Öfke; sevgi, üzüntü, korku, acımak gibi olağan, geçici ve en temel duygularımızdan biridir. Öfke genel olarak insanın bilinçli olarak yaşamadığı, kontrol etmekte zorlandığı bir duygudur. Öfke çok güçlü bir enerji kaynağıdır, süresi kısadır, kontrol edilebildiğinde yararlı/eğitici bir duygu haline getirilebilir. Öfkeyi içgüdüsel ve doğal ifade etmenin yolu, agresif cevap vermektir. Öfke, o an için kişinin doğal ve tehditlere yönelik verdiği bir tepkidir aslında.
Öfke, Öfke ile diğer duygular arasında iç içe geçmiş bir ilişki vardır, birçok olumsuz duyguyla yakından ilişkilidir.Daha çok olumsuz düşüncelerden, kişinin kendi haklılığının onaylanmamasından, değerli olma, insan yerine konulma gibi temel ihtiyaçların engellenmesinden köken alan öfke, zihinden geçen düşüncelerin bir sonucu olan duygudur diyebiliriz.
Olumsuz bir duygu olarak gözükmekle beraber, kişiyi uyarıcı, koruyucu ve harekete geçirici olması açısından da insana yarar sağlayan bir duygudur.Öfke, duygu olarak kaldığı, kişinin kendisine ve başkalarına zarar verici saldırgan davranışlara dönüşmediği sürece yararlı ve koruyucu özelliktedir.
Öte yandan öfke kişinin saldırgan davranma eğilimini harekete geçirebilme potansiyeli nedeniyle tehlikeli bir duygudur. Sonuç olarak öfkelenmek, olağan ve doğal bir durumdur ama öfkenin ifade edilmesi ve iyi yönetilmesi olgunluk ifadesidir. Yalnızlık, kıskançlık, kaygı, hayal kırıklığı, duygusal nedenler, ciddi sağlık problemleri ve kronik hastalıklar, fiziksel koşullar, kalabalık, hava şartları, trafik, toplumsal ve siyasi baskılar, iş yerindeki sorunlar, aile içindeki geçimsizlikler, anlaşmazlıklar, olumsuz yaşam koşullar öfkeyi beslemektedir. Günümüzün zorlayıcı yaşam koşullarında insanların gergin, sinirli, çaresiz, engellenmiş hissetmeleri ve bunların sonucunda öfkelenmeleri çok olağan ve sık rastlanan bir durumdur.Ancak buradaki kırılma noktası, öfke öncesi zihinden geçen düşünceler, iç konuşmalar ve öfke sonucunda sergilenen davranışlardır. Öfke sorunu yaşayan kişi bu durumu bastırmak ya da yok saymak yerine bir uzmana başvurarak bu yıpratıcı duyguyu yönetebilir. Duygusal açıdan öfke kontrolü, duyguların farkında olunması, doğru yollarla ve olumlu bir şekilde ifade edilmesiyle mümkün olmaktadır. Yani öfke yönetiminin amacı, hem öfke hissinizi yatıştırmak hem de öfkeye neden olan psikolojik uyarılmayı azaltmaktır. En iyi yöntem, önce öfkenizi neyin tetiklediğini keşfetmeniz ve ardından bu etkenlerin sizi çileden çıkarmasına engel olabilecek stratejiler geliştirmek ve uygulamaktır.
Unutulmaması gereken konu, herkes öfkeye neden olabilir, öfkeyi yaşayabilir ve yaşatabilir. Dolayısıyla öfkeyi yaşamadan önce, öfkeyi yaşatmamayı da öğrenmeliyiz. ÖFKE YAŞATAN olarak, karşımızdaki insanın muhakeme yeteneğini, algısını ve motivasyonunu ciddi anlamda bozacak olduğumuzu, karşımızdaki insanın sorun çözme yeteneğinin ve yaratıcılık özelliğinin bozulabileceğini hatırlamalıyız.
Öfkeyi yaşatmak da, yaşamak kadar kötü duygular arasında yer alır. Sorun oluşturan durumlarda SUÇLU ARAMADAN olaylara çözümsel yaklaşabilmeyi bilmek gerekir. Ayfer ÖZDEMİR
Uluslararası NLP ve Profesyonel Yaşam Koçu
Kişisel Gelişim Uzmanı ve Bilinçaltı Terapisti
Vedik Astroloji ve İlişki/Aile Danışmanı
Öfke, Öfke ile diğer duygular arasında iç içe geçmiş bir ilişki vardır, birçok olumsuz duyguyla yakından ilişkilidir.Daha çok olumsuz düşüncelerden, kişinin kendi haklılığının onaylanmamasından, değerli olma, insan yerine konulma gibi temel ihtiyaçların engellenmesinden köken alan öfke, zihinden geçen düşüncelerin bir sonucu olan duygudur diyebiliriz.
Olumsuz bir duygu olarak gözükmekle beraber, kişiyi uyarıcı, koruyucu ve harekete geçirici olması açısından da insana yarar sağlayan bir duygudur.Öfke, duygu olarak kaldığı, kişinin kendisine ve başkalarına zarar verici saldırgan davranışlara dönüşmediği sürece yararlı ve koruyucu özelliktedir.
Öte yandan öfke kişinin saldırgan davranma eğilimini harekete geçirebilme potansiyeli nedeniyle tehlikeli bir duygudur. Sonuç olarak öfkelenmek, olağan ve doğal bir durumdur ama öfkenin ifade edilmesi ve iyi yönetilmesi olgunluk ifadesidir. Yalnızlık, kıskançlık, kaygı, hayal kırıklığı, duygusal nedenler, ciddi sağlık problemleri ve kronik hastalıklar, fiziksel koşullar, kalabalık, hava şartları, trafik, toplumsal ve siyasi baskılar, iş yerindeki sorunlar, aile içindeki geçimsizlikler, anlaşmazlıklar, olumsuz yaşam koşullar öfkeyi beslemektedir. Günümüzün zorlayıcı yaşam koşullarında insanların gergin, sinirli, çaresiz, engellenmiş hissetmeleri ve bunların sonucunda öfkelenmeleri çok olağan ve sık rastlanan bir durumdur.Ancak buradaki kırılma noktası, öfke öncesi zihinden geçen düşünceler, iç konuşmalar ve öfke sonucunda sergilenen davranışlardır. Öfke sorunu yaşayan kişi bu durumu bastırmak ya da yok saymak yerine bir uzmana başvurarak bu yıpratıcı duyguyu yönetebilir. Duygusal açıdan öfke kontrolü, duyguların farkında olunması, doğru yollarla ve olumlu bir şekilde ifade edilmesiyle mümkün olmaktadır. Yani öfke yönetiminin amacı, hem öfke hissinizi yatıştırmak hem de öfkeye neden olan psikolojik uyarılmayı azaltmaktır. En iyi yöntem, önce öfkenizi neyin tetiklediğini keşfetmeniz ve ardından bu etkenlerin sizi çileden çıkarmasına engel olabilecek stratejiler geliştirmek ve uygulamaktır.
Unutulmaması gereken konu, herkes öfkeye neden olabilir, öfkeyi yaşayabilir ve yaşatabilir. Dolayısıyla öfkeyi yaşamadan önce, öfkeyi yaşatmamayı da öğrenmeliyiz. ÖFKE YAŞATAN olarak, karşımızdaki insanın muhakeme yeteneğini, algısını ve motivasyonunu ciddi anlamda bozacak olduğumuzu, karşımızdaki insanın sorun çözme yeteneğinin ve yaratıcılık özelliğinin bozulabileceğini hatırlamalıyız.
Öfkeyi yaşatmak da, yaşamak kadar kötü duygular arasında yer alır. Sorun oluşturan durumlarda SUÇLU ARAMADAN olaylara çözümsel yaklaşabilmeyi bilmek gerekir. Ayfer ÖZDEMİR
Uluslararası NLP ve Profesyonel Yaşam Koçu
Kişisel Gelişim Uzmanı ve Bilinçaltı Terapisti
Vedik Astroloji ve İlişki/Aile Danışmanı