Kirazlı-Balaban mevkisinde sürdürülen madencilik faaliyetlerinin devam etmesini isteyen 100’ü aşkın köylü Çanakkale Belediyesi önünde eylem yaptı. Maden sahasının yakınındaki köylerin muhtarları Çanakkale Belediyesi’ne giderek faaliyetlere olan desteğin son bulması talebiyle dilekçe verdi. Alanda açıklama yapan çevre köylerin muhtarları “ekmeğimiz için geldik” dedi.
Maden sahasının yer bulunduğu Kirazlı-Balaban mevkisinde ve çevre köylerde yaşayan vatandaşlar, Çanakkale Belediyesi önünde bir araya gelerek, belediyenin madencilik faaliyetlerine olan desteğine karşı duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. Maden sahasının kendileri için gelir kapısı olduğunu belirten köylüler, Çanakkale Belediyesi’ne dilekçe vererek maden sahasına karşı yürütülen faaliyetlere olan desteğin son bulmasını istediklerini bildirdiler. Alanda açıklamada bulunan Kirazlı Köyü Muhtarı Erkan Can; “Biz kimseyi küçültmek için gelmedik. Belediyemizi de seviyoruz ama çevrecilerden desteğini çekerse bu arkadaşlarımız da evlerine daha güvenceli şekilde ekmek götürebilecekler. Biz de bu konudaki desteğimizi iletmek için burada toplandık. Açıklamamızı yaptıktan sonra dilekçemizi belediyeye vereceğiz. Maden gölet yaptı ama gölet her zaman orada kalacak. Dolayısıyla Etili havzasına su götürecek, buradaki tarlalar değerlenecek, vatandaş daha iyi ekip biçecek. Maden şirketi, Bayramiç-Çanakkale arasında yol yaptı. Köy yolları en az 60 kilometre kısaldı. Ancak ÇED raporu dışında ağaç kesimi olmamıştır. 378 nolu bölmede herhangi bir kesim varsa muhtarlığı bırakacağım. Bu şekilde iftira atıp, halkı galeyana getirip, çok ağaç kesildi diyen şahıs çıksın özür dilesin. Burada madence çalışanlar ve aileleri olarak yaklaşık 160 kişi var. Çok ağaç kesildi diyorlar. Kesilen ağaç sayısı 13 bindir, belki 3-5 fazladır ama daha fazlası yoktur. Köyler zaten madencilikle geçiniyorlar. Burada kesilen ağaçları da bu köylerdeki ihtiyacı olan arkadaşlarımız alacaklar. Burada yanlış beyan yapmak olmaz. Biz, buraya ekmeğimiz için geldik. Dilekçeyi işimize sahip çıkmak için yazdık. Bizim elimizden işimizi alma gibi bir durum olmasın. Devletimiz, ‘Halkı zehirleyin’ diye bir yerin açılmasına izin verir mi? bütün civar köylerde bir tane işsiz vatandaşımız yoktur. Ayrıca madenin bir sürürü girdisi, katkısı oluyor. Bizim katkı sağlayan her kuruluşa saygımız sonsuzdur. Biz, devletimizi, belediyemizi seviyoruz. ” dedi.
“Hepsini maden karşılıyor”
Sarıbeyli Köyü Muhtarı Şahin Arslan yaptığı konuşmada; “Bizim köyümüzde Eczacıbaşı’nın madeni var, onlar köy hayırlarına bile yardımcı oluyorlar. Köy okulunda yıkılan yerler var, onarılması gereken yerler var, yardımcı oluyorlar. Vatandaşımın mağdur olanı var, onlara da yardımcı oluyorlar. İş bulamayan insanlar, gidip madende çalışıyorlar. Şirketin çalışmalarının temeli zaten 20 yıl öncesinde atılmış. Şimdi buna karşı çıkmanın anlamı yok. İnsanlar burada yıllardan beri ekmek yiyorlar. Çevreciler de gündem yaratmaktan, devlete zarar vermekten başka bir şey yapmıyorlar. Oraya çadır kurup kalıyorlar ama bunların hepsi hikaye, devleti batırmaktan başka bir şey değil. Benim köyüm belediyeden bir tane katkı almıyor, hepsini maden karşılıyor” dedi. “Bu halk oradan ekmek yiyor”
Serçeler Köy Muhtarı Mehmet Ali Uzun ise; “Geçmiş günlerde çevreci arkadaşlarımızı misafir olarak kabul ettik. Fakat biz, o bölgenin muhtarları olarak, maden sahasını yerinde inceledik. Birileri, bizi siyanürün hiçbir zararı olmayacağına dair ikna etti. Çevreciler de siyanürün suya nasıl karışacağına yönelik bizi ikna etsinler. Biz de hep beraber karşı çıkalım ama böyle bir şey yok. burada tamamen provokasyon var, algı yaratmak var isteniyor. Bir de oraya ‘Kazdağları’ deniliyor. Orası Kazdağları’nı oradan göremezsiniz bile. Orasının adı Balaban Kestane Dağıdır. Bu siyanür herhangi tehlikeli bir durumda bizim barajımıza gelmez. Biz, yaratılan algıya ‘dur’ diyoruz. Biz neden yanlış bir şeye karşı gelmeyelim ama yanlış yok. Bu halk oradan ekmek yiyor” dedi
Sarıbeyli Köyü Muhtarı Şahin Arslan yaptığı konuşmada; “Bizim köyümüzde Eczacıbaşı’nın madeni var, onlar köy hayırlarına bile yardımcı oluyorlar. Köy okulunda yıkılan yerler var, onarılması gereken yerler var, yardımcı oluyorlar. Vatandaşımın mağdur olanı var, onlara da yardımcı oluyorlar. İş bulamayan insanlar, gidip madende çalışıyorlar. Şirketin çalışmalarının temeli zaten 20 yıl öncesinde atılmış. Şimdi buna karşı çıkmanın anlamı yok. İnsanlar burada yıllardan beri ekmek yiyorlar. Çevreciler de gündem yaratmaktan, devlete zarar vermekten başka bir şey yapmıyorlar. Oraya çadır kurup kalıyorlar ama bunların hepsi hikaye, devleti batırmaktan başka bir şey değil. Benim köyüm belediyeden bir tane katkı almıyor, hepsini maden karşılıyor” dedi. “Bu halk oradan ekmek yiyor”
Serçeler Köy Muhtarı Mehmet Ali Uzun ise; “Geçmiş günlerde çevreci arkadaşlarımızı misafir olarak kabul ettik. Fakat biz, o bölgenin muhtarları olarak, maden sahasını yerinde inceledik. Birileri, bizi siyanürün hiçbir zararı olmayacağına dair ikna etti. Çevreciler de siyanürün suya nasıl karışacağına yönelik bizi ikna etsinler. Biz de hep beraber karşı çıkalım ama böyle bir şey yok. burada tamamen provokasyon var, algı yaratmak var isteniyor. Bir de oraya ‘Kazdağları’ deniliyor. Orası Kazdağları’nı oradan göremezsiniz bile. Orasının adı Balaban Kestane Dağıdır. Bu siyanür herhangi tehlikeli bir durumda bizim barajımıza gelmez. Biz, yaratılan algıya ‘dur’ diyoruz. Biz neden yanlış bir şeye karşı gelmeyelim ama yanlış yok. Bu halk oradan ekmek yiyor” dedi