Merhaba sevgili okurlar, bundan sonra yaşama dair bazı konularda sizlerle deneyimlerimi, fikirlerimi ve naçizane tavsiyelerimi paylaşmaya çalışacağım. Ama öncesinde sizlere kısaca kendimden bahsedeyim.
Ben Mukaddes Gezer 31 yaşındayım, evliyim, Çanakkale – Çan’ da yaşıyorum. Felsefe Grubu öğretmeniyim fakat mesleğimi yapamıyorum. Halihazırda gönülsüz bir ev hanımıyım yani evi, evliliği seviyorum ama ev işleri pek bana göre değil. Çocuğum yok ama iki tane papağan evladım var: Erdal&Nurten evet Leyla ile Mecnun hayranıyım ve farkındayım çok uzattım.
İlk yazımın yayımlanmasının heyecanını yaşıyorum. Umarım sizler de beğenirsiniz ve beraberliğimiz devam eder. Sürç- i lisan ettiysek affola…
Türk dizilerindeki mutlu aile tablosu temalı sofra sahneleri size samimi geliyor mu? Eğer gelmiyorsa bu sadece dizi senaryolarının başarısızlığı mıdır? Yakın zamandır dizilerdeki şu alttan alttan tatlı tatlı melodilerin kulağınıza çalındığı – hani belki şimdi de duyuyorsunuzdur – heh işte o sahnelerin beni irite ettiğini fark ettim. Şimdi diyebilirsiniz ki Tv’ de onca rahatsız edici içerik var bundan mı irite oldun yani? Haklısınız zaten sorun bence burda bu tatlı sahnelere tahammül edememem, sahte bulmam.
Yabancı yapımlarda böyle bir şey hissetmiyorum çünkü onları bilmem ama bizi az buçuk tanırım. Bizde akşam yemeklerinde öyle tatlı tatlı sohbetler falan edilmez. Genellikle yemeklerdeki diyaloglar şu şekilde gerçekleşir:
Çocuk: “ …Böyle bir şey varmış okulda arkadaşlar konuşurken duydum. Ben de denesem mi acaba?”
Anne: …Bizim karşı komşunun çocuğu denemiş de çok zormuş o yapamadıysa sen hiç deneme bile.”
Baba: “…Sen onu bunu bırak da dersler nasıl onu söyle kaç aldın bakalım matematikten? “
Çocuk: “…Dersler iyi, matematikçi daha okumamış size afiyet olsun.”
Böylece yemek biter herkes sofradan kalkar çocuk ders çalışmaya odasına gider, anne mutfağa kapanır, baba da Tv’ nin karşısına kurulur zaten kesin maç vardır. Yani yorgunluk, bıkkınlık o sofralarda paylaşılabilecek güzel şeylerin genellikle önüne geçer. Durumlar hala her evde böyle mi yoksa bunlar artık geçmişte mi kaldı bilinmez.
Peki evlerimizdeki bu olumsuz durumu düzeltebilir miyiz, ipler ne kadar bizim elimizde? Kendi ailelerimizde gördüğümüz yanlışlıkları bizler de tekrarlamayarak bunu düzeltmeye çalışabilir miyiz? Sorunun ne olduğunu bilmek onu çözmeye yeter mi?
Zaten ailelerin yaptığı şey de biraz bu değil mi? O ah ah… Nerde o eski…lerle başlayan bizim zamanımızda diye devam eden çoğu zaman hüzünlü ama onlar için en samimi olan o zamanlardan bahsederken, ailelerinin onları yetiştirirken yaptığı hatalardan dem vururken kimi zaman onların da aynı hatalara düştüklerini fark etmiyor musunuz? Öyleyse sorunun ne olduğunu bilmek onu çözmeye yetmiyor gibi görünüyor.
Sonuç olarak umarım bizim çocuklarımız da böyle sahneleri sahte, eğreti bulmaz o tatlı melodilere kendilerini kaptırıp ne güzel ya aynı bizim aile diye içlerinden geçirirler.
Daha güzel günlere…
YAZARLAR
Yayınlanma: 02 Mart 2021 - 09:00
İlk Karşılaşma
Merhaba sevgili okurlar, bundan sonra yaşama dair bazı konularda sizlerle deneyimlerimi, fikirlerimi ve naçizane tavsiyelerimi paylaşmaya çalışacağım
YAZARLAR
02 Mart 2021 - 09:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir