ELDER Derneği, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla dün saat 13:00’de, Morabbin Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Dernek Başkanı Fatma Erdoğan tarafından gerçekleştirilen açıklamada, “Bizler öldüren sevgi istemiyoruz. Bizler, var olan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasalarımızın uygulanmasını talep ediyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bütün vekillere sesleniyoruz” dendi.
ELDER Derneği, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla dün saat 13:00’de, Morabbin Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Dernek Başkanı Fatma Erdoğan tarafından gerçekleştirilen açıklamada şöyle dendi: “8 Mart dünya kadınlarının taleplerini birlikte daha gür haykırdığı, kendilerini toplumda eşit bir birey olarak yok sayan çağ dışı zihniyetlere karşı çıktığı, kadını sömüren, aşağılayan, yok eden sistem ve zihniyetlere karşı mücadele verdiği gündür.”
“MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
“Ülkemizde toplumsal cinsiyet ayrımcılığı aile içinde başlayarak, toplumun her alanında var olmaya devam etmektedir. Ülkemizde nüfusun yarısını teşkil eden kadınlarımız, yaşamın her alanında varken karar alma organlarında, istihdamda, eğitimde, politikada aynı oranda temsil edilememektedir. Bunun yanında kadına ve çocuklara yönelik şiddet, cinsel istismar sistematik bir şekilde devam etmektedir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliği problemi, ekonomik ve toplumsal hayatın eşitlik ilkesi kapsamında düzenlenmesi ile mümkündür. Kadınları toplumsal hayat dışına itmeye çalışan cinsiyetçi ve ayrımcı politikalardan ve uygulamalardan vazgeçilmelidir. Tüm dünyada ve ülkemizde küresel olarak yaşanmakta olan Covid-19 salgını sürecinde en çok kadınlar etkilenmiş, ev içi şiddet ve kadın cinayetlerinde artış gözlemlenmiştir. Covid-19 salgını süresince kadınların sağlık hizmetlerine ulaşımda zorlandıkları, yoksullaştıkları, ücretsiz bakım emeği yüklerinin daha da arttığı, ev içinde salgından önce var olan şiddetin devam ettiği bilinmektedir. Bu süreçte eğitim-öğretim hizmetlerinin aksaması, yoksulluğun artması gibi unsurların ilerleyen zamanlarda kız çocuklarının eğitim hayatından alınmasına sebep olmasından da endişe duymaktayız.”
“Günde en az üç kadın kocası, sevgilisi, babası, kardeşi ve hatta oğlu tarafından öldürülüyor. Öldürülme gerekçeleri sevgi. Bizler öldüren sevgi istemiyoruz. Bizler, var olan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasalarımızın uygulanmasını talep ediyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bütün vekillere sesleniyoruz. TBMM İstanbul Sözleşmesi ile ilgili acilen toplansın, İstanbul Sözleşmesinin gereği yapılsın ve önleyici, caydırıcı tedbirler alınsın. “Biz kadınlar dünyanın diğer yarısıyız. Egemenlerin lütuflarını değil, haklarımızı istiyoruz. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
ELDER Derneği, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla dün saat 13:00’de, Morabbin Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Dernek Başkanı Fatma Erdoğan tarafından gerçekleştirilen açıklamada şöyle dendi: “8 Mart dünya kadınlarının taleplerini birlikte daha gür haykırdığı, kendilerini toplumda eşit bir birey olarak yok sayan çağ dışı zihniyetlere karşı çıktığı, kadını sömüren, aşağılayan, yok eden sistem ve zihniyetlere karşı mücadele verdiği gündür.”
“MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
“Ülkemizde toplumsal cinsiyet ayrımcılığı aile içinde başlayarak, toplumun her alanında var olmaya devam etmektedir. Ülkemizde nüfusun yarısını teşkil eden kadınlarımız, yaşamın her alanında varken karar alma organlarında, istihdamda, eğitimde, politikada aynı oranda temsil edilememektedir. Bunun yanında kadına ve çocuklara yönelik şiddet, cinsel istismar sistematik bir şekilde devam etmektedir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliği problemi, ekonomik ve toplumsal hayatın eşitlik ilkesi kapsamında düzenlenmesi ile mümkündür. Kadınları toplumsal hayat dışına itmeye çalışan cinsiyetçi ve ayrımcı politikalardan ve uygulamalardan vazgeçilmelidir. Tüm dünyada ve ülkemizde küresel olarak yaşanmakta olan Covid-19 salgını sürecinde en çok kadınlar etkilenmiş, ev içi şiddet ve kadın cinayetlerinde artış gözlemlenmiştir. Covid-19 salgını süresince kadınların sağlık hizmetlerine ulaşımda zorlandıkları, yoksullaştıkları, ücretsiz bakım emeği yüklerinin daha da arttığı, ev içinde salgından önce var olan şiddetin devam ettiği bilinmektedir. Bu süreçte eğitim-öğretim hizmetlerinin aksaması, yoksulluğun artması gibi unsurların ilerleyen zamanlarda kız çocuklarının eğitim hayatından alınmasına sebep olmasından da endişe duymaktayız.”
“Günde en az üç kadın kocası, sevgilisi, babası, kardeşi ve hatta oğlu tarafından öldürülüyor. Öldürülme gerekçeleri sevgi. Bizler öldüren sevgi istemiyoruz. Bizler, var olan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasalarımızın uygulanmasını talep ediyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bütün vekillere sesleniyoruz. TBMM İstanbul Sözleşmesi ile ilgili acilen toplansın, İstanbul Sözleşmesinin gereği yapılsın ve önleyici, caydırıcı tedbirler alınsın. “Biz kadınlar dünyanın diğer yarısıyız. Egemenlerin lütuflarını değil, haklarımızı istiyoruz. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz.”