Nişanlanma Türk Medeni Kanunu’nun 118 vd. maddelerinde düzenlen olup hukuki olarak nişanlanma evlenme vaadiyle gerçekleşmektedir. Kültürümüz uygulamasında nişanlanmanın yapılmış sayılması yüzük takılması ve tören yapılması vb. şartlarına bağlanmış gibi gözükse de hukuken bu uygulamaların gerçekleşmesi koşulu söz konusu değildir. Ancak bu tür uygulamaların yapılması nişanın varlığını kanıtlamak bakımından delil niteliği arz etmektedir.
Nişanın atılması ise evlenme vaadinden vazgeçilmesi anlamına gelmektedir. Hukuki olarak kurulmuş olan nişanlanmanın sona ermesi taraflar arasında çeşitli hukuki sorunlara yol açabilmektedir. Nişanın bozulmasının üç ayrı hukuki sonucu vardır. Bunlar; “Maddi Tazminat”, “Manevi Tazminat” ve “Nişan Hediyelerinin İadesi” ‘dir. Özellikle nişanlanma anında ve nişanlı kalınan süreler içinde tarafların birbirlerine vermiş oldukları hediyeler, nişanın bozulması ile gündeme gelmekte ve hukuki sorunlara sebep olmaktadır.
1- Nişan Hediyelerinin İadesi
Bu husus TMK’nın 122. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre “Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir.” denilmiştir. Burada üzerinde durulması gereken husus alışılmışın dışındaki (mutad) hediyeler kavramının ne olduğudur. Yargıtay’a göre nişan hediyelerinin mutad sayılabilmesi için, bu hediyelerin yöresel örf ve âdete göre verilen hediyelerden olması ve maddi değerinin de günün koşullarına göre fazla olmayan hediyelerden olması gerekir, bu da tarafların mali ve sosyal durumlarıyla ölçülmelidir. Örnek vermek gerekirse; bilezik, kolye, ziynet eşyaları, kaybolan takıların değeri kadar paranın geri gerilmesi söz konusu olacaktır. Takılan nişan yüzüğü bunlar arasında sayılmamaktadır. İade talebinde taraflardan birinin kusurunun daha ağır olup olmamasının önemi yoktur, her iki taraf da bu taleple birbirine dava açabilir.
2- Nişanın Bozulması Nedeniyle Maddi Tazminat
Ancak belli durumlar söz konusu olduğunda tazminat istenebilmektedir. Bu haller; Taraflardan birinin haklı bir sebep olmaksızın nişan atması veya nişanın, taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmasıdır. Bu hallerden birinin gerçekleşmesi yanında bu nedenle bir zararın da meydana gelmesi gerekmedir. Maddi tazminat istemi, maddi yükler karşılığında söz konusu olan bir haktır. Örnek vermek gerekirse; gerçekleşmemiş nikah günü için yapılan masraflar, evlendikten sonra birlikte yaşamak için alınan ev, mobilya vs.
3- Nişanın Bozulması Nedeniyle Manevi Tazminat
Nişanın bozulması sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusuru olan diğer taraftan manevi tazminat isteminde bulunabilmektedir. Örnek verecek olursak; tarafların nişanlılık sürecinde birbirlerine karşı sadakat yükümlülüğü olduğu kabul edilmekte ve bu süreçte taraflardan birinin aldatması söz konusu olursa, diğer taraf aldatan kişiye karşı manevi tazminat davası açabilecektir. Tabi manevi tazminat davasının açılabilmesi için ilk önce nişanın bozulması gereklidir. Bunun haricinde tarafların birbirine hakaret etmesi, fiziksel saldırıda bulunması gibi eylemler de tazminat hakkı doğuracaktır. Tüm bu hak taleplerinde bulunabilmek için, nişanlılığın sona ermesinden itibaren 1 yıl içerisinde dava açılması gerekmektedir.
Av. Ezgi ENGİN
YAZARLAR
Yayınlanma: 12 Nisan 2023 - 08:07
NİŞANIN BOZULMASI HALİNDE TALEP EDİLEBİLECEK HAKLAR
Nişanlanma Türk Medeni Kanunu’nun 118 vd
YAZARLAR
12 Nisan 2023 - 08:07
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir