Bu sezon yayınlanan tam sekiz dizide ki on dört sahnede kadına yönelik şiddet tespit edilmiş. Nasıl da meraklıyız kadına şiddet göstermeye. Nasıl da aciz erkekleriz ki, gücümüz kadına yetiyor. Yazıklar olsun böyle topluma, sanki bu toplum ceviz kabuğundan çıkmış, hiç kimsenin anası yok sanki, analar kadın değil sanki, yazıklar olsun.
CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer yeni yayın döneminde televizyon kanallarında yayınlanmakta olan dizilerde ki şiddet haritasını çıkartmış. Sonuçlar dehşet verici.
Raporda; dizilerde ki kadına şiddet ve zorlama, genel şiddet, silah, ağlama, yalvarma, ölüm söylemi, psikolojik şiddet, ölüm, buzlanan ve kesilen sahne başlıkları değerlendirmeye alınmış. 8 dizide 14 sahne kadına yönelik şiddet ve zorlamayı içerisinde barındırıyor. İşin ilginci bu sahnelerden 12 tanesi tek bir diziye ait. SEN ANLAT KARADENİZ dizisi bu işi tam 12 kez başarmış. CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer; “...tüm reklam verenler tarafından bu konuda sosyal sorumluluk anlamında adımlar atılması beklenmektedir” diyerek aslında konunun tam özüne değinmiş. Yani, bu sahneleri içerlerinde barındıran dizileri maddi olarak desteklemezsek konuyu büyük ölçüde çözeriz demek istiyor değerli vekil. Bence de tespitinde çok haklı. Netice de bu diziler çok büyük bütçelerle yayına hazır hale gelmekteler. O bütçeyi de reklamlar ile oluşturuyorlar. Bütçeleri olmazsa, kadına yönelik şiddet içeren sahneleri de olmaz, o sahnelerin televizyon ekranlarında yeri de olmaz. Yani asıl yapılması gereken bu tür yayınları maddi olarak yalnız bırakmak.
Bir erkek için kadına şiddet göstermek çok basit. Ev dışında olan problemler, evde ki güç olarak erkekten daha yetersiz halde olan el altında ki kadına şiddet olarak yansımakta. İşyeri huzursuzluğu, trafik stresi, belki de bir başka kadın ile olan yakınlaşmanın verdiği taşınması güç stres... Evde fiziki güç olarak yetersiz kadına günün tüm stresini boşaltmak nasıl da büyük bir erkeklik öyle değil mi?
Televizyon kanallarının bir çoğunda gündüz kuşağı yayınları kadına şiddeti, haksızlığı konu etmekte. O kadar çok ve o denli çeşitli ki kadının toplum içerisinde maruz kaldığı haksız tutum ve davranışlar, iğrenirsiniz erkekliğinizden. Yirmi sekiz yıllık evliliğinden otuz sekiz çocuğu bulunan dramını matematik olarak anlamaya çalışmaktan kadının sorununa bir türlü eğilemiyorlar mesela. Beş çocuğunu henüz yirmi yaşındayken terkedip kaçan ve otuz yıl sonra çocukları tarafından ekranlarda aranınca bir başka erkekten olma yedi çocuğuyla ortaya çıkan ananın sorununu hangi psikolog ele alarak çözebilir ki? Çocuğunun yanında bıçaklanan ve “ölmek istemiyorum” diye diye ölen annenin son duyduğu sözler çocuğunun “ölme anne, ölme” olmasını hangimiz sindirebildik ki içimize?
Her erkeği bir kadın yetiştirir aslında. Anaların da bu suçlarda payları var. Erkeğin pipisini çocukluktan itibaren güç sembolü olarak çocuğunun aklına yerleştiren bir anne suçlu değil mi toplum önünde. Yakışıklı oğlunun çok kızın canını yakacağını övüne övüne söyleyen annenin toplum içinde kadına şiddet var deme hakkı olabilir mi?
Kadınlar da suçlu bu konuda. Toplumsal eğilimin erkek gücü etrafında oluşmasını sağlayan da kadınlar değil mi? Bir erkek kadını aldatıyor diyelim, kiminle? Yine bir kadınla. Kadın, kendisine yapılmasını istemediği davranışın yanlısı olarak bir başka kadına yapılmasını sağlıyor.
Tüm toplum suçluyuz kadına yönelik şiddet konusunda. Kimse kendisini aklamaya çalışmasın, hepimiz suçluyuz.
YAZARLAR
Yayınlanma: 01 Ekim 2019 - 10:36
Kadına Şiddet
Bu sezon yayınlanan tam sekiz dizide ki on dört sahnede kadına yönelik şiddet tespit edilmiş
YAZARLAR
01 Ekim 2019 - 10:36
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir