Merhaba Sevgili Okur,
Yardımlaşmanın ve paylaşmanın en yüksek seviyede, canla başla yaşandığı son günlerde millet olarak birlik ve beraberliğin gücünü sonuna kadar hissediyoruz.
Çocuklarımız belki de “yardımlaşmak iyidir, paylaşmak güzeldir” diye duydukları didaktik cümleleri, kalplerinde hissedip, yaşayarak öğreniyorlar.
Deprem bölgesinde yaşanan zor günlerde kendilerince, aileleri ile birlikte hazırladıkları oyuncak paketlerine “Oyuncağım Senindir” şeklinde notlar bırakıyor, en sevdikleri oyuncaklarını ya da sevgilerini iletiyorlar.
Bir çocuk için en sevdiği şeyden ayrılmak, onu paylaşmak kabul edilebilir bir durum olmaz iken, “benim şuan buna ihtiyacım yok, ama oradaki bir çocuk buna sarılsın” diyerek ondan ayrılmayı göze alabiliyor. İşte buna da ben büyümek demek istiyorum sevgili okurlar.
Hayat her zaman güllük gülüstanlık olmuyor, bizim yarattığımız mutluluk çemberlerinde geçmiyor. Acılar, doğal afetler, ölümler, hastalıklar, ağlamalar, bağırmalar, vazgeçmeler hepsi hayatın gerçekleri. Bu duyguları yaşlarına göre farkında olarak ya da olmayarak bir şekilde yaşıyor ve bunlarla mücadele etmeye çalışarak, ailelerinin davranışlarını gözlemleyerek kendine rol model arıyorlar. Gelecekte olacak olaylara tepkileri, duygularını anlamlandırma ve ifade edişleri şekilleniyor.
Acıyı da, zorlu günleri de yaşarken bununla mücadele etmeyi göstermemiz, yardıma ihtiyacı olanlara, umursamaz olmalarını engellememiz ve empati farkındalığını yaratmamız önemli.
Haberlerden ya da deprem kavramından korkup kendini güvende hissetmeyen çocuklarımız ya da ebeveynlerimiz olabilmesi de bu süreçte çok normal. “Nasıl baş edeceğiz?” buna odaklanmak önemli.
Bu hafta yazıma son verirken Milli Eğitim Bakanlığının sayfasında yayınlanan Aile, Ebeveyn, Çocuklara yönelik Deprem ve Travma broşürlerini inceleminizi öneririm.
“Oyuncağım Senindir!” Diyen minik kalplerimizi sevgiyle kucaklar, zor günleri en iyi şekilde atlatmamızı dilerim. Sevgilerimle
Çocuk Kitabı Yazarı Işık SARAÇ
Yardımlaşmanın ve paylaşmanın en yüksek seviyede, canla başla yaşandığı son günlerde millet olarak birlik ve beraberliğin gücünü sonuna kadar hissediyoruz.
Çocuklarımız belki de “yardımlaşmak iyidir, paylaşmak güzeldir” diye duydukları didaktik cümleleri, kalplerinde hissedip, yaşayarak öğreniyorlar.
Deprem bölgesinde yaşanan zor günlerde kendilerince, aileleri ile birlikte hazırladıkları oyuncak paketlerine “Oyuncağım Senindir” şeklinde notlar bırakıyor, en sevdikleri oyuncaklarını ya da sevgilerini iletiyorlar.
Bir çocuk için en sevdiği şeyden ayrılmak, onu paylaşmak kabul edilebilir bir durum olmaz iken, “benim şuan buna ihtiyacım yok, ama oradaki bir çocuk buna sarılsın” diyerek ondan ayrılmayı göze alabiliyor. İşte buna da ben büyümek demek istiyorum sevgili okurlar.
Hayat her zaman güllük gülüstanlık olmuyor, bizim yarattığımız mutluluk çemberlerinde geçmiyor. Acılar, doğal afetler, ölümler, hastalıklar, ağlamalar, bağırmalar, vazgeçmeler hepsi hayatın gerçekleri. Bu duyguları yaşlarına göre farkında olarak ya da olmayarak bir şekilde yaşıyor ve bunlarla mücadele etmeye çalışarak, ailelerinin davranışlarını gözlemleyerek kendine rol model arıyorlar. Gelecekte olacak olaylara tepkileri, duygularını anlamlandırma ve ifade edişleri şekilleniyor.
Acıyı da, zorlu günleri de yaşarken bununla mücadele etmeyi göstermemiz, yardıma ihtiyacı olanlara, umursamaz olmalarını engellememiz ve empati farkındalığını yaratmamız önemli.
Haberlerden ya da deprem kavramından korkup kendini güvende hissetmeyen çocuklarımız ya da ebeveynlerimiz olabilmesi de bu süreçte çok normal. “Nasıl baş edeceğiz?” buna odaklanmak önemli.
Bu hafta yazıma son verirken Milli Eğitim Bakanlığının sayfasında yayınlanan Aile, Ebeveyn, Çocuklara yönelik Deprem ve Travma broşürlerini inceleminizi öneririm.
“Oyuncağım Senindir!” Diyen minik kalplerimizi sevgiyle kucaklar, zor günleri en iyi şekilde atlatmamızı dilerim. Sevgilerimle
Çocuk Kitabı Yazarı Işık SARAÇ