Sürekli rahatsızlıklarını dile getiren, bulunduğu hiçbir ortamı beğenmeyen, insanları sevmeyen, sürekli eleştiren, yapılan hiçbir davranıştan memnun olmayan, her yemeğe bir kusur bulan, canı sürekli sıkılan, her duruma üzülen, gerilimli ve şikayetçi tipler…
Bu tiplemeler sürekli bir şeyleri kaybettiğini düşünerek rahatsız olurlar. Sürekli olarak “Eğer bu olay olmasaydı, eğer şu olay olmasaydı” derler ve hayatına hükmetme gücünü bu olaylara verirler. Mutlu olmanın şartını başkalarına bağlayıp ihtiyaç kölesi haline gelirler. Hasta olup hastalığın mazeretini öne sürerler.
Evet mutsuz olan ve mutsuzluğundan ötürü sürekli başkalarını suçlayan herkes buna dahildir. Düzenli olarak herkes ve her şey hakkında şikayet eden biri aslında hayatı bozulmuş bir şekilde görür. Bu bakışı oluşturan şey karamsar tutumları ve bütün olumsuz şeylerin onların başına geleceği inancıdır. Çünkü durumu değiştirecek güçleri olmadığına inanırlar. Bu sefer de değiştiremedikleri alandan beslenme moduna geçerler.
Kendilerini mağdur olarak gören insanlar sürekli mutsuz olurlar, sürekli karamsar olurlar. Herşey onlar için karanlıktır. Onların başına sürekli kötü şeyler gelir. Kötü şans hep onların peşindedir. Bu da yetmez etrafındakilere de bu enerjiyi ve algıyı yaymaya çalışırlar. Bazen de enerji vampirliği yapıp tüm ortak yaşamdaki insanların dengesini sarsarlar.
Bütün kurbanlar ve mağdurlar sorumlu olmak istemedikleri problemleri devredecekleri haksız taraf arayışındadırlar. Diğer insanların kendi çıkarları için hareket ettiğini ve onları kullandığını düşünürler. Bu yalanı ürettiklerinin farkında değillerdir, aslında gerçekte bundan zevk alırlar.
Hepimiz hayatımızın bir noktasında elbette mağdur rolünü oynamışızdır. Fakat bunun kronik duruma gelmesi kendisi için de, etrafında olan insanlar için de zorlayıcı ve bunaltıcıdır. Bu kişiler gerçeklik algısını yitirmeye başladıklarında artık kronik mağdur ve kurbandırlar. Kronik mağduriyet bozuk bir gerçeklik algısı oluşturur ve mağdur başına gelen herhangi bir şey için suçlu yaratmanın bir yolunu her zaman bulur.
Şikayetler ve ağıtlar, kronik mağdurların yakıtıdır. Her şikayetle birlikte, diğerlerinin ilgisini çekmeyi başarırlar ve ilgi odağı olurlar ki bu da onlara kendilerini önemli hissettirir.
Peki zaman zaman sızlandığınızın, bu tür davranışlarınızın farkında oldunuz diyelim. O halde kronik durumageçmemek için; zihninizdeki dilencinin, dilinizdeki şikayetçinin hangi aşamada olduğunu gözlemlemelisiniz. Böylece kendinize dışarıdan da bakabilme bilinci geliştirirsiniz. İlaveten kafanızdaki dırdırdan bağımsız bir varlık olduğunuzu bilmek te, sizlere kendinizi bu girdaptan koruma gücü verecektir. Zira kafanızdakiler;sizden onlar gibi olmanızı dilemektedirler. Siz bu dırdırı duyansanız eğer, bu da onların aslında siz olmadığını gösteriyor demektir. Çünkü ruh ortamdan, şartlardan, bağımsızdır. Eski mağduru oynayan hallerinize boyun eğmediğinizde, kendi yarattığınız zihinsel kaoslara baş kaldırdığınızda, bilincinizi ve ruhunuzu zihninizin girdabından çıkardığınızda bumağduriyet bitecektir.
Şimdi siz kim olmak istersiniz, mağdurluğun emir eri olmayı mı, mağdur yanınıza emir veren olmayı mı?
AYFER ÖZDEMİR
Uluslararası Nlp ve Profesyonel Yaşam Koçu
Bilinçaltı ve Kişisel Gelişim Uzmanı
Astroloji Danışmanı
YAZARLAR
Yayınlanma: 20 Nisan 2021 - 10:00
Kronik mağdurlar
Sürekli rahatsızlıklarını dile getiren, bulunduğu hiçbir ortamı beğenmeyen, insanları sevmeyen, sürekli eleştiren, yapılan hiçbir davranıştan memnun olmayan, her yemeğe bir kusur bulan, canı sürekli s
YAZARLAR
20 Nisan 2021 - 10:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir