KONUT KREDİ BULMACASI

Öncelikle yepyeni konut kredi kampanyamız hayırlı uğurlu olsun diyerek başlayayım. Eskiden ne güzel bir ev almak isteyen bankaya gider, başvurusunu yapar ve eğer kredi çekebilecek maddi şartları sağlıyorsa evini alırdı. Şimdi gazetelerin verdiği Pazar bulmacası gibi çoktan seçmeli, bol soru cevaplı konut kredi kampanyalarımız mevcut. Kredi ile ev mi alacaksınız o zaman önce bir şartları sağlayıp sağlamadığınıza bakmanız lazım. Öyle maddi durumunuz el veriyormuş, vermiyormuş o sonraki aşama. Açacaksınız şöyle listeyi bir kontrol edeceksiniz, siz o şartlara uyuyorsanız yetmez eşinizin ve bulacağınız konutun da belli şartları sağlaması lazım. Hem siz, hem eşiniz, hem de ev o şartları sağladı mı sonrasında banka ile görüşmeniz lazım, bakalım birde onların şartlarını sağlıyor musunuz? Tabi bu arada bulduğunuz konutun bu süre içerisinde talep arttığı için veya enflasyondan dolayı fiyatı yükselmemiş olacak, sizden önce başkası beğenip nakit ya da normal kredi ile almaya niyetlenmemiş olacak, kredi istediğiniz gibi çıkacak falan derken Allah kolaylık versin.

0,69 ile konut alın demek kolay da o şartları ülkede kaç kişi sağlıyor onu söyleyebilmek zor. Gerçi o da zor değil çünkü normal vatandaşın bilmediği ancak TÜİK’in elinde bulunan istatistiki verilerin ışığında bunları bilebilmek öyle ahım şahım bir durum değil. Her şey matematik, her şey bir öngörü neresinden bakarsanız bakın. Ülkede üzerinde gayrimenkul olan kişi sayısı belli, nüfusun yaş oranları belli, evli olanların oranı belli, bankada kimin ne kadar parası olduğu belli, kimin ne zaman ev alıp sattığı belli, arz edilmiş ancak henüz satılmamış konutlar belli yani kısacası bir çok nokta gayet net bir şekilde kağıt üzerinde görülebilir durumda. Vatandaş açısından görülebilir değil elbet yoksa görülebilse bu denli yüzyılın kampanyası diye lanse edilemezdi. O yüzden çok da şey yapmamak lazım.

Elde istatistiki veriler olduktan sonra siz isterseniz konut alana 500.000 TL de hükümetten nakit yardım diye kampanya da çıkarabilirsiniz. Kimsenin alamayacağını bildikten sonra kampanya çıkarmanın neresi zor olabilir ki? İnandırıcı olması için de sosyal medyada, gazetelerde verirsiniz coşkuyu. Yalandan kim ölmüş, vaat ettikleriniz nasılsa unutulur da coşkusu kolay unutulmaz. Yalan ne kadar büyük olursa umutsuz olanlar o kadar çok sevinir, işin özü yalanın büyüklüğü olmalı ki “bir umut ya gerçekse” diye hayal kurabilsin vatandaş. Bu ortamda hayal kurabilmek bile güzel neticede. Piyango örneğimiz ortada; çekiyorsun çekiyorsun hep kasa kazanıyor, çekiyorsun çekiyorsun hep eş dost akraba kazanıyor. Vatandaş biletleri alıyor paraları veriyor; kasa biletleri satıyor paraları alıyor, sonra bir bakmışsın kimseye çıkmamış. Tesadüf işte. Bizim konut kredi kampanyaları da üç aşağı beş yukarı böyle.

TOKİ’ler mesela; kura çekiyorsun ama yer belli değil, kazananlar ne olacağını ve nasıl olacağını bilmiyor. Şartlar muğlak, projeler muğlak, ne ödenecek muğlak, kim yapacak muğlak, ne zaman yapılacak muğlak; tek gerçek birileri kurada kazandı ve ev sahibi olacaklar diye mutlu. Allah daha büyük keder vermesin diyelim de ben hatalı çıkayım yeter ki kurayı kazananlar bir 5 yıla evlerine kavuşsunlar.

Normal kredi oranlarını düşürmek neden zor peki? Şartsız şurtsuz kredi oranlarını düşürseniz zararına kredi verirsiniz bu enflasyonu arttırır. Talep artacağı için fiyatlar artar. Fiyatlar artarsa orta ve düşük gelir grubu ev alamaz. Enflasyon artarsa maliyetler artar. Maliyet artarsa arz kesilir. Arz kesilir talep devam ederse fiyatlar yine artar. Döndük başa. Yumurta mı tavuktan çıkıyordu yoksa tavuk mu yumurtadan çıkıyordu. Düşün düşün boştur işin hesabı en iyisi ev alamayacak olanlar hayal kurabilsin de ortam yumuşasın mantığı ile yeni kredi kampanyaları düşünülebilsin. Ev alınamasa da hayal kurması serbest; bir hayal kurmak bir de hava bedava zaten ülkede. Geri kalan her şeyin bir ücreti var.

Hayalinizin, umutlarınızın tükenmediği yeni kampanyalarda görüşmek üzere…