Sevgili gönül dostlarım… Uzun bir aradan sonra sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu, bir o kadar heyecanını yaşıyorum.
Bugün sizler ile Türk Sanat Müziği’nin yaşayan efsanesi, usta yorumcusu, nam-ı değer Nostalji Kraliçesi Muazzez Ersoy’un hayatını inceleyeceğiz. Hiç vakit kaybetmeden alt satıra geçelim mi? Asıl adı Hatice Yıldız Levent olan Muazzez Ersoy, 9 Ağustos 1958 yılında Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde dünyaya gelmiştir. Çocukluğu ve gençlik yılları İstanbul’un Kasımpaşa semtinde geçen sanatçının, musiki yolculuğuna başlamasında en büyük etken annesi Fatma Hanım olmuştur. Annesinin sesini rahmetli Hamiyet Yüceses’e benzettiğini, seslendirdiği eserlerin birkaçını onun üslubundan geçtiğinin de altını çizmiştir.
Küçüklüğünden beri aynanın karşısına geçerek şarkı söyleyen Ersoy: ‘’Gözlerimi kapatır ve kendimi büyük sahnelerde hayal ederdim. Şimdi bakıyorum hayallerim gerçek olmuş.’’ diyerek geçmişinden ufak bir bilgi vermiştir. Kendisini erken yaşlarda keşfeden Muazzez Hanım, müzik eğitimi için tezgahtarlık yaparak İrfan Özbakır ve Baki Duyarlar gibi üstadlardan ders alarak ileriye yönelik birikimler elde etmiştir. Sesinin kudreti ve müzik bilgisi bir araya geldiğinde ise artık çevresindeki dostları ve mahalledeki tanıdıkları onu dillerinden düşürmez olmuşlardır. Bu konuşmaların ardı arkası kesilmemesi, Pembe Köşk Gazinosu’nun sahibi Cahit Çeki’nin, Ersoy hakkında yeterince bilgi sahibi olmasına sebebiyet vermiştir. Kariyerinin ilk basamağını 1982 yılında Pembe Köşk Gazinosu’nda assolist olarak atmış olup sahne adı olan ‘’Muazzez Ersoy’’ isminin kendisine patronu tarafından verildiğini şu şekilde açıklamıştır: ‘’Bir gün sahne öncesi prova için Pembe Köşk’e gitmiştim. Assolist bölümünde büyük harfler ile Muazzez Ersoy yazıyordu. Cahit Bey’e bu ismin kim olduğunu sorduğumda kendisi beni işaret ederek ‘’Artık senin adın bu!’’ dedi. O gün hem gazino için hem de benim için milad olmuştur.’’ Elbette sanatçılarımız üstün yeteneğe sahip lakin bazen bu yetenek başarıyı geciktirebiliyor. 1985 yılında TRT Ankara Radyosu’nun açtığı sınava dahil olan Nostalji Kraliçesi bu sınavı kazanamamıştır. Boynunu bükmeden yoluna devam eden Ersoy, 1989 yılında TRT Ankara Radyosu şeflerinden Cahit Ünyaylar ile çalışmalarına hız vermiştir. Bu çalışmaların ve tecrübelerin sonunda 1990 yılında TRT’ye, yorumu kendisine ait olan altı [6] eser ile denetimden geçerek dinleyicilerine ekrandan, radyodan seslenmeye hak kazanmıştır. Nostalji Serisi Muazzez Ersoy sevenleri ve dinleyicileri ilk olarak ‘’Seven Olmaz Ki’’ adlı albümü ile kavuştu. Albüm o kadar büyük bir hız ile yayıldı ki satış rekorları kırdı. Bu başarının ve ünün gelmesi ile Ersoy hiç kaybetmeden ikinci albümü ‘Herşeyim Sensin’i Türk halkının beğenisine sundu. Ardı arkası kesilmeyen başarılarından dolayı Raks Müzik anlaşma imzalamıştır. Bu imzadan bir müddet sonra ‘’Sizi Seviyorum’’ albümünü yayınlamıştır lakin bu albüm Muazzez Hanım için diğer albümler gibi bir anlamı yoktur. Selçuk Tekay ve Ali İhsan Kısaç bu projede yer alarak Ersoy ile ilk birlikteliklerini gerçekleştirmişlerdir. Artık musikide Muazzez Ersoy’un da bir tahtı vardı. Seyircileri kendisinden şarkılar beklemekteydi. Bu beklemenin ve hasretin sonunda Ersoy için dönüm noktası olacak ve ‘’Nostalji Kraliçesi’’ ünvanını alacak albümleri teker teker piyasaya sunulmuştur. Türk halkı için nadide, unutulmaz eserleri ilk olarak Nostalji 1 albümünde seslendirerek bir ilke imza atmıştır. Bu albümün sadece 1 sayısı ile kalmaması gerektiğini söyleyen şefler, müzik şirketleri, Ersoy’un elinden tutarak Nostalji 2, Nostalji 3 projelerini hayata geçirdiler. Nostalji 4 ve 5 albümlerini bir arada çıkaran Nostalji Kraliçesi, yine sevilen türkü ve şarkıları yorumladı. CD ve kaset formatında yayınlanan albümlerin yanında, bir de hediye olarak Nostalji 6 albümü verildi. Bu şekilde üç albümün bir arada satışa çıkmasıyla birlikte bir ilke daha imza atılmış oldu. Türkiye'de ilk defa bir sanatçının üç adet albümü bir paket halinde çıkmış oldu. "Nostalji 6" albümünde Muazzez Ersoy, Klasik Türk Musikisi'nin yıllandıkça güzelleşen eserlerini yorumlayarak Şekip Ayhan Özışık, İsmail Dede Efendi, Veli Dede, Erol Sayan gibi müzisyenlerin saygısını sunmuş oldu. 12 albümden oluşan Nostalji Serisi on beş milyon üzerinde bir satış rekoruna imza attı. O Bir İyi Niyet Elçisi 1995-2000 yılları arasında vergi rekortmeni olan Türk Sanat Müziği’nin buğulu sesi Muazzez Ersoy, birçok altın ve platin plaklar ile ödüllendirildi. Birçok kuruluş tarafından çalışmaları ödüllendirilen Muazzez Ersoy, 1998 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının önerisiyle dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından "Devlet Sanatçılığı"yla ödüllendirildi. 2005 yılına gelindiğinde mültecilere olan yardımları ön planda görünen sanatçımıza Birleşmiş Milletler heyeti tarafından İyi Niyet Elçisi ünvanı verildi. Günümüzde her Salı akşamları TRT Müzik kanalında ‘’Sevgilerimle’’ adlı programı ile bizlere merhaba diyen Muazzez Ersoy, nostaljik eserleri, klasik eserleri… canlı olarak seslendirmeye devam etmektedir. Kişiliğinden ödün vermemiş, magazinin çukurunda boğulmamış olması benim ve sizlerin de dikkatini çekmiştir. Sadece sanatını yapan, korkusuzca canlı performans sergileyen Muazzez Ersoy’a uzun ömürler diliyorum.