Öğretmen Servet Şan Durukan, son dönemlerde yaşanan orman yangınları, artan cinsel istismar ve yoksulluk gibi sosyal yıkıma yol açan pek çok konuyla ilgili sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yaptı. Durukan, yaşanan olaylara şu sözlerle isyan etti: “Nefes alamıyorum. Havayı derin derin ciğerlerime çekmeye çalışıyorum, olmuyor. Sanki gizli bir el boğazımı sıkıyor. Kalbim git gide ağırlaşıyor, ha durdu ha duracak... Aynada kendimle göz göze gelemiyorum, çaresizliğime öfkeliyim. Gözlerimle yüzleşmekten korkuyorum, dönüştüğüm şey neyse artık onun ben olmadığımı biliyorum. On yedi yıldır öğretmenim ben, "Kendi evladıma nasıl yaklaşılmasını istersem öğrencilerine öyle davranan bir öğretmen olacağım" sözünü ilk günden beri tutarak yaptım görevimi. Bana bakan o masum gözlere ulaşmak için mücadele ettim. Manevi doyumunu sonsuz yaşadığım mesleğimin maddi getirisinin olmadığını söylememe gerek yoktur sanırım. Hep borcum oldu benim, gocunmadım. Alışkınım ben, beni yakından tanıyan herkes bilir hayat yolunda maddi sınavları kayıp olarak görmem çünkü o kadar çok sevdiğim canı toprağa verdim ki ben. Eğer buraya kadar okuduysanız, amacının kendimi övmek olmadığını konunun özüne gelerek söylemek isterim. Ben bizlere layık görülen o maaşla o kadar çok öğrencimin yarasını sardım ki, gözlerim hep muhtaç olanı gördü. Hasta olana, borçlu olana koştum hep.”
“Her afette gücüm kadar can olmaya çalıştım, SMA'lı çocuklarımızı elimin erdiğince destekledim, birçok kanayan yaraya bu ne kadar durdurur ki demeden merhem olmaya gayret ettim. Ama gelin görün ki bugün çok farklı. Her şey kül olduktan sonra, oradaki canlar yok olduktan sonra yapılacakların bir anlamı olmadığını biliyorum. Ağaçların çığlıkları, insanlarımızın çaresiz yakarışları kulağımda; uyku girmiyor gözüme. Hiç bu kadar zavallı, hiç bu kadar çaresiz, hiç bu kadar HİÇ hissetmedim kendimi. Bir de her şeyin üstüne dünya güzeli genç bir kadının, Azra'nın paramparça edildiğini öğrenince yıkıldım. O kadim ormanları, 200 yıllık ağaçları nasıl geri getiririz, o canım çamlardan, çiçeklerden bal yapan arıları, uçup kaçmaya çalışırken yanan o harika kuşları; insanların yok olan anılarını, kül olan umutları ve Azra'yı... Ne yapsak, ne yapsam çaresi yok, anladım ki ben sadece "HİÇ"im, biz "HİÇ"iz. Şu andan sonra yangınlar için tedbirleri almayanlar, kadınları canilerden korumayanlar lütfen versin bunca acının hesabını.”
MAGAZİN
Yayınlanma: 03 Ağustos 2021 - 14:20
"Kendimi 'hiç' hissettim!"
Öğretmen Servet Şan Durukan, son dönemlerde yaşanan orman yangınları, artan cinsel istismar ve yoksulluk gibi sosyal yıkıma yol açan pek çok konuyla ilgili sosyal medya hesabından dikkat çeken bir pay
MAGAZİN
03 Ağustos 2021 - 14:20