Yapılan araştırmalar sonucunda Covid19 sebebiyle gelişen pandemi sürecinde cep telefonu kullanımının büyük oranda arttığı gözlemlendi.
Türkiye genelinde 73 şehirde 1293 kişinin katıldığı anketin verdiği sonuçlar telefon kullanımının kadınlarda yüzde 42.7, erkeklerde ise yüzde 52.8 arttığını gösteriyor. Pandemi sürecinde insanların evde vakit geçirmesi sebebiyle; gerek iş gerek eğitim gerekse eğlence amaçlı olarak bilgisayar, telefon gibi teknolojik araçlarla geçirdiği süre oldukça arttı, telefon başta olmak üzere iletişim araçlarının kullanımının artışı, online alışveriş, evden çalışma ve uzaktan eğitim sebebiyle ekran kullanımının artması gibi pek çok sebep pek çok rahatsızlığı da beraberinde getiriyor. Gökçe Güzel’in yaptığı röportajda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Sedit Kıvanç Muratlı merak edilenleri cevaplandırdı.
Cep telefonlarının insan sağlığı üzerine olan olumsuz etkileri konusunda ilk akla gelen ve günümüze kadar en çok konuşulan konu; telefonların yaydığı non-iyonize elektromanyetik radyasyondan kaynaklanan etkilerdir. Bu konuda tam bir görüş birliği oluşmamakla birlikte, Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasına göre, Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumunun RF radyasyon alanlarını insanlar için olası kanser yapıcı (Grup 2B) kategorisine aldığını biliyoruz. Bunun dışında, yapılan çalışmalar göstermektedir ki bu cihazların uzun süreli kullanımı beyin aktivitesinde değişiklikler, reaksiyon süresinde uzama, uyku problemleri, baş ağrısı, hafıza problemleri, konsantrasyon güçlüğü gibi daha minör problemlere de yol açmaktadır.
“ÇOK ERKEN YAŞLARDA BOYUN FITIĞI TANISI KONMAYA BAŞLADI”
Ortopedik açıdan baktığımızda ise, teknolojik cihazların uzun süreler kullanımının en büyük etkilerini omurga üzerinde, en çok da boyun omurgası bölgesinde görmekteyiz. Günümüzden 15-20 yıl öncesinde, henüz cep telefonları “akıllı” değilken, 20’li yaşlarında bir hastaya “boyun fıtığı” tanısı koyarken yaşının çok genç olduğunu düşünürdük. Günümüzde ne yazık ki 15-16 yaşındaki çocuklara tanı koymaya başladık.
Hareketsizliğin fiziksel rahatsızlıkları artırdığını biliyoruz, bununla ilgili nasıl önlemler almalıyız? Evde egzersiz çalışmaları için ne düşünüyorsunuz?
İnsan vücudu hareketsiz kalmaya yönelik bir tasarıma sahip değildir. Ortopedi ve Travmatoloji biliminin temel amacı da insanın normal fizyolojik hareketini sağlayabilmektir. Bu sebeple bizler önemli ameliyatların ardından bile hastaya direkt yatak egzersizleri ve yürüyüş öneriyoruz. Karantina döneminde evde kalma ve buna bağlı oluşan hareketsizlik de bazı rahatsız edici problemlere neden olabilir. Bu şekilde hareketsiz kalma, kas gücünde azalmaya yol açacaktır. Buna ek olarak hareketsiz olduğumuz dönemde fazla enerji harcamadığımız için vücut ağırlığında istenmeyen bir artış olabilir. Sonuçta azalan kas gücü ve artan yük eklemlerde ve omurgada anormal yüklenmeye neden olacak ve eklem veya omurga hastalıklarının oluşmasına katkıda bulunacak veya hafif düzeyde olan bir hastalığın ilerlemesine katkıda bulunacaktır. Ayrıca örneğin hafif bir dejeneratif eklem hastalığı (halk arasındaki ismiyle kireçlenme) olan hastaya önerdiğimiz bazı basit egzersiz programlarını dahi kilo artışı ve ağrılarının artması gibi nedenlerden ötürü hasta uygulayamayacak hale gelip bir kısır döngüye girebilir; hasta kilo alır, ağrıları artar, egzersiz yapamaz ve kilo artışı devam eder.
ÇALIŞMA ALANLARI ERGONOMİK AÇIDAN DÜZENLENMELİ
Çalışma ortamının ergonomik düzenlenmesinde dikkat edilmesi gereken bazı parametreler şunlar; masa yüksekliği ve sandalye yüksekliğinin orantılı ayarlanması, sandalyede otururken dizlerin 90 derece civarında olacak şekilde olması, gövde ve uyluk arasındaki açının 90 derece civarında olması yani dik oturulması, mümkünse bel desteği olan bir ofis koltuğu seçilmesi, kollar omuzdan çok fazla açılmadan yanlarda ve dirsekler yaklaşık 90 derece açıda olacak şekilde klavyeye ulaşılabilecek pozisyonda olması ve monitörün orta noktasının göz hizası ile yaptığı açının başın öne doğru 15 dereceden fazla eğilmesine neden olmaması önerilmektedir. Bunu normal masaüstü bilgisayarlar ile sağlamak nispeten daha kolayken dizüstü bilgisayarların genellikle bir yükseltici ile monitörün uygun yüksekliğe getirilmesi ve klavye ile monitör arasındaki mesafenin yakın olması nedeniyle harici bir klavye kullanılması da düşünülebilir. Telefon ve tablet gibi cihazların kullanımında ise boyun bölgesini çok zorlamamak için öne eğilir pozisyonda değil mümkün olduğunca göz hizasına yakın pozisyonda kol ve dirsek bölgelerinden destek alacak şekilde kullanmakta fayda var.
Karantina sürecindeki hareketsizlik kas- iskelet sisteminde nasıl etkiler gösterir, uzun vadede bu sorunlar kalıcılık gösterir mi?
Bu durum kas gücünde “kullanmama” ya bağlı azalma, enerji tüketiminin azalması ile alımın dengelenmemesi durumunda vücut ağırlığında artışa neden olacaktır. Bunun sonucu olarak yük dengelerinde bozulma kaçınılmaz olacak ve omurganın ve eklemlerin dejenerasyonuna yani yıpranmasına yol açacaktır. Eklemlerin ve omurganın erken dönem dejeneratif hastalıklarında bizim hastalara ilk önerimiz “yükün azaltılması” ve “kuvvetin artırılması” dır. Yaşla birlikte hepimizde farklı düzeylerde de olsa kas iskelet sisteminde değişen derecelerde yıpranma kaçınılmazdır. Dejeneratif eklem hastalığı (halk arasındaki ismiyle kireçlenme) her ne kadar birden fazla nedene (genetik özellikler, beraberindeki hastalıklar, vücut ağırlığı, geçirdiği travmalar vb) bağlı olsa da çevresel etkenlerden bazıları kontrol edilebilir. Dejeneratif hastalıklar ne yazık ki, başladıktan sonra tamamen normal hale geri dönüştürülebilen hastalıklar değildir, en azından günümüzde böyle bir teknoloji yok. Bu hastalarda ilk planda çeşitli cerrahi dışı tedavi yöntemleri ile ilerleme hızlarını baskılamaya, hastanın mümkün olduğunca ağrısız ve fonksiyonel bir eklem ile normal günlük yaşamını sürdürmesine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Eğer bu duruma karşı bilinçli bir şekilde önlem alınmazsa bu tür bir hastalığın erken ortaya çıkmasını tetikleyebiliriz veya ilerlemesine neden olabiliriz. Yani kalıcı sonuçları da olabilir. Sonuç olarak araştırarak, gerekirse ilgili branşlara (Ortopedi ve Travmatoloji, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Spor Hekimliği) danışarak, bilinçli bir şekilde yapılan egzersizi koşullar ne olursa olsun hayatımızın bir parçası yapabiliriz ve kendimizi bu konuda motive edecek yöntemler geliştirebiliriz.
SAĞLIK
Yayınlanma: 08 Temmuz 2020 - 16:45
Pandemi sürecinde cep telefonunu daha çok kullanıyoruz
Yapılan araştırmalar sonucunda Covid19 sebebiyle gelişen pandemi sürecinde cep telefonu kullanımının büyük oranda arttığı gözlemlendi
SAĞLIK
08 Temmuz 2020 - 16:45
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir