19 Mayıs, şüphesiz ki ülkemizin kuruluşunda kilit rol oynuyor. Atatürk’ün imkansızlıklar içinde ve tüm engellere rağmen Samsun’a ayak bastığı gün, Milli Mücadele’nin başlamasında kritik bir öneme sahip. Ulu Önder’imiz, “Benim doğduğum gün” dediği 19 Mayıs’ı, gençliğe armağan ederek; bu tarihi günün ölümsüzleşmesini ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamıştır. Bu yazımızda biraz eski 19 Mayıs kutlamaları konusundan bahsetmek ve pandemi kısıtlamaları nedeniyle eskisi gibi kutlayamadığımız o coşkulu günleri hatırlamak istedik. Mazi kalbimizde yaradır. Özlüyoruz...
19 Mayıs, uzun yıllardır bu toprakların her tarafında büyük bir coşku ile kutlanıyor. Törenlerde Atatürk’ün kabrinin ziyaretinin yanı sıra, okullarda gösteriler de yapılıyor. Eskiden stadyumlarda da gösteriler yapılıyordu ancak bu uygulama ne yazık ki sonradan kaldırıldı. Uzun bir geçmişe sahip olan ve bağımsızlık mücadelemizin sembollerinden biri olan 19 Mayıs kutlamaları, maalesef 2012 yılında Ak Parti hükümeti döneminde “Mayıs ayında havanın soğuk olacağı ve bu yüzden vatandaşlara yük olacağı” gerekçesiyle stadyumlarda
yapılmamak üzere yasaklandı. Milli Eğitim Bakanlığının yayımladığı genelgeye göre, tören Ankara Stadyumu dışında bir stadyumda yapılamayacaktı. Ancak öğrenciler, törenlerini okullarında kutlayabilecekti. Dolayısıyla bu karar, büyük bir tepki ile karşılaşmıştı. Ancak 2019 yılında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 19 Mayıs’a stadyum yasağını kaldırdı. Tören, stadyumlarda da coşku ile kutlanmaya devam etti. Fakat daha sonra maalesef 19 Mayıs kutlamaları, pandemi dönemindeki kısıtlamalara dahil edildi. Ancak bu coşkuya pandemi yasakları da engel olmadı. Ve Türkiye’nin dört bir yanında vatandaşlar, balkonlara çıkarak İstiklal Marşı okuyup saygı duruşunda bekledi. Bayram sevinci balkonlarda yaşandı. Çanakkale’miz de bayramlar stadyumda bir ayrı güzel olurdu. Tribünler dolup taşar, kapıda kuyruklar oluşur, küçük esnaf ve seyyar satıcılar satış yapmanın telaşına düşerler. Yeşil çim saha öğrenciler ve bayraklarla dolardı. Saygı duruşu yapılıp İstiklal Marşı okunduktan sonra günün anlam ve öneminin ardından törenler büyük bir coşkuyla başlardı. Halk oyunları, akrobasi gösterileri yapıldıktan sonra geçiş töreniyle sonlanırdı. O geçiş töreninin heyecanı yok artık. Ne acı… Tanıdık abimiz, ablamızı görmek için dört gözle bakardık geçenlere. Bulursak seslenirdik. Annemiz, babamız elleri deklanşörde bekler, seslendiğimiz kişinin bir fotoğrafını çekmek için şekilden şekile girerdi. O gün, o törende yürüyenlerde ki gurur yüzlerinden okunurdu. Çıkışta aileler o kargaşanın o kalabalığın içinde çocuklarını bulmaya çalışırdı. Kardeşler ablalarına, abilerine tıpkı onlar da olduğu gibi gururla bakardı. Kendimden biliyorum :)
Şimdi bu stadyum paslanmaya yüz tutmuş bir şekilde öylece duruyor.
Geçmiş geçmişte kalır belki ama biz çok özlüyoruz...
19 Mayıs, uzun yıllardır bu toprakların her tarafında büyük bir coşku ile kutlanıyor. Törenlerde Atatürk’ün kabrinin ziyaretinin yanı sıra, okullarda gösteriler de yapılıyor. Eskiden stadyumlarda da gösteriler yapılıyordu ancak bu uygulama ne yazık ki sonradan kaldırıldı. Uzun bir geçmişe sahip olan ve bağımsızlık mücadelemizin sembollerinden biri olan 19 Mayıs kutlamaları, maalesef 2012 yılında Ak Parti hükümeti döneminde “Mayıs ayında havanın soğuk olacağı ve bu yüzden vatandaşlara yük olacağı” gerekçesiyle stadyumlarda
yapılmamak üzere yasaklandı. Milli Eğitim Bakanlığının yayımladığı genelgeye göre, tören Ankara Stadyumu dışında bir stadyumda yapılamayacaktı. Ancak öğrenciler, törenlerini okullarında kutlayabilecekti. Dolayısıyla bu karar, büyük bir tepki ile karşılaşmıştı. Ancak 2019 yılında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 19 Mayıs’a stadyum yasağını kaldırdı. Tören, stadyumlarda da coşku ile kutlanmaya devam etti. Fakat daha sonra maalesef 19 Mayıs kutlamaları, pandemi dönemindeki kısıtlamalara dahil edildi. Ancak bu coşkuya pandemi yasakları da engel olmadı. Ve Türkiye’nin dört bir yanında vatandaşlar, balkonlara çıkarak İstiklal Marşı okuyup saygı duruşunda bekledi. Bayram sevinci balkonlarda yaşandı. Çanakkale’miz de bayramlar stadyumda bir ayrı güzel olurdu. Tribünler dolup taşar, kapıda kuyruklar oluşur, küçük esnaf ve seyyar satıcılar satış yapmanın telaşına düşerler. Yeşil çim saha öğrenciler ve bayraklarla dolardı. Saygı duruşu yapılıp İstiklal Marşı okunduktan sonra günün anlam ve öneminin ardından törenler büyük bir coşkuyla başlardı. Halk oyunları, akrobasi gösterileri yapıldıktan sonra geçiş töreniyle sonlanırdı. O geçiş töreninin heyecanı yok artık. Ne acı… Tanıdık abimiz, ablamızı görmek için dört gözle bakardık geçenlere. Bulursak seslenirdik. Annemiz, babamız elleri deklanşörde bekler, seslendiğimiz kişinin bir fotoğrafını çekmek için şekilden şekile girerdi. O gün, o törende yürüyenlerde ki gurur yüzlerinden okunurdu. Çıkışta aileler o kargaşanın o kalabalığın içinde çocuklarını bulmaya çalışırdı. Kardeşler ablalarına, abilerine tıpkı onlar da olduğu gibi gururla bakardı. Kendimden biliyorum :)
Şimdi bu stadyum paslanmaya yüz tutmuş bir şekilde öylece duruyor.
Geçmiş geçmişte kalır belki ama biz çok özlüyoruz...