SORU: Muhdesat İddiası Nedir?
Muhdesat iddiası ya ortaklığın giderilmesi davasında ya da kamulaştırılma davalarında ileri sürülebilen bir iddiadır. Ortaklığın giderilmesi davası diğer adıyla izaleyi şüyu davası, paylı ya da elbirliği mülkiyetiyle sahip olunan taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, aynen taksimi mümkün olmadığı halde satış suretiyle giderilmesi davasıdır. Bu davada maliklerden her biri, taşınmaz üzerindeki yapının kendisine ait olduğunu ileri sürebilir, yani muhdesat iddiasında bulunabilir. Taraflardan, yani maliklerden biri muhdesat iddiasında bulunur ise hakim, öncelikle diğer taraflara bu iddiayı kabul edip etmediklerini sorar. Eğer taraflar, muhdesat iddiasını kabul ederse ortada bir sorun kalmayacak ve o yapının, muhdesat iddiasında bulunan tarafa ait olduğu kabul edilerek Mahkemece bir hüküm kurulacaktır. Ancak taraflardan biri dahi, muhdesat iddiasını kabul etmez ise Mahkeme, muhdesat iddiasında bulunan tarafa, muhdesat aidiyetinin tespiti davası açması için kesin süre verecektir. Verilen süre içerisinde muhdesat aidiyeti davası açılır ise işbu dava, ortaklığın giderilmesi davası yönünden bekletici mesele yapılacaktır. Yani ortaklığın giderilmesi davasının karara çıkması için, muhdesat aidiyeti davasının sonuçlanması beklenecektir. Verilen süre içerisinde muhdesatın aidiyeti davası açılmaz ise mahkeme, ortaklığın giderilmesi davasına muhdesat iddiası yokmuş gibi devam edecektir. Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina, ağaç vesaire gibi muhdesat varsa bunlar M.K.‘nun 619. uncu maddesi uyarınca arzın mütemmim cüz'ü sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir. Ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhdesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri takdir ettirilir, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır, bulunan tüm değer muhdesat bedeline ve arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhdesat ne kadarının arza isabet ettiği belirtilip, ayrı ayrı değerlendirilip, bulunan bu yüzde nisbetler gözönünde tutularak muhdesata isabet eden kısmın sadece muhdesat sahibine veya payları nisbetinde sahiplerine, arza isabet eden kısmın da payları oranında tüm paydaşlara verilmesi icabeder. Muhdesatın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde bu şahsın muhdesat nedeniyle davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Kural olarak muhdesat, üzerinde bulunduğu ana gayrimenkule bağlıdır. Tapu kaydı ana gayrimenkul malikine ayni hak bahşetmesine karşın, üzerindeki muhdesat, sahibine kişisel hak sağlar. Ayni hakla kişisel hakkın çatışması halinde uyuşmazlığın ayni hakka üstünlük tanınmak suretiyle çözüme ulaştırılması asıldır. Ancak, uyuşmazlık ile ilgili özel bir yasa ile getirilen düzenleme varsa çözümün özel düzenleme içerisinde aranılacağı kuşkusuzdur. SORU: Muhdesat Sahibinin Hakları Nelerdir?Muhdesat, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilir. MK.nun 919 ve 920. maddelerinde belirtilen şahsi ve ayni hakların şerh ve tescili niteliğinde değildir. Beyanların işlevi eylemli ve hukuki durumu göstermek, aleniyet ve kanıtlama kolaylığı sağlamaktır.
Başkasına ait bir taşınmaz üzerinde muhtesat meydana getiren kimse, taşınmaz malikine karşı tazminat veya alacak isteminde bulunabilir. Ancak bu istemi daha güvenceli bir duruma getirmek amacıyla muhtesatın ve muhtesatı meydana getiren kimsenin tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekmektedir? SORU :Muhdesat Sahibi Bu Hakkını Tapu Kütüğü’ne İşletmek Zorunda mıdır?
Muhdesat şerhi eylemli durumun belirlenmesinden ibaret olup muhdesat sahibinin kişisel hakkının varlığını gösterir. Bu hakkın tapulama tesbiti sırasında tapulama tutanağında ve sonra da kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi hakkın niteliği üzerinde hiçbir etki yaratmaz. Hemen belirtmek gerekir ki, muhdesat tesis tutanağında gösterilmese dahi hak sahibi her zaman mahkemede açacağı eda davası ile bu kişisel hakkının varlığını ispat edebilir. Hal böyle olunca muhdesatın mülk edinme sütununda yazılmayıp sadece beyanlar hanesinde gösterilmesi hali şerhin geçersizliği için başlıbaşına bir neden olarak kabul edilemez. SORU: Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Nedir?
Eğer diğer taraflar, muhdesat iddiasını kabul etmez ise muhdesat iddiasında bulunan taraf, taşınmaz üzerindeki yapının kendisine ait olduğunu tespit ettirmek için muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açmak zorundadır. Yargıtay, muhdesatın kaçak yapı olması halinde de muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar olduğunu kabul etmektedir. SORU: Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme Nedir?
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi; yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. SORU: Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Kime Karşı Açılır ve İspat Yükü Kimdedir?
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası, muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazın tapuda maliki görünen ve muhdesat iddiasını kabul etmeyen kişilere karşı açılır. İspat külfeti, muhdesat iddiasında bulunan davacı taraftadır. Yargıtay, Muhdesatın kim tarafından, hangi gelir ile, kimin adına ve hesabına, ne zaman ve ne şekilde yaptırıldığına dair detaylı hususların tespitinin yapılması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu nedenle davacı tarafın sunacağı delil ve tanıklar büyük önem arz etmektedir.
Eğer siz de mirasçısı olduğunuz bir taşınmaz ya da bir başkasının taşınmazı üzerinde muhdesat tesis ettiyseniz; bu hakkın tesisi ve bu hakka dayanan alacak ve tazminat taleplerinizle ilgili bir avukattan destek alabilirsiniz. Av. Ezgi ENGİNH & Av. Efe AYRANCI
Muhdesat iddiası ya ortaklığın giderilmesi davasında ya da kamulaştırılma davalarında ileri sürülebilen bir iddiadır. Ortaklığın giderilmesi davası diğer adıyla izaleyi şüyu davası, paylı ya da elbirliği mülkiyetiyle sahip olunan taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, aynen taksimi mümkün olmadığı halde satış suretiyle giderilmesi davasıdır. Bu davada maliklerden her biri, taşınmaz üzerindeki yapının kendisine ait olduğunu ileri sürebilir, yani muhdesat iddiasında bulunabilir. Taraflardan, yani maliklerden biri muhdesat iddiasında bulunur ise hakim, öncelikle diğer taraflara bu iddiayı kabul edip etmediklerini sorar. Eğer taraflar, muhdesat iddiasını kabul ederse ortada bir sorun kalmayacak ve o yapının, muhdesat iddiasında bulunan tarafa ait olduğu kabul edilerek Mahkemece bir hüküm kurulacaktır. Ancak taraflardan biri dahi, muhdesat iddiasını kabul etmez ise Mahkeme, muhdesat iddiasında bulunan tarafa, muhdesat aidiyetinin tespiti davası açması için kesin süre verecektir. Verilen süre içerisinde muhdesat aidiyeti davası açılır ise işbu dava, ortaklığın giderilmesi davası yönünden bekletici mesele yapılacaktır. Yani ortaklığın giderilmesi davasının karara çıkması için, muhdesat aidiyeti davasının sonuçlanması beklenecektir. Verilen süre içerisinde muhdesatın aidiyeti davası açılmaz ise mahkeme, ortaklığın giderilmesi davasına muhdesat iddiası yokmuş gibi devam edecektir. Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina, ağaç vesaire gibi muhdesat varsa bunlar M.K.‘nun 619. uncu maddesi uyarınca arzın mütemmim cüz'ü sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir. Ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhdesatın ve arzın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri takdir ettirilir, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır, bulunan tüm değer muhdesat bedeline ve arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhdesat ne kadarının arza isabet ettiği belirtilip, ayrı ayrı değerlendirilip, bulunan bu yüzde nisbetler gözönünde tutularak muhdesata isabet eden kısmın sadece muhdesat sahibine veya payları nisbetinde sahiplerine, arza isabet eden kısmın da payları oranında tüm paydaşlara verilmesi icabeder. Muhdesatın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde bu şahsın muhdesat nedeniyle davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Kural olarak muhdesat, üzerinde bulunduğu ana gayrimenkule bağlıdır. Tapu kaydı ana gayrimenkul malikine ayni hak bahşetmesine karşın, üzerindeki muhdesat, sahibine kişisel hak sağlar. Ayni hakla kişisel hakkın çatışması halinde uyuşmazlığın ayni hakka üstünlük tanınmak suretiyle çözüme ulaştırılması asıldır. Ancak, uyuşmazlık ile ilgili özel bir yasa ile getirilen düzenleme varsa çözümün özel düzenleme içerisinde aranılacağı kuşkusuzdur. SORU: Muhdesat Sahibinin Hakları Nelerdir?Muhdesat, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilir. MK.nun 919 ve 920. maddelerinde belirtilen şahsi ve ayni hakların şerh ve tescili niteliğinde değildir. Beyanların işlevi eylemli ve hukuki durumu göstermek, aleniyet ve kanıtlama kolaylığı sağlamaktır.
Başkasına ait bir taşınmaz üzerinde muhtesat meydana getiren kimse, taşınmaz malikine karşı tazminat veya alacak isteminde bulunabilir. Ancak bu istemi daha güvenceli bir duruma getirmek amacıyla muhtesatın ve muhtesatı meydana getiren kimsenin tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekmektedir? SORU :Muhdesat Sahibi Bu Hakkını Tapu Kütüğü’ne İşletmek Zorunda mıdır?
Muhdesat şerhi eylemli durumun belirlenmesinden ibaret olup muhdesat sahibinin kişisel hakkının varlığını gösterir. Bu hakkın tapulama tesbiti sırasında tapulama tutanağında ve sonra da kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi hakkın niteliği üzerinde hiçbir etki yaratmaz. Hemen belirtmek gerekir ki, muhdesat tesis tutanağında gösterilmese dahi hak sahibi her zaman mahkemede açacağı eda davası ile bu kişisel hakkının varlığını ispat edebilir. Hal böyle olunca muhdesatın mülk edinme sütununda yazılmayıp sadece beyanlar hanesinde gösterilmesi hali şerhin geçersizliği için başlıbaşına bir neden olarak kabul edilemez. SORU: Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Nedir?
Eğer diğer taraflar, muhdesat iddiasını kabul etmez ise muhdesat iddiasında bulunan taraf, taşınmaz üzerindeki yapının kendisine ait olduğunu tespit ettirmek için muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açmak zorundadır. Yargıtay, muhdesatın kaçak yapı olması halinde de muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar olduğunu kabul etmektedir. SORU: Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme Nedir?
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi; yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. SORU: Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Kime Karşı Açılır ve İspat Yükü Kimdedir?
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası, muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazın tapuda maliki görünen ve muhdesat iddiasını kabul etmeyen kişilere karşı açılır. İspat külfeti, muhdesat iddiasında bulunan davacı taraftadır. Yargıtay, Muhdesatın kim tarafından, hangi gelir ile, kimin adına ve hesabına, ne zaman ve ne şekilde yaptırıldığına dair detaylı hususların tespitinin yapılması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu nedenle davacı tarafın sunacağı delil ve tanıklar büyük önem arz etmektedir.
Eğer siz de mirasçısı olduğunuz bir taşınmaz ya da bir başkasının taşınmazı üzerinde muhdesat tesis ettiyseniz; bu hakkın tesisi ve bu hakka dayanan alacak ve tazminat taleplerinizle ilgili bir avukattan destek alabilirsiniz. Av. Ezgi ENGİNH & Av. Efe AYRANCI