Akaryakıta zam, elektriğe zam, doğalgaza zam, alkole zam, sigaraya zam, maaşlara zamcık. Şikayet eden var mı? Bir dünya vatandaş şikayet ediyor ama...
Sosyal medya yıkılıyor şikayetlerden, on sekiz yıllık hükümete büyük çapta yüklenmeler var ama iyi de, hükümet lehtarları da şikayetçi mi zamlardan? Ben buna tanık olmadım henüz. Ak Parti seçmeni konuya tamamen duyarsız. Hiç şikayetçi değiller. Bu gün seçim olsa Ak Parti yine birinci parti olarak sandıktan rahatlıkla çıkar. Hiç sıkıntısı yok Ak Parti’nin kendi seçmeniyle ilgili, o yüzden de kasmıyorlar, zamsa zam, ne varsa…
İşte bu “cepte seçmen” garantisi bu günlerde Ak Partiyi harekete geçirdi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde değişiklik istiyorlar. Malumunuz, şu an ki Cumhurbaşkanlığı seçim sisteminde adaylar ilk turda yüzde 50+1 uygulaması ile seçiliyorlar. Bu gerçekleşmez ise ikinci turda, ilk tur seçimde en yüksek oyu alan iki aday yarışıyor ve en yüksek oyu alan aday Cumhurbaşkanı oluyor. İşte bu durumu biraz daha Ak Parti seçmeninin seviyesine indirme çabası var şimdi. İlk turda yüzde 50+1 değil de yüzde 40+1 olsun demekteler. Yani bütünün yarısı Ak Parti için sanki yüzde 40 olmuş gibi. Tuhaf ve eşine rastlanamaz bir istek. Hani diyorlar ki, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan kazanmalı ve bu yüzden seçmen kitlemize göre oy oranını belirleyelim. Bu isteği ben de herkes gibi böyle yorumladım ki bu gerçek de alenen ortada zaten.
Şimdi bu 40+1 sistemini halka anlatmak isteyecekler, tepki çekmeden bu sistemi yasalaştırmak isteyecekler ve bunu yaparken de tüm siyasi partiler gibi “propaganda” ile karşımıza çıkacaklar. Nedir bu propaganda, adını hep duyarız ama…
Kitleleri yanlı ve taraflı yayınlarla etkileme yöntemidir propaganda. En çok siyasette kullanılır. Subliminal mesajlar içeren el ilanları, afişler, yanlı-taraflı bakış açısı ile çözümlenmiş mevcut problemler her zaman siyasetin içerisinde yer almıştır. Yalan ve iftira siyasetin her daim en önemli parçası olmayı sürdürmüştür. Tutulması imkansız sözler, yapılması mümkün olmayan vaadler ile halk etkilenir siyasetçiler tarafından.
Bu sözlerim tek bir parti için değil, bu güne kadar kurulan ve kapatılan, halen faal durumda olan tüm partiler için geçerli. Halkı kandırarak kendine yönetimde yer bulma sanatıdır bir noktadan bakışla siyaset. Etki altında kalan halk oy verir ve makus talihini yaşar çünkü mutlaka yalanlar ile kandırılmıştır. Gücü elinde bulundurma isteği siyasetçiyi sürekli olarak gerçek dışı söylemlere iter ve bu söylemler her defasında halka acı verir.
Günümüz Türkiye’sinde halkımızın ekonomik anlamda çok büyük güçlük içerisinde olduğu gerçeğini yadsımak ülkeye ihanet etmektir. Halkın ciddi ekonomik sorunları bulunmakta ve mevcut iktidar bu sorunları çözmek zorunda çünkü ülkenin on sekiz yıllık tek başına iktidarı kendileri. Yani bu günlerin geçmiş ile ilgisi kesinlikle yok. Geçmişte oluşan sorunlar elbette vardı ama on sekiz yıl bu sorunların üstesinden gelmek için yeterli bir süre. Ancak görüyoruz ki bırakın geçmiş sorunları çözmeyi, yeni eklenen sorunlar ile ülkemiz özellikle ekonomik manada belki de otuz yıl geriye gitmiş durumda. Sürekli tüketen ve artık neredeyse hiç üretmeyen ülkemiz insanı, bankalara olan borçları karşısında ezilmişliği yaşamakta.
Üç tarafımız verimli sularıyla denizler tarafından kuşatılmış. Toprağından kendiliğinden bile gıda fışkırır durumda. Ovalarımız endemik otları ile kesim hayvanlarını beklemekte beslemek için. Topraklarımızın altında dünya rezervlerinin en büyüğü durumunda olan “bor” ve “toryum” madenleri kuzu gibi yatmakta. Biz ise ele muhtaç bir yaşantıya mahkum olduk on sekiz yıllık tek başına iktidarın sonunda.
Biraz olsun Mustafa Kemal’i anlayabilseydik, anlamaya çalışsaydık, O’nun gibi yaşamamız gerektiğini kavrasaydık tüm bu dertlerin yerine “ÇİN” gibi ABD’yi sallayan bir ülke olurduk.
YAZARLAR
Yayınlanma: 04 Ekim 2019 - 10:34
İktidar
Akaryakıta zam, elektriğe zam, doğalgaza zam, alkole zam, sigaraya zam, maaşlara zamcık
YAZARLAR
04 Ekim 2019 - 10:34
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir