Ve Kore konusunda son bölüme geldik, bu hafta Kore’deki şehircilik olayına bir bakalım diyorum. Kore özellikle savaştan sonra yaşadığı yıkım ile birlikte çok hızlı bir toparlanma sürecine girerek şu an itibari ile dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almakta. Bu noktada en dikkat çekici kısım orta sınıfın nüfusa oranı ki bu oran %60’lar seviyesinde. Orta sınıfın bu denli kuvvetli olması sebebiyle de ülkedeki istikrar sürdürülebilir bir unsur haline gelmekte, sınıflar arasındaki fark bizdeki gibi çok olmadığından dolayı hemen hemen herkes üç aşağı beş yukarı aynı tarz bir hayatı yaşayabilmekte ve üst sınıfa hitap eden konutlardan ziyade Gangnam gibi çok merkezi noktalara gitmediğiniz sürece çoğu yerleşim birimi orta sınıfa hitap etmekte.
Çoğunlukla uydu kentler dediğimiz yaşam alanları göze çarpmakta ve bu uydu kentlerden merkeze ulaşım toplu taşıma ile oldukça kolay hale getirilmiş durumda. Bu sebeple bizdeki gibi toplu ulaşıma yakın her konutun üst gelir grubuna hitap etmesinde öte orta sınıfın iş, okul ve diğer tercihlerine bağlı olarak yerleşim alanları hali hazırda mevcut. Daha doğrusu yerleşim alanları ekonomik anlamda ulaşılabilir ve seçim şansı fazla olduğundan fiyatlarda da bir istikrar sağlanmış durumda.
Uydu kentlerin mantığı kendi içinde o bölgede yaşayan her bir bireyin tüm ihtiyaçlarını çevreden karşılayabilmesi ve bununla birlikte sosyalleşebileceği ortamların da bulunması üzerine kurgulanmış. Orta sınıfın kuvvetli olmasından dolayı da nereye giderseniz gidin yaşam standardınız öyle ahım şahım bir savrulma içine girmiyor. Ya da “evimi sattığımda istediğim gibi bir yer bulabilir miyim” korkusu yaşamıyor kimse. Genellikle yüksek binaların site şeklinde inşa edildiği bir şehircilik anlayışları var. Şehre yukarıdan baktığınızda eski yerleşim birimleri haricinde her şey çok muntazam bir görüntü içerisinde.
Bizde şu an itibari ile tüm inşaatların üst gelir grubuna hitap etmesini geçtim TOKİ olarak bilinen projelerin bile güya alt gelir grubuna yönelik olması gerekirken alt gelir grubunun ulaşabileceği fiyatların çok uzağında olması gibi bir gerçeklik var. Toplu ulaşımın olmadığı yerlerde bile fiyatların bu denli yukarılara çıkmış olması ise asıl problem. Çünkü orta gelir grubunun neredeyse ortadan kalkmış olması sebebiyle ya birileri ikinci üçüncü evini alabiliyor ya da alt gelir grubu kiralık evden kiralık eve statü kaybederek düşmeye devam ediyor. Tüm şartlarını zorlayarak statüsünü korumaya çalışanlar da hane gelirinin büyük kısmını barınma ihtiyacı için harcamak zorunda kalıyor. Tabi hükümetimizin bakanlarına kalsa asgari ücretle ev almak mümkün, ekonomik olarak muhteşem işlere imza atıyoruz falan ama o bahsedilen paralel evrendeki Türkiye’de olduğundan biz o bahsedileni görmek konusunda ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Diğer bir deyişle bizle dalga geçiyorlar da dalga geçildiğinin farkında olmayan ciddi bir alt gelir grubuna sahip olduğumuzdan hayal kurarak günlerimizi geçiriyoruz.
Kore ziyaretimde bu orta sınıf gerçeğiyle yüzleşmiş olmak aslında ilginçti, çünkü amaç bu olmasa da insan ister istemez kendi ülkesiyle o an bulunduğu ülkeyi kıyaslıyor. Neden sonuç ilişkileri kurmaya çalışıyor ve bir takım çıkarımlar yapıyor farkında olmadan. Kore’de gördüğüm; bizde orta sınıf güçlenmediği sürece bir gayrimenkul almanın cidden zor olduğu, es kaza zar zor bir gayrimenkul alabilen birinin ise sosyal yaşamdan kopmak zorunda olduğu gerçeğiydi. Yani bir ev alıp sosyal hayattan koptuktan sonra bana kalırsa bir ev alıp içine girmenin de çok bir esprisi kalmıyor. Dağın başında üç beş bloklu bir sitede ev aldınız da akşam bir dışarı çıkamadıktan sonra, alışverişinizi çevreden yapamadıktan sonra veya aynı bölgede yaşayanlar ile aynı hayatı yaşamadığınız sürece o evin içinde kurduğunuz bir yanılsamanın içinde mutluymuş gibi yapmaktan başka bir olasılık kalmıyor.
Kore ucuz bir ülke değil ama bununla birlikte orada yaşayanlar açısından hayat bir şekilde belli standartlar içerisinde devam ediyor. Çok çalışıyorlar, çok koşturuyorlar ama onca yorgunluğu gelirleriyle doğru orantılı bir şekilde sosyalleşerek üzerlerinden atarak mutlu olabiliyorlar. Ülke yönetimi de vatandaşları ile dalga geçip, kendi cebini doldurma telaşı içerisinde olmadığından hayat gün içinde koşuşturmayla akşamları ise sakince akmaya devam ediyor…
YAZARLAR
Yayınlanma: 13 Eylül 2022 - 09:27
Kore izlenimleri – 3
Ve Kore konusunda son bölüme geldik, bu hafta Kore’deki şehircilik olayına bir bakalım diyorum
YAZARLAR
13 Eylül 2022 - 09:27
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir