Her köşe başından belirsiz konuşmalar duyuluyor. Bilhassa kapalı alanlarda yankılanan kimi zaman yükselen seslerin konusu hep aynı. Kulağımdaki uğultuya eşlik eden bir de kötü, ucuz siyaset lafları var bu sıralar. Bir süreliğine de bitmeyecek gibi. Büyük bir derbi maçı öncesi tartışılıyor sanki. Kimin işine ne geliyorsa onun yılmaz savunucusu. Hep bir kişisel çıkarlar üzerine yönetilen ülkede yaşıyoruz desek yanlış olmaz sanki. Dünya barışı, insanca yaşama, refah, hakkaniyet, liyakat gibi mevhumlar lüks birer ütopya olmaya devam edecek gibi.
Mor salkımlar üçer beşer çiçeklenmeye başladı. Kumrular yavrularını sıcak havalara denk getirmek için kur yapma ve çiftleşme gayretindeler. Kırlarda otlar diz boyuna ulaşmış. ‘Kırağı çalmadı bu mevsim ağaçları. Bolca meyve verir bu yıl’ diye konuşuluyor. Hayırlısı... Bereketli olan her şey bir umut kaynağı ve gönenç işareti...
Bizim Şükrü her zamanki yerinde denizci kasketiyle oturmuş gelip geçeni seyrediyor. Onu her gören neredeyse hep orada olduğunu sanır. Müdavim kelimesinin çay ocağı köşesine çizilmiş muzip karikatürü gibi. Olan bitene umarsız, siyasetten habersiz, kendi halinde bir yerlere öylece dalıp gitmesinde yeknesaklığın çaresiz istikrarı gizli. Pahalılığı kimileri et fiyatıyla ölçüyor, kimileri de ekmekle...Ayyuka çıkmış günlük tüketim ihtiyacı fiyatları öylesine değişken ki her gün satın aldığımız şeylerin fiyatını her defasında sorar olduk. “Ayyuka” kötü huylu bir kadın ismi gibi.
Ateşli tartışmaların en tuhafı da bıkıp usanmadan hep aynı şeyi savunanlarca yapılıyor. Hatalarını, yanılgılarını kabul etmeyi bir namus meselesi addediyorlar adeta.
Hayatımızda kalıcı bir şeyler olsun diye hepimiz bir şeylere müdavimiz. Alışkanlıklarımız, ritüellerimiz ve düşkünlüklerimizle...
Oturduğum masadan nereye kulak kabartsam bir hikaye, bir roman gizli. Çoğu zaman nerden başlasam, nasıl anlatsam diye kararsızlıktan bütünlüğü kaçırıyor, yazacak bir şey bulamıyorum. Biri siyasetten dem vuruyor. Öteki ısrarla güncel konulardan. İşini kurtaran, hayatını kotaran , ekmeği kazanma hikayesi hep pirim yapıyor. Ekmek vadeden söylem bu yüzden her zaman baş tacı edilir.
Bir yere yaslanma , bir aitlik kurma ve bir titr peşinde herkes. Bunu bir tartışma sırasında “sen benim kim olduğumu biliyor musun. Ya da sen kimsin?” sorularından anlayabiliriz. Bunlar olmadan da işlerini becerebilmeli insanlar. Demokrasiden ve haktan yana olmak her şeye yetmeli. Bir siyasi otoriteye yakın olmak gerekmeden insanca, özgür ve refah içinde yaşamanın dilek değil de normal olduğu zamanlarda yaşamak umuduyla...
YAZARLAR
Yayınlanma: 08 Nisan 2023 - 08:00
MÜDAVİM
Her köşe başından belirsiz konuşmalar duyuluyor
YAZARLAR
08 Nisan 2023 - 08:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir