Çanakkale Eğitim-Sen tarafından yapılan açıklamada, öğretmenlerin görev tanımlarının dışında çalıştırıldığı ve bunun kabul edilemez olduğu ifade edildi.
Konuyla ilgili Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada şöyle dendi: “Eğitim ve bilim emekçilerinin evdeki emek süreci ve karşılaştığı güçlükler hakkında bir çalışma yapmayan Milli Eğitim Bakanlığı, bu görünmezlik algısıyla öğretmenlere eğitim ve deneyimlerinin dışında kalan işler vermek gibi uygulamalara girişmiştir. Öğretmenlerimiz hafta içi uzaktan eğitim derslerini gündüz saatlerinde işlemekle birlikte, bir yandan saat 18.00’den sonra ve cumartesi günleri uzaktan eğitim dersleri için yoğun hazırlık ve ders uygulaması yapmak zorunda kalmakta, diğer yandan Samsun ve Adana’da olduğu gibi çağrı merkezlerinde görevlendirilmek istenmektedir. Son olarak Bolu ili Gerede ilçesinde, içinde “mahalli denetim personel listesi” yayınlanarak öğretmenlerimizin 24 Aralık’ta göreve başlamalarının istendiği bilgileri gelmektedir. Ataması yapılmayan yüz binlerce sağlık emekçisi varken ve bir an önce atamaları yapılması gerekirken, salgın koşullarında öğretmenlerimizin bu şekilde görevlendirmelere tabi tutulması asla kabul edilemez. Bu sorumsuz ve haksız uygulamaların karşısında olduğumuzu ve düzeltilmesi yönündeki adımların ivedilikle atılması gerektiğini belirtiyoruz. MEB, covid-19 pandemisi sürecinde planlamalarını yapıp önceliklerini belirlerken, eğitim bütçesini hazırlarken ve bunları kamuoyuyla paylaşırken, öğrencilerimizin hepsinin eşit koşullarda eğitim gördüğü varsayımı ile hareket etmekten ya da böyle bir algı yaratma çabasından vazgeçmelidir. Öğrencilerimizin evdeki ve okuldaki koşullarının eşit olmadığı en çok pandemi günlerinde ortaya çıkmıştır. Ayrıca Türkiye’de yaşanan işsizlik okyanusunda eğitimin sonuçlarının da eşit olmayacağı bilinmektedir. Bu durumun pandemi sürecinde içine girilen ekonomik çıkmazla iyice derinleştiği öncelikle kabul edilmek zorundadır.”
“Milyonlarca öğrencinin uzaktan eğitime yeterince erişemediği bir ortamda “150 bin tablet dağıttık. Ocak ayına kadar da 300 bin/500 bin tablet dağıtacağız.” açıklamalarıyla eğitimde yaşanan kaosun üstü örtülemez. Dağıtımda dahi kayırmacılıkların olduğu, kimi illerde tablet dağıtımı için öğretmenlerden katkı isteyen “idarecilerden gelen cep mesajları” haberleri durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Pandemi sürecinde ortaya koyduğumuz ek bütçe ve ek atama taleplerimizin dikkate alınmadığı bir zamanda ortaya çıkan bu uygulamalar ortak geleceğimiz açısından kaygı vericidir.”
Konuyla ilgili Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada şöyle dendi: “Eğitim ve bilim emekçilerinin evdeki emek süreci ve karşılaştığı güçlükler hakkında bir çalışma yapmayan Milli Eğitim Bakanlığı, bu görünmezlik algısıyla öğretmenlere eğitim ve deneyimlerinin dışında kalan işler vermek gibi uygulamalara girişmiştir. Öğretmenlerimiz hafta içi uzaktan eğitim derslerini gündüz saatlerinde işlemekle birlikte, bir yandan saat 18.00’den sonra ve cumartesi günleri uzaktan eğitim dersleri için yoğun hazırlık ve ders uygulaması yapmak zorunda kalmakta, diğer yandan Samsun ve Adana’da olduğu gibi çağrı merkezlerinde görevlendirilmek istenmektedir. Son olarak Bolu ili Gerede ilçesinde, içinde “mahalli denetim personel listesi” yayınlanarak öğretmenlerimizin 24 Aralık’ta göreve başlamalarının istendiği bilgileri gelmektedir. Ataması yapılmayan yüz binlerce sağlık emekçisi varken ve bir an önce atamaları yapılması gerekirken, salgın koşullarında öğretmenlerimizin bu şekilde görevlendirmelere tabi tutulması asla kabul edilemez. Bu sorumsuz ve haksız uygulamaların karşısında olduğumuzu ve düzeltilmesi yönündeki adımların ivedilikle atılması gerektiğini belirtiyoruz. MEB, covid-19 pandemisi sürecinde planlamalarını yapıp önceliklerini belirlerken, eğitim bütçesini hazırlarken ve bunları kamuoyuyla paylaşırken, öğrencilerimizin hepsinin eşit koşullarda eğitim gördüğü varsayımı ile hareket etmekten ya da böyle bir algı yaratma çabasından vazgeçmelidir. Öğrencilerimizin evdeki ve okuldaki koşullarının eşit olmadığı en çok pandemi günlerinde ortaya çıkmıştır. Ayrıca Türkiye’de yaşanan işsizlik okyanusunda eğitimin sonuçlarının da eşit olmayacağı bilinmektedir. Bu durumun pandemi sürecinde içine girilen ekonomik çıkmazla iyice derinleştiği öncelikle kabul edilmek zorundadır.”
“Milyonlarca öğrencinin uzaktan eğitime yeterince erişemediği bir ortamda “150 bin tablet dağıttık. Ocak ayına kadar da 300 bin/500 bin tablet dağıtacağız.” açıklamalarıyla eğitimde yaşanan kaosun üstü örtülemez. Dağıtımda dahi kayırmacılıkların olduğu, kimi illerde tablet dağıtımı için öğretmenlerden katkı isteyen “idarecilerden gelen cep mesajları” haberleri durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Pandemi sürecinde ortaya koyduğumuz ek bütçe ve ek atama taleplerimizin dikkate alınmadığı bir zamanda ortaya çıkan bu uygulamalar ortak geleceğimiz açısından kaygı vericidir.”