Biga doğumlu Çan'da yaşayan genç yazar Muhammed Yavaş Biga CHP İlçe Kadın Kolları'nın davetlisi olarak Biga'ya geldi. 3 Kasım 2021 Salı günü saat 14.00'de CHP Biga İlçe Örgütü'nde düzenlen programla kadınlarla buluşan Yazar Yavaş, kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini konu ettiği yeni kitabını kadınlara anlattı.
CHP Biga İlçe Başkanı Osman Öztürk ve İyi Parti Biga İlçe Kadın Kolları'nın da katıldığı etkinlikte kitabını tanıtan genç yazar Yavaş, sözlerine İzmir’de yaşanan depremde ölenleri anarak başladı. ‘’Aslında bugün konuşmak hiç içimden gelmiyor ama bu etkinlik 2 haftadır ertelendiği için artık yapmak zorundaydık, İzmir’de canımız yanıyor ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum, sorumlulardan hesap sorulması için yetkilileri göreve davet ediyorum’’ dedi.
Kendisinden de bahseden ve 1994 yılında Biga'da doğduğunu anlatan Yazar Muhammed Yavaş, "Annem Bigalı, dedem hala Biga Çiçeklidede'de oturuyor o yüzden Bigalı sayılırım ve şehrin dokusunu iyi bilirim" dedi. Kendini tanıtan ve Gazi Üniversitesi'nden mezun olarak Çan'da gazetecilik yaptığını anlatan Yavaş kitabını da anlattı. "2009 yılında Münevver Karabulut'un öldürülmesi ile kafamda bilinç uyandı, 2015'te Özgecan ile kahroldum 2018'te Şule Çet ölünce ise bir şeyler yapmak gerektiğine inandım ve zaten yazar olduğum için daha öncesinde de kitaplarım olduğu için bu kez kadına şiddet konusunda yazmak istedim" dedi. Kadın cinayetlerini önlemenin yollarından da bahseden Yazar Yavaş, "bir kadın öldüğünde aklımıza ilk gelen şey üzerindeki kıyafet olduğu ya da nerede olduğu oluyor ama aslında öyle olmamalı, hiçbir kimsenin inancı, mezhebi, düşüncesi, siyasi görüşü, kıyafeti ölmesine sebep olmamalı. Türkiye'de çok ciddi bir sorun var deprem kadar virüs kadar tehlikeli bir sorun. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu var, her ay veri açıklıyorlar Ekim ayı verisini açıkladılar 21 kadın ölmüş farklı farklı şehirlerde. 21 tane can koparılmış hayattan. Kadınlar yemek tuzlu diye bile ölüyorlar ve bunun önüne geçilmesi gerekiyor bunun için hem bireysel olarak, hem örgütsel olarak mücadele etmemiz gerekiyor herkese büyük bir iş düşüyor, bir kere tüm kadınlar İstanbul Sözleşmesi'ni savunmalı, gündeme getirmeli, uygulanması için devlete baskı yapmalı" dedi. “KADIN BOYUN EĞMEYECEK ERKEK DE BUNU ÖĞRENECEK”
İstanbul Sözleşmesi'nin ne olduğunu da anlatan Yavaş, "Hane içi şiddeti düzenleyen, ülkemizin ilk imzacısı olmakla övündüğü ama iş uygulamaya gelince salağa yattığı sözleşme ve insanlara yanlış aksettiriliyor. Sözleşmede kadının değil mağdurun beyanı esastır yani şiddet gören erkekse erkeği korur, kadınsa kadını. Uygulandığı takdirde cinayetler yarı yarıya azalacak. Kadınlarımız her yerde şiddete, tacize, tecavüze maruz kalıyor ve kimi zaman toplumsal ataerkil normlardan dolayı susmak zorunda kalıyor. Beni suçlu bulutlar erkeği korurlar ben kötü olurum diyen kadınlar susuyor, susmasınlar. Kadınlar topluma göre giyinmek, topluma göre dışarı çıkmak, topluma göre karar vermek zorunda kalıyor. Bir yönetici çıkıyor kadın hakkında hüküm veriyor, kadın gülmesin konuşmasın ben buna isyan ediyorum ve tüm kadınları buna isyana davet ediyorum. Kadın gece dışarı da çıkacak, kahkaha da atacak, araba da kullanacak, dimdik duracak o erkekler, bizler ayak uyduracağız kadına. Kadın boyun eğmeyecek erkek de bunu öğrenecek" dedi.
Yazar Yavaş söyleşinin ardından kadınlardan gelen soruları cevaplandırarak, kitabını imzaladı.
Kendisinden de bahseden ve 1994 yılında Biga'da doğduğunu anlatan Yazar Muhammed Yavaş, "Annem Bigalı, dedem hala Biga Çiçeklidede'de oturuyor o yüzden Bigalı sayılırım ve şehrin dokusunu iyi bilirim" dedi. Kendini tanıtan ve Gazi Üniversitesi'nden mezun olarak Çan'da gazetecilik yaptığını anlatan Yavaş kitabını da anlattı. "2009 yılında Münevver Karabulut'un öldürülmesi ile kafamda bilinç uyandı, 2015'te Özgecan ile kahroldum 2018'te Şule Çet ölünce ise bir şeyler yapmak gerektiğine inandım ve zaten yazar olduğum için daha öncesinde de kitaplarım olduğu için bu kez kadına şiddet konusunda yazmak istedim" dedi. Kadın cinayetlerini önlemenin yollarından da bahseden Yazar Yavaş, "bir kadın öldüğünde aklımıza ilk gelen şey üzerindeki kıyafet olduğu ya da nerede olduğu oluyor ama aslında öyle olmamalı, hiçbir kimsenin inancı, mezhebi, düşüncesi, siyasi görüşü, kıyafeti ölmesine sebep olmamalı. Türkiye'de çok ciddi bir sorun var deprem kadar virüs kadar tehlikeli bir sorun. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu var, her ay veri açıklıyorlar Ekim ayı verisini açıkladılar 21 kadın ölmüş farklı farklı şehirlerde. 21 tane can koparılmış hayattan. Kadınlar yemek tuzlu diye bile ölüyorlar ve bunun önüne geçilmesi gerekiyor bunun için hem bireysel olarak, hem örgütsel olarak mücadele etmemiz gerekiyor herkese büyük bir iş düşüyor, bir kere tüm kadınlar İstanbul Sözleşmesi'ni savunmalı, gündeme getirmeli, uygulanması için devlete baskı yapmalı" dedi. “KADIN BOYUN EĞMEYECEK ERKEK DE BUNU ÖĞRENECEK”
İstanbul Sözleşmesi'nin ne olduğunu da anlatan Yavaş, "Hane içi şiddeti düzenleyen, ülkemizin ilk imzacısı olmakla övündüğü ama iş uygulamaya gelince salağa yattığı sözleşme ve insanlara yanlış aksettiriliyor. Sözleşmede kadının değil mağdurun beyanı esastır yani şiddet gören erkekse erkeği korur, kadınsa kadını. Uygulandığı takdirde cinayetler yarı yarıya azalacak. Kadınlarımız her yerde şiddete, tacize, tecavüze maruz kalıyor ve kimi zaman toplumsal ataerkil normlardan dolayı susmak zorunda kalıyor. Beni suçlu bulutlar erkeği korurlar ben kötü olurum diyen kadınlar susuyor, susmasınlar. Kadınlar topluma göre giyinmek, topluma göre dışarı çıkmak, topluma göre karar vermek zorunda kalıyor. Bir yönetici çıkıyor kadın hakkında hüküm veriyor, kadın gülmesin konuşmasın ben buna isyan ediyorum ve tüm kadınları buna isyana davet ediyorum. Kadın gece dışarı da çıkacak, kahkaha da atacak, araba da kullanacak, dimdik duracak o erkekler, bizler ayak uyduracağız kadına. Kadın boyun eğmeyecek erkek de bunu öğrenecek" dedi.
Yazar Yavaş söyleşinin ardından kadınlardan gelen soruları cevaplandırarak, kitabını imzaladı.