Muhteşem sağlık sektörümüz bir kez daha Çanakkale halkının dikkatini çekmeyi başardı. Tekin Uğurlu ile haberimiz oldu ki Araştırma Hastanesi kemoterapi hastalarını ilaç olmadığı için Devlet Hastanesi’ne yönlendiriyormuş. Devlet Hastanesinin de kapasitesi 11 hastalık olduğu için de ciddi bir yığılma olmuş ve zaten hastalık pençesinde mecali kalmamış vatandaşlarımız iyice eziyet çeker olmuşlar. Sağlık konusunda devlet, vatandaşın yanında olması gerekirken ilaç dahi alamayacak pozisyona gelmiş durumda. Devasa hastanemiz var ama vatandaşa sağlık dağıtmak şöyle dursun, ilaç bile veremiyor. Halk devleti bu anında yanında hissetmeyecek de ne zaman hissedecek?
Bir de yasa çıkıyor şimdi. Bakanlık yapan herkese ve ailesine ömür boyu ücretsiz sağlık hizmeti verilecek teklif yasalaşırsa. Vatandaşa ilaç bulamayan devlet, bakanlarına ve ailelerine ömür boyu bakacak. Peki ya vatandaşa nasıl bu iş? Mesela iş veren nasıl yararlanıyor? Bağkur borcu olan esnafa devlet hiçbir şekilde sağlık hizmeti vermiyor. SGK’lı olanların halini de günlerdir yazıyoruz. Vatandaşa öyle, bakana böyle. Yazıklar olsun, ben kendi payıma hakkımı helal etmiyorum.
Ülke ekonomisine katma değer sağlamak için senelerinizi veriyorsunuz, istihdam sağlıyorsunuz ama bir kuruş bağkur borcunuz varsa devlet sizin sağlığınızla ilgilenmiyor. Yine aynı devlet bir bakıyorsunuz tüm vatandaşların sağlığı ile ilgileniyor ve araba da dahil olmak üzere tüm kapalı alanlarda sigara içilmesini yasaklıyor, yetmiyor bir de cezalandırıyor. Yine yetmiyor, aynı devlet bu güzelim coğrafyada onca yenilebilir enerji metodu dururken bacalarından zehir saçan hidro ve termik santral yatırımlarının önünü açıyor. Çok tuhaf işler oluyor son zamanlarda, çok!
Siyaset yapmak için artık bir takım izinler gerekiyor ülkemizde. Üstü kapalı izinler bunlar. Medya da yer alabilmek için Cumhur ittifakına yakın olmak şart mesela. Yoksa birkaç kanal hariç medyada yer bulamıyorsunuz. O kanallar da bu kez her siyaset yapanı değil de Millet ittifakına yakın siyaset yapanı ekranlarına taşıyor. Yani siz kendi ilkelerinizle siyaset yapmakta ısrar ederseniz kesinlikle sesinizi ülke çapında duyurma şansınız yok. İki kutuplu bir Türkiye siyaseti halka dayatılmış durumda. Siyasi partilerin sayılarının çok olması hiçbir şey ifade etmiyor.
Geçtiğimiz günlerde Rahmi Turan çok ilginç bir iddiayı Sözcü gazetesinde ki köşesine taşıdı ve CHP liderliği için bir tasarruftan bahsetti. Olay gerçek ya da değil bilemiyoruz ama bunun olması yani bunun dillendiriliyor olması bile Türk siyasetinin geldiği “eyvallah” düzenini gösterir. İyiden iyiye daralıyor artık dayatma siyaset piyasası. Bizler yakında sandığa gitmesek de olur, aralarında anlaşabilecek kadar yakınlar aslında siyasi aktörler birbirlerine. CHP liderinin Cumhurbaşkanı adayı olmaması bunun en büyük göstergesi. Yenilgiyi peşinen kabul eden bir siyasi liderin peşinden giden kitlelerin vereceği “oy” kararından ne çıkar ki?
Ülke ekonomisi yangın yerine dönmüş durumda. İşçisinden sanayicisine tüm kesimlerde mutsuzluk hakim. Harıl harıl çalışan firmalar çalışarak batıyor. Esnaf kepenk indirme yarışında. Üretim yapan bin pişman. Maliyetler bile üretilen emtia ile karşılanamaz durumda. İşsizlik giderek büyüyor. Sağlık sektöründe ki sorunlar çığ gibi vatandaşın karşısında, aşılamıyor. İlaçlar hastanelerimizde bile bulunamıyor, parasıyla alamıyorsunuz, kara borsa ancak hükümete göre tüm bunlar yalan. Ülke dünya lokomotifi konumunda. Tarımda Avrupa deviyiz. Sağlıkta çağ atladık.
Bu satırları okuyanlar yaşadıklarını bilirler, vatandaş yaşadığını bilir, istedikleri kadar pembe tablolarda avunsunlar, ülke yangın yeri.
YAZARLAR
Yayınlanma: 23 Kasım 2019 - 10:53
İlaç
Muhteşem sağlık sektörümüz bir kez daha Çanakkale halkının dikkatini çekmeyi başardı
YAZARLAR
23 Kasım 2019 - 10:53
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir