Geçen hafta “Niye Aidat Ödüyoruz?” demiştik, bu hafta ise birde olayın depozito ayağına bakalım dedim. Zira bu depozito konusu da sıklıkla anlamsız gerginliklere ve yine anlamsız tavırlara sebebiyet verebiliyor. Aidatın aksine depozito biraz mal sahibinin yaklaşımı ile haklı bir şekilde talep edilebilirken, mal sahibinin hiçbir şeye karışmak istememesi halinde ise gerçeklikten uzaklaşmaya ve kiracı adaylarını mağdur etmeye doğru ilerleyebiliyor.
Öncelikle depozito dediğimiz kavrama bakarsak; depozito kiracının eve iyi bakmaması halinde verebileceği ufak çaplı ve depozito sınırları içerisinde çözülebilecek sorunların güvencesidir. Normal şartlarda da eğer kiracı evde sıkıntılı bir duruma sebebiyet vermediyse kira bitiminden sonra iadesi gerçekleşir ve taraflar arasındaki kiracı mal sahibi ilişkisi sonlandırılmış olur. Aslında kağıt üzerinde çok basit ve anlaşılabilir bir durumdur. Tabi kağıt üzerinde anlaşılabilir olan bu durum iş fiiliyata döküldüğünde bir miktar şirazesinden kaymaya doğru yol olabilir.
Kanuna göre depozito bedeli 3 kira bedelini geçemez ancak 3 kira isteniyorsa şahsi fikrim bu tarz dairelerin ankastrelerinin takılı, tüm bakımları yapılmış (kanıtlanabilir olması esastır), boyası mevcut yani kiracının sadece temizlik yaparak taşınabileceği bir kondisyonda olması esastır. İçerisindeki demirbaşlar ve mevcut durumu dikkate alındığında 3 kira depozito makul olabilir; tabi ülkemizde kaç mal sahibi bu şekilde bir mülk teslim ediyor orası sıkıntılı bir konu. Bununla beraber dairenin içinin durumuna göre bu depozito bedeli 1 kira olabileceği gibi hiç talep de edilmeyebilir. Bu noktada mal sahibinin tutumu önemlidir zira daireyi kiralayacak kişi ciddi bir tadilata girecekse, mal sahibinin yapması gereken ufak tefek masrafları (prizler, kapı kolları vb.) üstlenecekse doğru yaklaşım depozito almamak veya 1 kira depozito bedelini aşmamaktır. Bu işin mal sahibi ayağıdır, peki kiracı adayı ayağında durum nedir?
Açıkçası kiracı adaylarının depozito kavramına yaklaşımı ise oldukça enteresan olabiliyor; normal bir iletişim sürecinde karşılıklı saygı sınırları dikkate alındığında orta yol bulunabilecekken veya en azından bulmaya uğraşılabilecekken karşılaştığımız söylemler şunlara kayabiliyor; “Ne depozitosuymuş bu? Ben depozito vermem. Böyle saçma depozito mu olur? Paranın kolay kazanıldığını mı düşünüyor o mal sahibi? Varsa bu depozitoyu verecek enayi o tutsun….” Yani buna benzer cümleler duymak o kadar olağan ki bizler açısından ama insan yine de şaşırıyor. Ortada bu kadar gerilecek bir durum dahi yokken kiracı adayının yaklaşımı ile zaten olay bir daire kiralamaktan kişiselleşmeye, kişinin kendi içerisinde bir savaşa girmesine, mal sahibine ve elbette bizlere laf çarpmasına, nihayetinde ise sinirle daireden ayrılmasına kadar gidebiliyor. Hayır insanca bir teklifte bulunmak veya nezaket sınırları içerisinde orta yol nasıl bulunabiliri sorgulamak varken olayı kişiselleştirmenin ve ego savaşına çevirmenin mantığı olsa olsa toplumsal gerginliğimizdir diye düşünüyorum. Empati yapamadığımızdan da sürekli bir gerginlik, sürekli bir savunma ve sürekli bir kavga halinde bir ton insan etrafta barut fıçısı gibi dolaşıyor. Burada mal sahibi açısından da bakabilmek gerekir. Zira evine özen gösterip eksikliklerini gidermiş, boyasını yaptırmış makul ve düzgün bir kiracı bulabilme niyetinde olan bir mal sahibinin bu tarz kiracı adaylarıyla depozito yüzünden bir kira kontratı yapmıyor oluşu bence gayet isabetli bir durumdur. Tabi tam tersi de geçerlidir çünkü kendi evine bir gram bakım yapmadan kiraya vermeye uğraşan, tüm yükü kiracı adayının omuzlarına yüklemeyi pazarlık ve iş bilirlik olarak gören bir mal sahibinin dairesini kiralamamak ise kiracı adayı açısından çok isabetli bir karar olacaktır.
Velhasıl sonuca gelirsek; kiracı adayları açısından evin demirbaşlarına ve durumuna bakarak bir yorum yapmak, başka örneklerle kıyaslamadan ve elbette saygı sınırlarında orta yolu bulmaya çalışmak doğru bir yaklaşım olacakken mal sahipleri açısından da kiracı adaylarını etinden sütünden faydalanılacak kişiler gibi görmemek, kendi yapması gereken masrafları kiracıya yaptırma çiğliğine girmemek sağlıklı bir kiracı mal sahibi ilişkisi kurulması için olmazsa olmazlardandır. Eğer yaklaşım bu olursa bizler açısından depozito tarafların yaklaşımını anlamamız için sadece bir detay olarak kalacaktır.
Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…
Bu Şehri ve Bu İşi Çok Seviyoruz…