Kapanma ertesi telaşı

15 günlük kapanmanın ardından gayrimenkul profesyonelleri olarak yeniden sahalara döndük. Bundan sonraki süreçte yoğun bir dönem bekliyor bizleri. Özellikle havaların ısınmasıyla beraber ve bunca gündür evlerinde kapalı kalan herkes kendisini sokaklara atacaktır. Elbette bu da doğal olarak bizlere gelen telefon miktarını arttıracak ancak her yıl bu dönemler olduğu gibi gelen telefon adedi artarken işlem adetleri ise ufak bir miktar artacaktır. Yani yazılarımda ve eğitimlerimde söylediğim gibi ilkbaharla beraber hareket artar ancak bunun büyük kısmı ağırlıklı gayrimenkul turistleri olduğundan sonbahara doğru turistlerin piyasadan çekilmesiyle hareket azalır. Bu esnada satış adetleri ortalama bir kanalda belli ölçüde bir miktar artar. Tabi ülkemizin ana nakit akışı kaynağı inşaat sektörü olduğundan ve her ne kadar müteahhitlerimiz hep 50 TL’lik demir, çimento alsa da doların artışı devam edecek gibi göründüğünden önümüzdeki aylarda bir faiz indirimi daha gelip arz-talep dengesi talep lehinde arttırılabilir mi buna bakıyor olacağız.

Evet şimdi gelelim bu 15 günlük süreçte biz gayrimenkul profesyonelleri ne yaptık ve bundan sonra ne yapacağız. Aslında benim gördüğüm 2 tip gayrimenkul danışmanı var sektörde. Sektörü öğrenip kendini geliştirmek için sistemli bir şekilde uğraşıp sektörde kalıcı olanlar ve kendini geliştirme konusunda bir şey yapmayıp sektörün kendisine bonkör davranacağını ümit ederek yaşayıp sektörden kopanlar. Tabi kimin hangi gruba girdiğini anlamamız belli bir süre çok net çizgilerle çizilmiyor ancak zaman ilerledikçe bu ayrım çok rahat bir şekilde gözle görülebilir bir hal alıyor. Bir gayrimenkul danışmanı uzmanlık alanıhakimiyetini arttırırken geliri de artıyor ve düzenli gelir çizgisini yakalarken diğer gayrimenkul danışmanı ise bir noktaya kadar geldikten sonra hikayeleri artarken geliri düşmeye başlıyor, akabinde belli bir süre sonra ya sektörden kopuyor ya da başka gelir kaynakları varsa sektörde sıkılana kadar kalmaya devam ediyor.

Bu 15 günlük süre içerisinde ilk gruba giren, yani kendisini geliştirmenin önemini bilenler bu süreyi eğitimler ile, kitaplar ile, sektörel hedeflere kafa yormak ile ve elbette kontaklarının takibi ile aktif bir şekilde geçirdiler. Yani dolu dolu bir 15 gün geçirdiler. Bu esnada ailelerine de zaman ayırdılar, hobilerini de gerçekleştirdiler, iyice de dinlendiler. Kısacası sektöre ara vermeden yaşam kalitelerini arttıracak gelirlerin kazanılması için temellerini sağlamlaştırdılar. Bunun getirisini kısa ve orta vadede göreceklerken asıl etkiyi ise uzun vadede yaşayacaklardır. İkinci gruba girenlerin ise bu 15 günlük süreyi ilk gruba oranla çok daha keyifli geçirdiğine imzamı atarım. Oturdular, sosyal medyada gezindiler, film dizi ne varsa izlediler, dinlendiler ama çok iyi dinlendiler, aileleriyle çok güzel vakit geçirdiler ve şu yasaklar olmasa çok güzel şeyler yapacaktım diye hayıflanırken yasaklardan sonra neler yapabileceklerinin hayalini kurdular ancak planlamasını yapmadılar. Yani rüzgarın arkalarından esmesini hayal ederken rüzgarın hiç farklı bir noktadan esebileceğini dikkate almadılar.

Ve şimdi yasaklar kalktı. İlk grup planlarını uygulamaya başlarken, ikinci grup tıpkı yasaklara girdiğimiz Perşembe akşamı gibi kaldıkları yerden devam ediyorlar. Nerede mi kalmışlardı? “Şu yasaklar olmasaydı çok güzel olacaktı” söylemine ekleme yaparak devam ediyorlar; “15 gün kaybettik boşu boşuna, tam da en güzel zamanıydı sektörün”. Velhasıl bizim sektör güzeldir; hedef koyup o hedefe ulaşmak için ne gerekiyorsa yapanlar ile hayal kurup bir şey yapmayanlar arasında bir mücadele vardır. İlk grup çok konuşmaz yapar, ikinci grup çok konuşur yapmaz. İlk grup eksik yanlarını öğrenmek adına araştırır, ikinci grup her şeyi bildiğinden araştırma gereği duymaz. İlk grup problem çözme odaklıdır, ikinci grup bir şey yapma niyetinde olmadan problemin kaynağına odaklıdır. İlk grup temas ettiği kişilere sağlayacağı faydayı düşünür, ikinci grup temas ettiği kişilerden almayı hayal ettiği parayı düşünür. İlk grup sorumluluk alır, ikinci grup işler iyi giderse “ben yaptım” der ama işler kötü giderse sorumlu arar Bu listeyi oldukça uzatabilirim ancak ana fikri anlamışsınızdır diye düşünüyorum.

Gayrimenkul sektörü derya deniz bir sektördür. Umarım sizler de işini düzgün yapan gayrimenkul profesyonelleri ile karşılaşır ve onlarla yol almanın keyfini yaşarsınız. Ve eğer bu yazıyı okuyan ancak henüz ilk gruptaki gayrimenkul profesyonellerinden biri değilseniz o zaman acilen hedeflerinizi belirleyip, planlarınızı oluşturup çok geç olmadan yola çıkarak yaşam kalitenizi arttırmak adına kendinize yatırım yapmaya başlar ve uzun yıllar sektörde kalıcı olursunuz.

Bu Şehri ve Bu İşi Çok seviyoruz…