Kimse alınıp gücenmesin ama bu ülkede, kadın, çocuk, hayvan ve ağaç olmak zor. Kadınlar katlediliyor, çocuklar istismara uğruyor, ağaçlar kesiliyor hele hayvanlar, tecavüze uğruyor, işkence görüyor, aç bırakılıyor ve öldürülüyor. Son olarak Pınar Gültekin’in canice öldürülmesi herkesi yasa boğdu. Ama çok değil aradan 5-6 gün geçti mi unutulup gider, diğer kadın cinayetleri gibi.
Neden mi kadına karşı şiddete karşıyım ve onların haklarını elimden geldiğince savunmaya çalışıyorum? Çünkü ben;
Bir çocuğu sırtında diğeri karnında elinde çapa ile tarlada çalışan kadınlar tanıdım.
Çocuklarım daha çok yemek yesin diye, sofradan yarı aç yarı tok kalkan kadınlar tanıdım.
Ekonomik özgürlüğü olmadığı için, kocanın eline bakan, her türlü şiddete boyun eğmek zorunda kalan kadınlar tanıdım.
Yokluktan çocuklarına arpa ekmeği yedirmek zorunda kalan kadınlar tanıdım.
Mor gözünü kapıya çarptığını söyleyen kadınlar tanıdım.
Tecavüze uğrayıp zorla evlendirilen kadınlar tanıdım.
Zorba bir erkek tarafından yalınayak ve çırılçıplak sokağa atılan kadınlar tanıdım.
Çocukları üzülmesin diye tenha yerlerde gizli gizli ağlayan kadınlar tanıdım.
Sevdiğine verilmediği için canına kıyan kadınlar tanıdım.
Nasırlı elleriyle çocuklarının saçını tarayıp okula gönderen kadınlar tanıdım.
Tarlada ırgat, evinde hamarat kadınlar tanıdım.
Hamburger, pizza, dondurma ve çikolatanın tadını bilmeyen kadınlar tanıdım.
Yerden ot biter gibi bitmedi hiç kimse. Herkesi bir kadın, bir ana dokuz ay karnında taşıdıktan sonra doğurdu. Kadınlara karşı duyarsız toplumlarda mutlaka bir sevgi eksikliği oluşur. Mutlu kadın mutlu çocuk yetiştirir. Tabi öncelikler kadının ekonomik özgürlüğü çok önemli.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun araştırmasına göre 2019 yılında 474 kadın cinayeti işlendi. 2018 yılında da 440 kadın öldürülmüş ve failleri en yakınları çıkmıştı. İstanbul Sözleşmesi’nin tam anlamıyla uygulanmadığı ve sürekli olarak tartışıldığı günümüzde, sadece Haziran ayında 27 kadın katledildi. Barış ve Güvenlik Endeksi araştırmasına göre kadınlar için yaşam kalitesinin en yüksek olduğu ülke Norveç olurken, 167 ülkeden gelen verileri baz alındığında Türkiye 114. sırada yer alıyor.
En yetkili ağızlardan ise sadece sosyal medya hesaplarından kadın cinayetleri kınanıyor. İstanbul sözleşmesinden çıkılması konusu hala gündeme geliyor. Bazı siyasilerin, istismara uğrayan çocuklar için ‘küçüğün rızasıyla yapılmış işler’ demesi insanlık için ne kadar utanç verici bir durum.
“İyilik, yoksa dünyayı terk mi etti?” diye düşünmeden edemiyor insan. Doksanlı yıllarda kadınlar için bir şiir yazmışım son olarak onu da ekleyivereyim dedim. Bir kelimesini bile değiştirmedim.
“kadınlarımız vardır
yedi çocuklu bitkin
her işe koşan
elinde kazma
sırtında çocuk
bahçe kazar öğle sıcağında
akşam olunca
yemek, bulaşık, çamaşır...
yorulduğunu bilmez
alıştırılmıştır ezilmeye.
kadınlarımız vardır
cesur ve çalışkan
feminist olur çıkar meydanlara
partizan olur yumruk havada
insanlık içinde,
vurmaz dışa
ana olur sular güllerini
yoldaş olur,
yalnız komaz eşini.”
Görüş, öneri ve eleştiriler için iletişim: [email protected]
Neden mi kadına karşı şiddete karşıyım ve onların haklarını elimden geldiğince savunmaya çalışıyorum? Çünkü ben;
Bir çocuğu sırtında diğeri karnında elinde çapa ile tarlada çalışan kadınlar tanıdım.
Çocuklarım daha çok yemek yesin diye, sofradan yarı aç yarı tok kalkan kadınlar tanıdım.
Ekonomik özgürlüğü olmadığı için, kocanın eline bakan, her türlü şiddete boyun eğmek zorunda kalan kadınlar tanıdım.
Yokluktan çocuklarına arpa ekmeği yedirmek zorunda kalan kadınlar tanıdım.
Mor gözünü kapıya çarptığını söyleyen kadınlar tanıdım.
Tecavüze uğrayıp zorla evlendirilen kadınlar tanıdım.
Zorba bir erkek tarafından yalınayak ve çırılçıplak sokağa atılan kadınlar tanıdım.
Çocukları üzülmesin diye tenha yerlerde gizli gizli ağlayan kadınlar tanıdım.
Sevdiğine verilmediği için canına kıyan kadınlar tanıdım.
Nasırlı elleriyle çocuklarının saçını tarayıp okula gönderen kadınlar tanıdım.
Tarlada ırgat, evinde hamarat kadınlar tanıdım.
Hamburger, pizza, dondurma ve çikolatanın tadını bilmeyen kadınlar tanıdım.
Yerden ot biter gibi bitmedi hiç kimse. Herkesi bir kadın, bir ana dokuz ay karnında taşıdıktan sonra doğurdu. Kadınlara karşı duyarsız toplumlarda mutlaka bir sevgi eksikliği oluşur. Mutlu kadın mutlu çocuk yetiştirir. Tabi öncelikler kadının ekonomik özgürlüğü çok önemli.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun araştırmasına göre 2019 yılında 474 kadın cinayeti işlendi. 2018 yılında da 440 kadın öldürülmüş ve failleri en yakınları çıkmıştı. İstanbul Sözleşmesi’nin tam anlamıyla uygulanmadığı ve sürekli olarak tartışıldığı günümüzde, sadece Haziran ayında 27 kadın katledildi. Barış ve Güvenlik Endeksi araştırmasına göre kadınlar için yaşam kalitesinin en yüksek olduğu ülke Norveç olurken, 167 ülkeden gelen verileri baz alındığında Türkiye 114. sırada yer alıyor.
En yetkili ağızlardan ise sadece sosyal medya hesaplarından kadın cinayetleri kınanıyor. İstanbul sözleşmesinden çıkılması konusu hala gündeme geliyor. Bazı siyasilerin, istismara uğrayan çocuklar için ‘küçüğün rızasıyla yapılmış işler’ demesi insanlık için ne kadar utanç verici bir durum.
“İyilik, yoksa dünyayı terk mi etti?” diye düşünmeden edemiyor insan. Doksanlı yıllarda kadınlar için bir şiir yazmışım son olarak onu da ekleyivereyim dedim. Bir kelimesini bile değiştirmedim.
“kadınlarımız vardır
yedi çocuklu bitkin
her işe koşan
elinde kazma
sırtında çocuk
bahçe kazar öğle sıcağında
akşam olunca
yemek, bulaşık, çamaşır...
yorulduğunu bilmez
alıştırılmıştır ezilmeye.
kadınlarımız vardır
cesur ve çalışkan
feminist olur çıkar meydanlara
partizan olur yumruk havada
insanlık içinde,
vurmaz dışa
ana olur sular güllerini
yoldaş olur,
yalnız komaz eşini.”
Görüş, öneri ve eleştiriler için iletişim: [email protected]