Markete gitmeden önce herkesin yaptığı gibi eksilen malzemelerin yerini doldurmak adına ihtiyaç listesi yapıyoruz değil mi? Evin ihtiyaçları, çocuklarımızın ihtiyaçları ve daha neler neler liste uzayıp gidiyor.Peki hiç düşündük mü fizik bedenimizin dışında ruhumuzun ihtiyaçları neler, ruhumuzu neyle beslemeliyiz, ruhumuzu besleyebilmek için neler yapmalıyız?
Ruhumuzun en güzel gıdası Üveys Veysel Karane zikridir. Bu zikrin içinde ilim var, sevgi var, aşk var. Allah’ın ilmini istiyorum diyenlere, ruhunu beslemek isteyenlere sesleniyoruz. Bezirganlık bizim işimiz. Ses etmesek nereden bileceksiniz. Allah istiyor kullarından. “Sevdirin beni kullarıma! Beni sevdirin ki nurunuz hiç azalmasın, ışığınız hep parlasın.” diyor bizlere. Üveyslerin zikri tebliğ etmesi Rabbimizin emridir. Nasıl ki Hz. İbrahim Ebu Kubeys Dağı’na çıkıp insanlığı hacca davet etmişse, işte bizlerde sizi hacca davet ediyoruz. İbrahim Peygamber “Rabbim ben sesimi nasıl duyururum, beni duymazla”r deyince Rabbimiz: “sen seslen, duyurması bize ait” demiş. Biz sesleniyoruz. Allah size duyuracak. Bakmak ve görmek arasındaki fark gibi bu. Bakarsınız ancak görmezsiniz. Yazılanları okursunuz ancak zikre başlamazsınız. Zikretmeye başlamak Rabbimizin izniyle. Allah’ın sizlerden ilk aşamada tek beklediği gayret. Rabbimiz tembel, miskin kullarını sevmez. Bizlere miskinlik veren nefsimizin tembelliğine uymaktan Allah’a sığınırız.
Düşünelim biraz. Hayırlı bir iş var önünüzde ve siz bu işi yapmak için bir adım dahi atamıyorsunuz. Rabbimizi memnun etmek için yapmanız gerekeni bildiğiniz halde, o işe başlayamıyorsanız bilin ki yeterince kendiniz için dua etmiyorsunuz. Allah’tan yardım isteyin, gayret isteyin. Allah’ım işlerimi kolay ve mübarek eyle deyin. Allah’ım bana da zikretmeyi nasip et deyin. Bu kadarcık mı? Evet bu kadar kolay işte. Siz talep edin. Hem de en hayırlı olanı istiyorsunuz, Rabbimizi memnun etmek için bir şeyler yapmak istediğinizi dile getiriyorsunuz. Bu dua geri döner mi sizce? Asla! Allah kullarını sevdiği için yaratmış.Rabbimiz “Ben bilinmek ve sevilmek istedim.” diyor. Allah kendini sevmek isteyen bir kulunu niye geri çevirsin ki! Düşünsenize sizi sevdiğini söyleyen birine kötü söz söyleyebilir misiniz? İstisnalar varsa da orasını Rabbimiz bilir. Genel anlamıyla sevgi sevgiyi getirir diyebiliriz.
Günlük işlerinizde olsun, ibadetlerinizi kolaylaştırmak için olsun asla duadan vazgeçmeyin. Ne zaman ki yapmam gereken işler gözümde büyüyor, kocaman bir dağ oluyor, işte o zaman dua etmediğimi, Allah’tan kolaylık istemediğimi fark ediyorum. Her daim bu idrakte olanlardan eylesin Rabbimiz hepimizi. Dua ettiğinizde ise sizlere kolaylık veriliyor ve işlerinizin kısa süre içerisinde hallolduğunu görüyorsunuz. İşte sizlere “ruhun gıdası zikirdir” dememdeki kasıt, hem zikrederek ruhunuzu besleyin, hem de Allah’ı zikretmenizden ötürü Rabbimiz sizlere hayal dahi edemeyeceğiniz kolaylıkları peş peşe yaşatsın inşallah. Bu güne kadar zahiri ihtiyaçlarımızı almakla ömür geçirdik ve bu listenin hiç bitmediğini gördük. Bir de ruhunuzu besleyin bakalım hayatınızda neler değişecek? Deneyim derim. Deneseniz ne kaybedersiniz ki? Ayrıntılı bilgi için: www.veyselkarane.com
Ruhumuzun en güzel gıdası Üveys Veysel Karane zikridir. Bu zikrin içinde ilim var, sevgi var, aşk var. Allah’ın ilmini istiyorum diyenlere, ruhunu beslemek isteyenlere sesleniyoruz. Bezirganlık bizim işimiz. Ses etmesek nereden bileceksiniz. Allah istiyor kullarından. “Sevdirin beni kullarıma! Beni sevdirin ki nurunuz hiç azalmasın, ışığınız hep parlasın.” diyor bizlere. Üveyslerin zikri tebliğ etmesi Rabbimizin emridir. Nasıl ki Hz. İbrahim Ebu Kubeys Dağı’na çıkıp insanlığı hacca davet etmişse, işte bizlerde sizi hacca davet ediyoruz. İbrahim Peygamber “Rabbim ben sesimi nasıl duyururum, beni duymazla”r deyince Rabbimiz: “sen seslen, duyurması bize ait” demiş. Biz sesleniyoruz. Allah size duyuracak. Bakmak ve görmek arasındaki fark gibi bu. Bakarsınız ancak görmezsiniz. Yazılanları okursunuz ancak zikre başlamazsınız. Zikretmeye başlamak Rabbimizin izniyle. Allah’ın sizlerden ilk aşamada tek beklediği gayret. Rabbimiz tembel, miskin kullarını sevmez. Bizlere miskinlik veren nefsimizin tembelliğine uymaktan Allah’a sığınırız.
Düşünelim biraz. Hayırlı bir iş var önünüzde ve siz bu işi yapmak için bir adım dahi atamıyorsunuz. Rabbimizi memnun etmek için yapmanız gerekeni bildiğiniz halde, o işe başlayamıyorsanız bilin ki yeterince kendiniz için dua etmiyorsunuz. Allah’tan yardım isteyin, gayret isteyin. Allah’ım işlerimi kolay ve mübarek eyle deyin. Allah’ım bana da zikretmeyi nasip et deyin. Bu kadarcık mı? Evet bu kadar kolay işte. Siz talep edin. Hem de en hayırlı olanı istiyorsunuz, Rabbimizi memnun etmek için bir şeyler yapmak istediğinizi dile getiriyorsunuz. Bu dua geri döner mi sizce? Asla! Allah kullarını sevdiği için yaratmış.Rabbimiz “Ben bilinmek ve sevilmek istedim.” diyor. Allah kendini sevmek isteyen bir kulunu niye geri çevirsin ki! Düşünsenize sizi sevdiğini söyleyen birine kötü söz söyleyebilir misiniz? İstisnalar varsa da orasını Rabbimiz bilir. Genel anlamıyla sevgi sevgiyi getirir diyebiliriz.
Günlük işlerinizde olsun, ibadetlerinizi kolaylaştırmak için olsun asla duadan vazgeçmeyin. Ne zaman ki yapmam gereken işler gözümde büyüyor, kocaman bir dağ oluyor, işte o zaman dua etmediğimi, Allah’tan kolaylık istemediğimi fark ediyorum. Her daim bu idrakte olanlardan eylesin Rabbimiz hepimizi. Dua ettiğinizde ise sizlere kolaylık veriliyor ve işlerinizin kısa süre içerisinde hallolduğunu görüyorsunuz. İşte sizlere “ruhun gıdası zikirdir” dememdeki kasıt, hem zikrederek ruhunuzu besleyin, hem de Allah’ı zikretmenizden ötürü Rabbimiz sizlere hayal dahi edemeyeceğiniz kolaylıkları peş peşe yaşatsın inşallah. Bu güne kadar zahiri ihtiyaçlarımızı almakla ömür geçirdik ve bu listenin hiç bitmediğini gördük. Bir de ruhunuzu besleyin bakalım hayatınızda neler değişecek? Deneyim derim. Deneseniz ne kaybedersiniz ki? Ayrıntılı bilgi için: www.veyselkarane.com