Öğretmen adaylarının büyük heyecanla beklediği sözleşmeli öğretmenlik atamaları gerçekleşti ve eğitim ordumuza 20 bin bilgi meşalesi daha katıldı. Atamaları gerçekleşen öğretmenlerimizi kutluyor ve yeni görevlerinin vatana millete hayırlı olmasını diliyorum.
Yeni görev yerleri belli olan öğretmenler içinde bir zümrenin bu süreçte yaşadığı bir telaş daha var aslında. Memuriyetleri öncesinde çalışmakta oldukları kuruluşlarla iş akitlerini sonlandırmaları gerekiyor. Hele de işten çıkarma yasağının cari olduğu şu pandemi günlerinde iş sözleşmelerinin nasıl feshedileceğini bilmemek; buna bağlı hak ve sorumlulukların neler olduğu hususunda fikir sahibi olmamak genç öğretmen adaylarını huzursuz ediyor. Bu yazımızla kafalardaki soru işaretlerini noktalandırmaya çalışalım isterseniz.
Özel sektörde çalışmakta olanların memuriyete atanma sebebi ile yapılacak iş akdi fesihlerinin haklı fesih sebebi olup olmayacağı tartışmanın ana nüvesini oluşturmaktadır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu 24. Maddesinde ele alınmıştır ve ilgili madde kapsamında yapılacak fesihlerde işçi kıdem tazminatına da hak kazanmaktadır.
Maddeye göre :
Sağlık sebepleri, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri yahut İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı olmaktadır. Kanun maddesi incelendiğinde memuriyete atanmanın haklı fesih olarak sayılmadığı görülecektir.
Haklı fesih yapılamayan durumlarda iş sözleşmelerinin feshi sırasında uyulması gereken bildirim sürelerini düzenleyen, 4857 sayılı İş Kanunu 17. Maddesi devreye girer. Madde ile belirlenen bildirim sürelerine uymaksızın iş sözleşmesini fesih eden taraf işçi olsa da, söz konusu sürenin ücretini ihbar tazminatı olarak ödemek zorunda kalır. Bunun dışında eğer iş sözleşmesinde cezai şart öngörülmüşse şarta bağlı ödemenin de iş sözleşmesini sonlandıran işçi tarafından yerine getirilmesi gerekecektir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 26.12.2019 Tarih ve 2016/26450 E. – 2019/24528 K. Sayılı kararında “KPSS 2008/4 yerleştirme sonucuna göre 6.3.2009 tarihi itibariyle Gelir İdaresi Başkanlığı’na ataması yapılması nedeniyle iş sözleşmesini sonlandıran; davacı işçinin iş sözleşmesini sonlandırmasında haklı ya da geçerli bir sebebi bulunmamaktadır” demiş ve feshe bağlı ihbar ve cezai şart yükümlülüklerinin işçi tarafından karşılanması gerektiğini söylemiştir.
Sözleşmeli olarak ataması gerçekleştirilen ve halen özel sektörde çalışmakta olan sevgili öğretmenlerimizin de yazımızda değindiğimiz hususları göz önünde tutarak iş akitlerini usulüne uygun şekilde sonlandırmaları ileride yaşanması muhtemel sorunların önüne geçecektir.
Özel sektörde çalışmakta olanların memuriyete atanma sebebi ile yapılacak iş akdi fesihlerinin haklı fesih sebebi olup olmayacağı tartışmanın ana nüvesini oluşturmaktadır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu 24. Maddesinde ele alınmıştır ve ilgili madde kapsamında yapılacak fesihlerde işçi kıdem tazminatına da hak kazanmaktadır.
Maddeye göre :
Sağlık sebepleri, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri yahut İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı olmaktadır. Kanun maddesi incelendiğinde memuriyete atanmanın haklı fesih olarak sayılmadığı görülecektir.
Haklı fesih yapılamayan durumlarda iş sözleşmelerinin feshi sırasında uyulması gereken bildirim sürelerini düzenleyen, 4857 sayılı İş Kanunu 17. Maddesi devreye girer. Madde ile belirlenen bildirim sürelerine uymaksızın iş sözleşmesini fesih eden taraf işçi olsa da, söz konusu sürenin ücretini ihbar tazminatı olarak ödemek zorunda kalır. Bunun dışında eğer iş sözleşmesinde cezai şart öngörülmüşse şarta bağlı ödemenin de iş sözleşmesini sonlandıran işçi tarafından yerine getirilmesi gerekecektir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 26.12.2019 Tarih ve 2016/26450 E. – 2019/24528 K. Sayılı kararında “KPSS 2008/4 yerleştirme sonucuna göre 6.3.2009 tarihi itibariyle Gelir İdaresi Başkanlığı’na ataması yapılması nedeniyle iş sözleşmesini sonlandıran; davacı işçinin iş sözleşmesini sonlandırmasında haklı ya da geçerli bir sebebi bulunmamaktadır” demiş ve feshe bağlı ihbar ve cezai şart yükümlülüklerinin işçi tarafından karşılanması gerektiğini söylemiştir.
Sözleşmeli olarak ataması gerçekleştirilen ve halen özel sektörde çalışmakta olan sevgili öğretmenlerimizin de yazımızda değindiğimiz hususları göz önünde tutarak iş akitlerini usulüne uygun şekilde sonlandırmaları ileride yaşanması muhtemel sorunların önüne geçecektir.