İçinde yaşadığımız dünyayı anlamak ve anlamlandırmak yolcuğu geçen haftaki yazımızın konusu idi. İnsanın doğası gereği bilme arzusu onu günümüze getirmiş, kendisi için ve kendisine rağmen bu yolculuğuna hızla dönüşerek devam etmiştir.
Ancak yaşadığı savrulma ve çatışmanın çözümleme çabasından uzak zaman doldurduğu ve içinde yaşadığı bu dünyaya olanca anlam ve bağlılığı yüklerken, içinde yaşattığı dünyadan gittikce uzaklaşmıştır.
İçerisinde mensubu olduğun ve dışında dönüp duran dünya ile içinde yaşattığın ve kendi mahremini ve mahzenini barındıran dünya arasında kurabildiğin güçlü bağ insan olmanın en önemli püf noktasıdır.
İçsel ve dışsal denge olarak kısaca tarif edebileceğimiz bu durum bizim bireysel ve toplumsal yanlarımızı gönyede tutan unsurlardır.
İnsan bazen nedenini bilmediği bir sıkıntıyla uzaklaşmak istese de kaçtığı sadece içinde yaşadığı dünyadır.
İçinde yaşattığın dünyadan kaçamadığın sürece bütün çırpınışlar nafile birer çabadır.
İşte bunu bilip ona göre yaşamını kurgulayan insan, toplumsal varlığı ile bireysel kimliğini aynı potada eritmesini bilir ve bu doğrultuda doyurucu bir hayat yaşar.
Şehirler, kalabalıklar ve insanın maddi hırsları tamamen içinde yaşadığı dünyayı dizayn etme telaş ve girişimi karşı konulmaz bir içsel çığlıkla kendisini gösterir.
İçinde yaşadığın dünya içinde yaşattığın dünyadan gelen esintiyle başka bir renk başka bir tat başka bir ses olur.
Doğa, müzik, su ve sanat insanın kendisi kalabilme çabasıdır.
Bunlara sırtını dönen kendine sırtını döner.
YAZARLAR
Yayınlanma: 03 Nisan 2019 - 11:32
İçinde Yaşadığın ve İçinde Yaşattığın
İçinde yaşadığımız dünyayı anlamak ve anlamlandırmak yolcuğu geçen haftaki yazımızın konusu idi
YAZARLAR
03 Nisan 2019 - 11:32
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir