Ziraat Mühendisleri Odası, İda Dayanışma Derneği ve Çan Çevre Derneği bir basın açıklaması yaparak bir maden şirketinin kapasite artış başvurusuna tepki gösterdi.
Ziraat Mühendisleri Odası’nda yapılan ortak basın açıklamasını İda Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Akgül okudu. Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;
“ Adını Kaz dağlarından alan ,Çanakkale’yi ve kısmen Balıkesir’i de kapsayan içinde yaşadığımız bu güzel coğrafya ve onun ekosistemi, son yıllarda dozu giderek artan doğa talanına maruz kalmaktadır. Ormanları yağmalanırken, su kaynakları, toprakları, havası fosil yakıtlı termik santrallerle kirletilip dağları dur durak bilmeyen madencilik faaliyetleriyle delik deşik edilmektedir.
Bir maden Şirketi, Kalkım Armutludaki faaliyet alanını 34.5 hektardan 345 hektara, on kat genişletirken, Kaz dağlarının içlerinde açtığı galerilerden getirip işlediği yıllık 40 bin ton olan cevher işleme kapasitesini de 490 bin tona çıkarıyor. Yani, hem saha olarak, hem cevher işleme olarak faaliyetini on katın üzerinde artırmak istiyor. Yıllık atık üretimi ise 441 bin ton ve maden ömrü projede uzatmalar dışında 13 yıl olarak ön görülmüş. Bunun anlamı, daha onlarca yıl Kaz dağlarının içlerine uzanan yol ağları, açılan yüzlerce galeri, çıkan yüz binlerce ton pasa, yüzlerce sondaj, büyük orman kıyımları, kirletilen dereler, yeraltı suları, patlatmalarla toza boğulan flora ve fauna, yok edilen endemikler, yaban hayatı kurt-kuş, börtü- böcek ve koskoca bir ekosistemdir. Bölgede maden şirketinin tek olmadığını aynı tahribatı yapan başka şirketlerinde olduğu düşünüldüğünde tehlikenin boyutları daha kolay anlaşılacaktır.
Bizler, kamu (toplum) yararına odaklı faaliyet yürüten Sivil Toplum kuruluşlarıyız.
İki gün önce Kaz dağlarının kalbinde, Kalkım Armutlu’da 34,5 hektarlık bir alanda kurşun-bakır-çinko maden arama, çıkarma faaliyeti gösteren ve flotasyon tesisleri bulunan şirketin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına Kapasite Artışı başvurusu yaptığı haberini aldık. İda Dayanışma Derneği, Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası ve Çan Çevre Derneği olarak bölgede bulunan flotasyon tesislerine giderek incelemelerde bulunduk.
Flotasyon tesislerinde kullanılan başta sülfürik asit olmak üzere bir çok kimyasalın, inorganik tuzların proses suyunda yer aldığı her gün hissedilen-edilmeyen yüzlerce sismik hareketin yaşandığı, depremselliği aktif bir bölgede yırtılma ve kırılma riskinin çok yüksek olduğu , güvenilirliği olmayan önlemler endişeleri daha da arttırıyor. Bin pınarlı İDA nın kaynaklarından doğup Agonya ovasını sulayan içme suyu kalitesinde akan derelerin zehirli ağır metal cevherleri ile kirlenerek Gönen Barajına aktığını ve barajın Bandırma’ya kadar yerleşimlerin içme, kullanma ve sulama suyunu karşıladığını da belirtmemiz gerekiyor.
Sözünü ettiğimiz Agonya Ovası başta çilek olmak üzere üzümsü meyvelerin neredeyse her mevsim yetiştiği ayrıca kapya biberinin en kalitelisinin üretildiği çok özel ,çok değerli tarım alanıdır. Bizler kapasite arttırmak bir yana bu faaliyetlerin biran önce sonlandırılmasını istiyoruz'' ifadelerini kullandı.
Ziraat Mühendisleri Odası’nda yapılan ortak basın açıklamasını İda Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Akgül okudu. Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;
“ Adını Kaz dağlarından alan ,Çanakkale’yi ve kısmen Balıkesir’i de kapsayan içinde yaşadığımız bu güzel coğrafya ve onun ekosistemi, son yıllarda dozu giderek artan doğa talanına maruz kalmaktadır. Ormanları yağmalanırken, su kaynakları, toprakları, havası fosil yakıtlı termik santrallerle kirletilip dağları dur durak bilmeyen madencilik faaliyetleriyle delik deşik edilmektedir.
Bir maden Şirketi, Kalkım Armutludaki faaliyet alanını 34.5 hektardan 345 hektara, on kat genişletirken, Kaz dağlarının içlerinde açtığı galerilerden getirip işlediği yıllık 40 bin ton olan cevher işleme kapasitesini de 490 bin tona çıkarıyor. Yani, hem saha olarak, hem cevher işleme olarak faaliyetini on katın üzerinde artırmak istiyor. Yıllık atık üretimi ise 441 bin ton ve maden ömrü projede uzatmalar dışında 13 yıl olarak ön görülmüş. Bunun anlamı, daha onlarca yıl Kaz dağlarının içlerine uzanan yol ağları, açılan yüzlerce galeri, çıkan yüz binlerce ton pasa, yüzlerce sondaj, büyük orman kıyımları, kirletilen dereler, yeraltı suları, patlatmalarla toza boğulan flora ve fauna, yok edilen endemikler, yaban hayatı kurt-kuş, börtü- böcek ve koskoca bir ekosistemdir. Bölgede maden şirketinin tek olmadığını aynı tahribatı yapan başka şirketlerinde olduğu düşünüldüğünde tehlikenin boyutları daha kolay anlaşılacaktır.
Bizler, kamu (toplum) yararına odaklı faaliyet yürüten Sivil Toplum kuruluşlarıyız.
İki gün önce Kaz dağlarının kalbinde, Kalkım Armutlu’da 34,5 hektarlık bir alanda kurşun-bakır-çinko maden arama, çıkarma faaliyeti gösteren ve flotasyon tesisleri bulunan şirketin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına Kapasite Artışı başvurusu yaptığı haberini aldık. İda Dayanışma Derneği, Çanakkale Ziraat Mühendisleri Odası ve Çan Çevre Derneği olarak bölgede bulunan flotasyon tesislerine giderek incelemelerde bulunduk.
Flotasyon tesislerinde kullanılan başta sülfürik asit olmak üzere bir çok kimyasalın, inorganik tuzların proses suyunda yer aldığı her gün hissedilen-edilmeyen yüzlerce sismik hareketin yaşandığı, depremselliği aktif bir bölgede yırtılma ve kırılma riskinin çok yüksek olduğu , güvenilirliği olmayan önlemler endişeleri daha da arttırıyor. Bin pınarlı İDA nın kaynaklarından doğup Agonya ovasını sulayan içme suyu kalitesinde akan derelerin zehirli ağır metal cevherleri ile kirlenerek Gönen Barajına aktığını ve barajın Bandırma’ya kadar yerleşimlerin içme, kullanma ve sulama suyunu karşıladığını da belirtmemiz gerekiyor.
Sözünü ettiğimiz Agonya Ovası başta çilek olmak üzere üzümsü meyvelerin neredeyse her mevsim yetiştiği ayrıca kapya biberinin en kalitelisinin üretildiği çok özel ,çok değerli tarım alanıdır. Bizler kapasite arttırmak bir yana bu faaliyetlerin biran önce sonlandırılmasını istiyoruz'' ifadelerini kullandı.