İstanbul’da işler iyice karıştı. Cumhurbaşkanı Rusya’ya gitmeden önce “örgütsel bazı hareketler tespit ettik” dedi. Büyükçekmece’de “asılsız seçmen kayıtları” var dendi. Büyükçekmece’de seçim iptal edilsin noktasına geldi konu ve şimdi de İstanbul’da seçimin tekrarı isteniyor Ak Parti tarafından. Fıkra gibi adeta. Yenene kadar seçim.
Eski Yunanca da dêmos sözcüğünün anlamı “halk, ahali” olarak geçer. Yine aynı dilde krâtês sözcüğü de “güçlü, iktidar sahibi” olarak kullanılır. Yani dêmoskrâtêssözü günümüze demokrasi olarak buradan gelmiştir. İktidar sahibinin halk olması durumudur demokrasi.
Halk, ülke yönetimine sivil toplum örgütleri ile fiilen katkıda bulunur birey olarak. Çeşitli konularda kurulmuş olan dernekler, odalar, sendikalar halkın katılımı ile iktidarı toplumun sesine kulak vermeye zorlarlar. Halk ülke yönetimi karşısında hakkını bu kuruluşlar ile arar, hakkına bu kuruluşlar ile sahip çıkar ve yine bu kuruluşlar ile devletinin yanında çalışmalar yapar. Sivil toplum örgütlerinde katılımcı olarak görev almak bu yüzden çok önemlidir.
Ancak yine halk, kendi içerisinden seçtikleri ile ülkeyi iktidar olarak da yöneten konumundadır demokratik ülke yönetimi yapılarında. Hani “seçtikleri” dedim ya, hah işte o kişiler bildiğiniz üzere halkın seçimlerde oy kullanması ile göreve gelirler. Tıpkı 31 Mart günü yaptığımız gibi ülke halkı oy kullanır demokratik hakkı gereği. Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yönetim şeklidir bu. Bu gün iktidar olanlar da aynı yöntem ile halkın verdiği görevi yerine getirmek için makamlarında oturmaktalar. Yani oturdukları makam koltuğunu evlerinden getirmediler, o koltuk o kişilere devletin imkanı ve halkın oyu ile emanet edilmiş durumda.
Bu güne kadar seçim sonuçlarını “milli irade” olarak yorumlayan iktidar her ne hikmetse bu kez milli iradeyi adeta yok sayarak seçimlerin yenilenmesini istiyor. Bu gün Nisan ayının 10.günü ve bu satırlar yazılırken İstanbul için son durum bu. Halk şaşkın. Düşünmeden edemiyor insan; ne var ki bu koltukta da,yapılan seçim sonucunda seçimi kazanan bir başka vatan evladına koltuk teslim edilemiyor. HDP için PKK’nın uzantısı diye söylemler yapıldı seçim öncesi ama gördük ki o suçlamaya maruz kalan HDP kazandığı illerde mazbata aldı ve göreve başladı. E o zaman Ekrem İMAMOĞLU’na niçin koltuk devredilmiyor? O makam halka ait, o koltuğun sahibi halk, Ak Parti’den önce İstanbul Başkansız mıydı? Böyle mi sanıyorlar? Yeter artık, milletin aklıyla alay etmeyin, halk neyin ne olduğunu gayet iyi bilmekte.
Hem bakın; Ekrem İMAMOĞLU’nu halk sevdi. Tüm kesimleri kucaklamayı başaran bir yapısı var. Kitleleri peşinden sürükleyebilecek bir lider. Halk gördü ki; Ekrem İMAMOĞLU karizma sahibi, bilgili, tecrübeli, genç ve dinamik bir kişiliğe sahip. Hani tarif edilip ısmarlansa denk gelmez, o kadar yani. Benim gönlüm bu özelliklere sahip bir insanın gerçekten geleceğin lideri olup olmadığını görmekten yana. Bunun tek yolu da halkın kendisine verdiği gücü kullanması için gereken yasal yolun usulünce açılması. Düşünüyorum da; çok da zor olmasa gerek halkın isteğine kulak vermek, ne de olsa milli irade sözü senelerdir iktidarın yegane sığınma noktası.
Seçimde hile var, şaibe var kelimelerini hep duyduk son zamanlarda. Her seçimde buna itiraz eden, bu sözleri kullanan CHP olurdu ve Ak Parti yaptığı açıklamalarla adeta YSK’yı yönlendirirdi. Bu kez isyan etme sırası Ak Parti’ye geldi ama benim anlamadığım her seçim olduğu gibi bu seçimde de Ak Parti iktidardaydı. Yani devletin tüm organlarına hatta istihbarat teşkilatına sahip bir parti nasıl iddia ettiği o “örgütlü eylemler” yapılırken bilgisiz kalabilir? Bu eylemlere nasıl seyirci kalabilir? Bu çapta büyük bir örgütlenmeyi nasıl olur da milli istihbarat teşkilatı anlamaz ve rapor etmez? Tüm bunların ışığında yaptığınız açıklamaya kim inanır?
Tüm yurtta yapılan seçimler gibi İstanbul’da da seçim yapılmış ve CHP adına seçime giren Ekrem İMAMOĞLU seçimi kazanmıştır. Bunun ötesi berisi halkı ikna etmez. Kamu vicdanını rahatlatmaz. Yapılacak yeni bir seçimde Ak Parti kazanırsa halkın tüm kesimleri duruma iğrenerek bakar ve yaşananlar tarih sayfasında kara leke olarak yerini alır. Artık ne olursa olsun bu genç adama o görev verilmeli bir şans tanınarak halkın isteği yerine getirilmelidir.
Bir kez daha belirteyim ki; elbette iktidar sahibi seçimi yeniletebilir ve elbette yapılacak yeni seçimin sonucu değişik de çıkabilir ama o seçimin sonucu değişmese dahi halkın gözünde mevcut iktidar artık fazlasıyla itibar kaybetmiş durumdadır. İktidarın koltuğa yapışıp bırakmama eylemi, kendi seçmeni önünde de itibarsızlaşmasını sağlamaktadır. Benden söylemesi.
YAZARLAR
Yayınlanma: 11 Nisan 2019 - 10:20
İstanbul ve Seçim
İstanbul’da işler iyice karıştı
YAZARLAR
11 Nisan 2019 - 10:20
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir