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir