Merhaba sevgili okurlar, nasılsınız? 14 Ocak’ta Scream (Çığlık) sinemalara geliyor hem de eski kadrosuyla -bu sıralar herkes eski kadroyla bir araya geliyor herhalde ne varsa eskilerde var diye düşünüyorlar- bu habere ben de sevindim ve heyecanlandım kim bilir belki sinemada izlemeye bile giderim. Muhtemelen bol yerinden sıçramalı ve etrafa mısır dökmeli bir seyir olur benim için ama yine de izlemek isterim evet korkacağımı, en azından gerileceğimi bile bile...
Cinsiyet faktörü ve kendini ispatlama çabası
Psikolojide korkunun çekiciliği üzerine araştırma yapan sosyal psikologlardan biri olan Jeffrey Goldstein, insanların korkmayı seçmelerini farklı sebeplere bağlar. Goldstein’in (1998) bulgularına göre korku filmleri, korku temalı video oyunları gibi şiddet içerikli eğlenceler, cinsiyet değişkeni göz önüne alındığında daha çok erkeklere hitap etmektedir.
Şiddet içerikli eğlence (film, oyun vb.) tek başına deneyimlense bile bunun üzerine arkadaşlarla konuşulur aslında bu paylaşım bir sosyalleşme aracıdır. Öyle ki erkekler, bu sahneleri her ne kadar rahatsız edici de bulsalar kendilerini akranlarına soğukkanlı, sakin biri olarak göstermek isterler belki biraz da kendilerine...
Cinsiyet rolleri
Biyolojik cinsiyet ve kendini ispatlama çabası çabasıyla ilişkili olarak cinsiyetler arası farklılaşma bizlerin toplum içinde yarattığı cinsiyet rolleriyle ilgilidir. Şöyle ki Goldstein’in bu konuda ABD’de yaptığı bir araştırmada, bir grup ergen kız ve bir grup ergen erkek grubuna korku filmleri izlettirilmiş ve bu gençlerin filmlerdeki şiddet sahnelerine verdikleri tepkiler değerlendirilmiştir.
Her iki grupta aşırı şiddet içeren bu sahneleri zar zor izlese de farklı tepkiler verdikleri gözlenmiştir. Filmlerdeki zorlayıcı sahneler esnasında kızlar ekrandan uzaklaşıp kendi aralarında alakasız bir şeyler konuşurken, erkeklerin ekrandan uzaklaşma konusunda kararsız ve rahatsız hissettikleri gözlemlenmiş.
Adrenalin ihtiyacı
Goldstein’e göre insanların korku ve şiddet içeren sahnelere yönelmesinin bir başka sebebi de içinde yaşadığımız uygarlıktır. Uygarlaşma sürecinin bizlere tekdüze, rutinin dışına çıkamayan, heyecandan yoksun bir hayat sunması heyecan arayışımızı tetiklemektedir. Gündelik yaşamda sıradan bir hayat sürmemiz, okul-iş-ev üçgeni arasında kaybolmamız bu sahnelerle aramızda bir bağ kurmamıza ve hatta o sahnelerin içinde yaşıyormuşuz gibi hissetmemize neden olmaktadır.
Korku filmlerinin çekiciliği üzerinde heyecan arayışının etkisini inceleyen McCauley’e göre de yüksek heyecan arayan bireyler, daha az heyecan arayan bireylere göre korku filmlerini daha çekici bulmakta ve beğenmektedir.
Şiddet içeren filmlerin en belirgin özellikleri korkutucu ve heyecan verici olmalarıdır. Bu durum fizyolojik açıdan ele alındığında, organizmalar korku uyaranı ile karşılaştığında sempatik sinir sistemi uyarılmakta ve böbrek üstü bezlerinden salgılanan adrenalin hormonunun kan basıncını yükseltmesi ve kalp atışını hızlandırması, hissedilen duyguların daha yoğun yaşanmasına sebep olur.
Tabii ki bu tür sahne ve görüntüler bireyler üzerinde duygusal hasar da bırakabilir. Bireyi “sarsan” bu uyarımları hoş karşılamayanlar olduğu gibi hoş karşılayanlar da vardır.
Goldstein’in çalışmasının bir diğer bulgusu da korku filmlerinin ortaya çıkardığı bu fizyolojik ve duygusal uyarılmaların bireyin duygularını serbest bir biçimde dışa vurmasına olanak tanıdığı ve bunlara bağlı olarak rahatlama duygusunu yaşattığı şeklindedir.
Bunlar hep film aldatmacası
Korku öğelerinin bir başka özelliği de sanal bir bağlamda yaratılarak bizi içine çekiyor olmasıdır. Yani tehlike ve korkuyla bağdaştırdığımız duyguları güvenli bir biçimde deneyimlemek için bu yola başvuruyoruz. Kontrolün bizde olduğunu bilmek, istediğimiz anda filmi/oyunu kapatma gücüne sahip olmamız ya da sinemadan çıkıp gitme özgürlüğümüz olması bize güvenli alanda korku hissini yaşama imkanı sağlar ve bu his bizi rahatlatır.
Sevgiyle kalın...
Mukaddes GEZER
YAZARLAR
Yayınlanma: 14 Ocak 2022 - 09:19
Korkunun çekiciliği üzerine
Merhaba sevgili okurlar, nasılsınız? 14 Ocak’ta Scream (Çığlık) sinemalara geliyor hem de eski kadrosuyla -bu sıralar herkes eski kadroyla bir araya geliyor herhalde ne varsa eskilerde var diye düşünü
YAZARLAR
14 Ocak 2022 - 09:19
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir