Refik usta üç ay açmadı dükkânı. Yok, öyle hayata küsmedi, eve kapanmadı lakin kendine kızmıştı. Para, pul kazanılırdı elbette ama kandırılmak adamın zoruna gidiyordu işte. Sen on kuruşluk malı alla pulla, bir de fiyakalı kahve söyle, kandır Refik Ustayı… O otelde çalışan hergele yok mu, gözleri fıldır fıldır, yolunacak kaz arıyordu her halinden belliydi. ‘’Anlamıştım ben bir numara olduğunu da bilemedim işte,’’ diye geçirdi aklından Refik Usta, tezgah kurmuşlardı ona, kesin… Hanımına anlatana kadar akla karayı seçti zaten. İnsan bu canım, aklına bin bir türlü şey geliyor. Koca adam, sen köyden kalk git, üç kuruşluk mala on para ver, sonra da ‘’Kandırdılar beni,’’ de. Kadın kısmını buna inandırmak zor vallahi. Nereden bilsin yenge hanım, Refik’in ne yaptığını. Derbeder halini gördü de ‘’Bir de ben gitmeyeyim şunun üstüne,’’ dedi Allah’tan.
Kahveye, bakkala, ara ara ilçeye gitti geldi Refik Usta, yalnız dükkanı hiç açmadı. Soranlardan kimisine ‘’Kollarım da uyuşuklu var şimdi tıraş yapsam da istediğim gibi olmaz, ilçede olun tıraşınızı,’’ dedi kimisine bacaklarının ağrıdığı yalanını attı. Hiç bir şeyi yoktu maşallah Refik Ustanın, turp gibiydi. Yalnız kızgındı işte. Oteldeki hergeleye, ona makineyi satan düzenbaza, gerçeklerle yüzleşmesine neden olan seyyar satıcıya… En çok da kendine kızgındı. Ne yapsın?
Bayrama iki ay kala hanımı ‘’Yeter,’’ diye bağırdı. ‘’Bu ne yahu? Soğanı şöyle doğra, camı böyle sil, bahçeyi süpürdün mü, çamaşırı yıkadın mı, seninle mi uğraşacağız be adam,’’ dedi ve resti çekti. Titiz adamdı Refik usta dili dursa canı durmuyordu. Kimsenin yaptığı işi beğenmiyor, mütemadiyen söyleniyordu. Hanımı ‘’Başlarım senin koluna da bacağına da adam. Git aç dükkânını bize de ilişme artık,’’ deyip tavrını ortaya koydu. Eee başka çare kalmadığını anlayan Refik usta o akşam namazdan sonra dükkânın yolunu tuttu. Kaç zamandır giren çıkan yok, iyi bir temizlik yapmadan çalışmak başta Refik Ustanın içine sinmezdi. Dükkanı iyi bir süpürdü, camları, aynaları sildi. Etrafı derledi topladı. Her şeye el atıyordu yalnız bordo makineyle göz göze gelmek istemiyordu, hasım bellemişti sanki onu kendine. Dükkanı yarın sabah açılacak gibi hazır etti. Yalnız şu makine ne olacaktı? Görmek dahi istemiyordu lakin bir kağnı para saymıştı işte atmaya yüreği elvermiyordu. Dolapların birinden bulduğu siyah poşete öylece koydu ‘’Evde dursun, gözüm görmesin, kendi makinem ban yeter de artar,’’ diye geçirdi içinden. Eve geldiğinde hanımı da kızı da yatmış, el ayak çekilmişti. Poşeti usulca bıraktı bir kenara, uyandığında bıraktığı yerde görmemeyi temenni ederek kıvrıldı yerine.
Sabah iyi kötü önüne iki lokma konmuştu. Ümit ettiği gibi poşet de yoktu ortalıkta, hanımı ne kadar kızsa söylense de eski toprak neticede, anlardı kocasının halinden. Kuru bir ‘’Eline sağlık’’ soğuk bir ‘’Afiyet olsun,’’ ile karşılık buldu. Refik usta evden çıktı, dükkanın yolunu tuttu. Besmele çekip açtı dükkanın kapısını. Küçük tüpün altını yakıp çayın suyunu kaynamaya bıraktı. Tam iskemleye oturup arkasına yaslanmıştı ki kapıdan ‘’Ooo Refik Ustam,’’ diye bir ses duydu. Refik Usta başını çevirip şöyle bir baktı. Her şeyin başladığı o gün, her şeyi başlatan, Refik Usta’nın aklına bu türlü icatları sokan, onu elin İzmirlilerine madara eden, dükkanına küsmesine neden olan o adam gelmiş, bir de kıs kıs gülüyordu. ‘’Lan, Refik Ustan batsın, sakın eşikten içeri gireyim deme bacaklarını kırarım senin,’’ diye celallendi Refik Usta. ‘’Dur ustam, neden kızdın bana? Namını civarda duymayan kalmamış, herkes senin marifetini konuşur olmuş diyecektim, neden böyle kızgınsın?’’ diye sordu müşterisi. Refik usta sustu, adam şöyle bir baktı, yumuşayacak gibi oldu. Ama birden hanımı geldi aklına. ‘’Bak hala konuşuyor, ‘’ deyip eline kaptığı sopayla müşterinin peşinden uzun bir yolculuğa çıktı.
Bu haftayı da Sabahattin Ali ile noktalayalım kıymetli okur;
‘’Şimdi konuşmuyorum, seneler sonra da konuşmayacağım. Hiçbir zaman karşılarına geçip intikam almayacağım. Düştüklerinde iyi olmuş bile demeyeceğim. Benim kelimelerim sesimden çıkıp kimseye çarpmayacak. Keşke bunun anlamını biraz olsun bilseydiniz.’’
Herkese sağlıklı, hzurlu, mutlu haftalar dilerim.
Kalın sağlıcakla.
YAZARLAR
Yayınlanma: 10 Kasım 2022 - 08:46
Herkes geri döner
Refik usta üç ay açmadı dükkânı
YAZARLAR
10 Kasım 2022 - 08:46
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir