“Gevşemeyin, üzülmeyin. Eğer gerçekten inanıyorsanız galipsiniz.” diyor Rabbimiz ayetinde. Çıkmaza mı girdiniz, ummadığınız bir anda, hiç beklemediğiniz bir durumla mı karşı karşıyasınız? Ben bu işi beceremem, bu kör düğümü çözemem mi diyorsunuz? Bunu hak edecek ne yaptım, ölseydim de başıma bu gelmeseydi diye hayıflanıyor musunuz? Demeyin lütfen. Çıkmazda değilsiniz. Tam tersi çok muhteşem bir davet üzeresiniz. Geçmişte ben de bu halleri yaşamıştım. Ummadığım, hatta “dünyada bu durumu yaşayacak en son insan benim” dediğim bir imtihan yaşattı Rabbim. Hemen dualara sarıldım. Sayılı esmalar söylemeye başladım. 4.444 kere okunan Salat-ı Tefriciye duası var, içinizde duyanlar olmuştur mutlaka. Bu duayı okuyan herkesin dileği yerine gelirmiş. Ne isterse mutlaka olurmuş diye yazıyor internette. Hemen yapmaya başladım beladan kurtulayım diye. Bunun yanında sayılı çok dua okudum, esmalar (Allah’ın isimleri) çektim ancak sonuç istediğim gibi olmadı. “Birçok dua okudum da hani vermedin ya Rabbim” diye bir de haşa Allah’a kafa tuttum. Pazarlık ettim onunla. 500 kere Yasin Suresi okumalar, 41 kere Fetih Suresini ve şu anda hatırlayamadığım birçok dua. Meğer ben ne pazarlıkçıymışım. 300-500 okudum, istediğimi ver Allah’ım. Bu kadar kolay mı, evet Allah için her şey çok kolay ancak bizlerin tutumu, davranışı çok yanlış. İstiare duası diye bir şey var. Bir işin hayırlı olup olmadığını soruyorsunuz. Gece rüyaya yatıyorsunuz duasını okuduktan sonra. Hatta ben göremem, bana göstermez deyip başkalarından istiyorsunuz, sen benim yerime rüyaya yatıver diye.
Meğer ne kadar düşüncesizce hareket etmişim. Rabbimi küçümsemişim bu davranışlarımla. Arkadaşıma gösteren Allah bana göstermez mi, sana söylemez mi? Sayılı tonla dua okumak yerine, samimi bir kalple Allah’ı ansak, O’na çok sevdiğimizi söylesek, derdimiz Rabbimize olan sevgimizi büyütmek olsa, böyle güzel Allah bizlerde dert bırakır mı hiç! Gerek kalır mı pazarlık yapmaya? Hem bize yakışır mı Allah ile ticaret yapmak!
İstemenize dahi gerek yok. Rabbim ben derman arıyorum demenize hacet olmaz ki! Sizi sizden iyi bilen Allah, derdinizi veren Allah, size derman vermez mi hiç? Yardım etmez mi? Siz Tevhid ile yani “La ilahe illallah” diyerek “Rabbim seni çok seviyorum” derseniz, O, yüceler yücesi Allah size sevgiyle karşılık verir. 1’e, 10 veririm diyor. Hem de en azı 10. Şanından verir O, hazinelerinden verir, katlayarak, yağdırarak verir. Başına gelen imtihan, nefsinizin “felaket, felaket” diye veryansın ettiği sınav, aslında sizlerin ebedi kurtuluşu olabilir mi? Elbette olur. Kul sıkışmadan, Hızır yetişmez diye bir söylem var halk arasında. Allah bizlere imtihan vermese, varmayız O’nun kapısına, aramayız Rabbimizi, yardım et demeyi unuturuz. Davet ediyor sizi MUHABBETE. Hem de en güzel sohbete. Tevhid zikrinin tadına varmak için deneyin, Rabbinizle muhabbetinizi artırmak için deneyin. İlla ki başınıza ben gibi bir imtihan gelmesini beklemeyin. Sadece deneyin. Yaşayın ve görün!
Tevhid zikri nasıl yapılır ayrıntılı bilgi için: www.veyselkarane.com
YAZARLAR
Yayınlanma: 02 Eylül 2022 - 09:29
Muhabbete gelin!
“Gevşemeyin, üzülmeyin
YAZARLAR
02 Eylül 2022 - 09:29
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir