SORU 1: Cezai Şart Nedir?
Türk Borçlar Kanunu uyarınca kısaca; sözleşme taraflarını borç ve sorumluluklarını yerine getirmeye zorlama işlevi şeklinde açıklanabilir. TBK m. 179. maddesinde yer alan hükme göre MADDE 179- Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” Aynı kanunun 180. Maddesinde de “Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile kararlaştırılan cezanın ifası gerekir” hükmü, sözleşmenin yerine getirilmemesi durumunda alacaklının bir zararının olmamasının borçludan cezai şartın ifasını talep etmesinin önüne geçmeyeceğini açıkça göstermektedir.
Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır
Bunlarla birlikte İş Kanun’un 9.maddesinde de “Taraflar iş sözleşmesini, Kanun hükümleriyle getirilen sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla, ihtiyaçlarına uygun türde düzenleyebilirler.” hükmü yer almakta ve “sözleşme özgürlüğü” veya “sözleşme serbestisi” ilkesi ile iş sözleşmelerine taraflarca kanunlarda mecburi koşulmamış ya da kanunlarda yer almayan birçok şart eklenebilmektedir. SORU 2: İş Sözleşmelerinde Cezai Şartın Nasıl Düzenlenmesi Gerekir?
İş Kanunu’nda hükme bağlanmamış veya yeterince açık olmayan diğer konularda olduğu gibi iş sözleşmelerinde cezai şartın nasıl olması gerektiği konusu da Yargıtay kararlarından anlaşılmaktadır. Yargıtay’ın konuyla ilgili yorumu ise iş hukukunun temel prensibi olan işçi lehine yorum ilkesi ve Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili maddeleri doğrultusunda oluşmuştur.
a) Cezai Şart Karşılıklı Olmalıdır: İş sözleşmesinin güçlü tarafı olan işverence, iş sözleşmesine konulan cezai şart karşılılık ilkesine uygun olmalıdır. Sadece işçi aleyhine konulan cezai şartın geçersiz olacağı kanunda yer almaktadır. Türk Borçlar Kanunun 420’inci maddesinde “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir” hükmü yer almaktadır. Ancak işçi lehine tek taraflı cezai şart Yargıtay tarafından kabul görmektedir.
b) Kanuna, Ahlaka, Kamu Düzenine, Kişilik Haklarına Aykırı ya da İmkansız Olmamalıdır: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 27’inci maddesi; “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur” şeklindedir.
c) Asıl Sözleşmenin Geçerli Bir Şekilde Kurulmalıdır: Asıl iş sözleşmesi kendi geçerlilik şartlarını sağlamayıp geçersiz kabul edilirse, cezai şartlarda geçersiz hale gelecektir.
d) Cezai Şartın Hakkaniyete Uygun Olmalıdır: Hakkaniyetten anlaşılması gereken, adalet duygusunun tatminini sağlamak, dolayısıyla kanuna uygun olsa bile adalet duygusunu zedeleyecek hususlardan kaçınmaktır. Örneğin, tarafların cezai şart miktarını kanunen özgürce belirleyebilme yetkisi vardır. Ancak belirlenen miktar, görülecek işin ağırlığıyla açık bir şekilde orantısızsa, getirilen cezai şartın hakkaniyete aykırılığı gündeme gelecektir.
SORU 3: Cezai Şartlı İş Sözleşmesinin Feshi Sonucu Ne Olacaktır?
Belirli süreli sözleşmeyi haklı nedene dayanmaksızın, iş sözleşmesini fesheden işçi, cezai şartı ödemekle yükümlü hale gelecektir. Cezai şart öngörülmüş ise işverenin zararı olmasa dahi işçinin cezai şartı ödemesi zorunludur. İş sözleşmesinde cezai şart ödenebilmesi için sözleşmenin haksız bir şekilde feshedilmiş olması gerekir. Haklı nedenlere dayanarak yapılan fesih durumunda, cezai şart hükümlerinin uygulanması mümkün olmaz. Aksine sözleşmeyi haklı nedenle fesheden tarafın cezai şart talebinde bulunması mümkün olabilir.
Türk Borçlar Kanunu uyarınca kısaca; sözleşme taraflarını borç ve sorumluluklarını yerine getirmeye zorlama işlevi şeklinde açıklanabilir. TBK m. 179. maddesinde yer alan hükme göre MADDE 179- Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” Aynı kanunun 180. Maddesinde de “Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile kararlaştırılan cezanın ifası gerekir” hükmü, sözleşmenin yerine getirilmemesi durumunda alacaklının bir zararının olmamasının borçludan cezai şartın ifasını talep etmesinin önüne geçmeyeceğini açıkça göstermektedir.
Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır
Bunlarla birlikte İş Kanun’un 9.maddesinde de “Taraflar iş sözleşmesini, Kanun hükümleriyle getirilen sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla, ihtiyaçlarına uygun türde düzenleyebilirler.” hükmü yer almakta ve “sözleşme özgürlüğü” veya “sözleşme serbestisi” ilkesi ile iş sözleşmelerine taraflarca kanunlarda mecburi koşulmamış ya da kanunlarda yer almayan birçok şart eklenebilmektedir. SORU 2: İş Sözleşmelerinde Cezai Şartın Nasıl Düzenlenmesi Gerekir?
İş Kanunu’nda hükme bağlanmamış veya yeterince açık olmayan diğer konularda olduğu gibi iş sözleşmelerinde cezai şartın nasıl olması gerektiği konusu da Yargıtay kararlarından anlaşılmaktadır. Yargıtay’ın konuyla ilgili yorumu ise iş hukukunun temel prensibi olan işçi lehine yorum ilkesi ve Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili maddeleri doğrultusunda oluşmuştur.
a) Cezai Şart Karşılıklı Olmalıdır: İş sözleşmesinin güçlü tarafı olan işverence, iş sözleşmesine konulan cezai şart karşılılık ilkesine uygun olmalıdır. Sadece işçi aleyhine konulan cezai şartın geçersiz olacağı kanunda yer almaktadır. Türk Borçlar Kanunun 420’inci maddesinde “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir” hükmü yer almaktadır. Ancak işçi lehine tek taraflı cezai şart Yargıtay tarafından kabul görmektedir.
b) Kanuna, Ahlaka, Kamu Düzenine, Kişilik Haklarına Aykırı ya da İmkansız Olmamalıdır: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 27’inci maddesi; “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur” şeklindedir.
c) Asıl Sözleşmenin Geçerli Bir Şekilde Kurulmalıdır: Asıl iş sözleşmesi kendi geçerlilik şartlarını sağlamayıp geçersiz kabul edilirse, cezai şartlarda geçersiz hale gelecektir.
d) Cezai Şartın Hakkaniyete Uygun Olmalıdır: Hakkaniyetten anlaşılması gereken, adalet duygusunun tatminini sağlamak, dolayısıyla kanuna uygun olsa bile adalet duygusunu zedeleyecek hususlardan kaçınmaktır. Örneğin, tarafların cezai şart miktarını kanunen özgürce belirleyebilme yetkisi vardır. Ancak belirlenen miktar, görülecek işin ağırlığıyla açık bir şekilde orantısızsa, getirilen cezai şartın hakkaniyete aykırılığı gündeme gelecektir.
SORU 3: Cezai Şartlı İş Sözleşmesinin Feshi Sonucu Ne Olacaktır?
Belirli süreli sözleşmeyi haklı nedene dayanmaksızın, iş sözleşmesini fesheden işçi, cezai şartı ödemekle yükümlü hale gelecektir. Cezai şart öngörülmüş ise işverenin zararı olmasa dahi işçinin cezai şartı ödemesi zorunludur. İş sözleşmesinde cezai şart ödenebilmesi için sözleşmenin haksız bir şekilde feshedilmiş olması gerekir. Haklı nedenlere dayanarak yapılan fesih durumunda, cezai şart hükümlerinin uygulanması mümkün olmaz. Aksine sözleşmeyi haklı nedenle fesheden tarafın cezai şart talebinde bulunması mümkün olabilir.