Hayatım boyunca para konusunda farklı inançlarım oldu. Bu yazıyı kendimi görmek ve kafamdakileri netleştirmek adına da yazıyorum aslında. Çünkü netleşmeye ve düşüncelerimi karşıdan görmeye ihtiyacım varmış gibi hissediyorum nedense.
Karadenizli bir ailenin en küçük ve tek kız çocuğu olarak büyüdüm. Sülalemizde her zaman erkek çocuklar fazlaydı. Konuyla ne alakası var diye düşünebilirsiniz ama biraz sonra bağlantıyı göreceksiniz. Benim üç ağabeyim var. Babam ise ben doğmadan Libya’ya gidiyor ve 25 sene orada kalıyor. Geri döndüğünde 25 yaşımdaydım ve onu hiç tanımıyordum. Yani biz babasız büyüdük(!) ve annemle birlikte 5 kişilik bir çekirdek aileydik. Zor dönemlerimiz, yoksul dönemlerimiz oldu çocukken. Birçok aile gibi… Neyseki hepimiz gayretliydik ve okumayı başardık. Abimler denizci olmak istediler. Üçü de denizciydiler ve uzun seneler denizde çalıştılar. Sonrasında köye giderek yerleşik hayata geçtiler çok şükür.
Denizci olarak çalıştıkları dönemlerde çok güzel paralar kazandılar. Abimler farklı şirketlerde çalışırlardı. Biri gelir, biri gider, çok nadiren hepimiz bir arada olabilirdik. Evin demirbaşı annemle bendim… Diğerleri gelir giderdi sürekli… Denize çıktıklarında paramız olurdu, eve geldikleri ve ara verdikleri dönemlerde paramız olmazdı. Yani benim için erkeğin evde olması parasızlık anlamına geliyordu. Bilinçaltım erkek=parasızlık olarak kodlamıştı. Ancak normal ailelerde baba çalışıp akşam eve gelir ve ailesine bakar, baba evde, ailesinin yanındayken para ve güven vardır. Bu benim için geçerli değildi. Babamızın olmaması yaşama karşı ayrı bir güvensizlik ve eksiklikti zaten. Bu bambaşka bir konu, ona şimdilik girmiyorum. Eee herkesin yaşamı farklı ve yaşamdan öğrendikleri de haliyle farklı. Ben ters kodlama yaptım maalesef ve bunu ne zaman fark edebildim biliyor musunuz? 2 sene önce!
Onca sene bu kodlamayı farketmeden ve hayatımın neden böyle karmaşık olduğunu anlamaya çalışmakla geçti. Fark etmemi sağlayan şeyse 2018 yazında aldığım bir “aile dizimi” eğitimiydi. Ailemizden bize aktarılan kodlar ve çocukluğumuzda yaşadıklarımız, bilinçaltı kodlamalarımız üzerine çarpıcı bir eğitimdi ve hatta eğitimden ziyade terapi gibi çok özel bir seanstı. Aydınlanmamı ve bilinçaltımda neler olduğunu görmemi sağladı. Bu eğitim öncesinde de bir kitap okumuştum. (Seninle Başlamadı - Mark Wolynn) Kitabı bitirdim ve yaklaşık 1 hafta sonra sistemin kusursuzluğu sayesinde eğitim için bildirim geldi! Öyle güzel denk geldi ki böyle anlarda Allah’ın sisteminin mükemmelliği için hep şükrederim.
Basit bir kodlama hayatlarımızı ne hale getiriyor ve çözmek bazen yıllar alabiliyor. Çözmeden yaşayıp ölenlerde var elbette ama ben sorgulamadan, düşünmeden ve çözmeden kendimi tam hissetmediğim için çok kafa yorarım bu tür tıkanıklıklara… Bir şeylerin sebebini bulduğunuzda çözümü de hemen ardından geliyor çünkü. İyi ki! Peki şu anki yaşamım nasıl? Ailemin aksine evden çıkmak zorunda kalmayan ve home-ofis çalışabilen bir eşe sahibim. Hayatın dengesi de ayrıca şaşırtıcı dimi? :) Kodlamayı çözmenin bir hafifliği ve huzuru da var tabi. Erkek=parasızlık, yokluk değil artık. Evlendiğimde bu kodlamadan bihaberdim elbette ama seçtiğim kişinin sürekli yanımda olupta çalışabilmesi çok ilginç bir tesadüf! Onca sene yaşadığım ters algıyı düzeltebilmem için hayat bana bir jest yapmış gibi hissediyorum ve mutluyum açıkçası…
Çok kısa olarak bolluk ve bereketten de bahsetmek istiyorum çünkü bence çok önemli kavramlar. Kendi ailemle yaşadığım ve abilerimin çok para kazandığı ama o çok paranın bereketini hiç algılayamadığımız zamanları düşünüyorum. Çok gelirdi ama çok giderdi ve o paraların nereye gittiğini hiç anlayamazdık! O çok paranın bereketini hiç yaşayamadık nedense… Bunun üzerine de çok düşünüyorum ama netleşemedim. Şimdi ise kazandığımızı nasıl her şeye yetirdiğimizi ve istediklerimizi yapabildiğimizi de anlayamıyorum işin tuhaf yanı. Bakıyorum hayatıma… Olağanüstü kazanmasakta istediğimiz her şeyi yapabiliyoruz kendimizce. Sanırım hayata bakışım değiştiği için bereketi de yaşamıma alabildim sonunda. Hamd olsun, daim olsun!
Sizler içinde elinizdekilerle mutlu olduğunuz, kalbinizdekileri de hayatınıza çekebildiğiniz bereketli, anlamlı, dengeli ve ihtiyaçlarınızın karşılandığı bir hayat diliyorum… ;)
Emel Uğur Kırıcı
Onca sene bu kodlamayı farketmeden ve hayatımın neden böyle karmaşık olduğunu anlamaya çalışmakla geçti. Fark etmemi sağlayan şeyse 2018 yazında aldığım bir “aile dizimi” eğitimiydi. Ailemizden bize aktarılan kodlar ve çocukluğumuzda yaşadıklarımız, bilinçaltı kodlamalarımız üzerine çarpıcı bir eğitimdi ve hatta eğitimden ziyade terapi gibi çok özel bir seanstı. Aydınlanmamı ve bilinçaltımda neler olduğunu görmemi sağladı. Bu eğitim öncesinde de bir kitap okumuştum. (Seninle Başlamadı - Mark Wolynn) Kitabı bitirdim ve yaklaşık 1 hafta sonra sistemin kusursuzluğu sayesinde eğitim için bildirim geldi! Öyle güzel denk geldi ki böyle anlarda Allah’ın sisteminin mükemmelliği için hep şükrederim.
Basit bir kodlama hayatlarımızı ne hale getiriyor ve çözmek bazen yıllar alabiliyor. Çözmeden yaşayıp ölenlerde var elbette ama ben sorgulamadan, düşünmeden ve çözmeden kendimi tam hissetmediğim için çok kafa yorarım bu tür tıkanıklıklara… Bir şeylerin sebebini bulduğunuzda çözümü de hemen ardından geliyor çünkü. İyi ki! Peki şu anki yaşamım nasıl? Ailemin aksine evden çıkmak zorunda kalmayan ve home-ofis çalışabilen bir eşe sahibim. Hayatın dengesi de ayrıca şaşırtıcı dimi? :) Kodlamayı çözmenin bir hafifliği ve huzuru da var tabi. Erkek=parasızlık, yokluk değil artık. Evlendiğimde bu kodlamadan bihaberdim elbette ama seçtiğim kişinin sürekli yanımda olupta çalışabilmesi çok ilginç bir tesadüf! Onca sene yaşadığım ters algıyı düzeltebilmem için hayat bana bir jest yapmış gibi hissediyorum ve mutluyum açıkçası…
Çok kısa olarak bolluk ve bereketten de bahsetmek istiyorum çünkü bence çok önemli kavramlar. Kendi ailemle yaşadığım ve abilerimin çok para kazandığı ama o çok paranın bereketini hiç algılayamadığımız zamanları düşünüyorum. Çok gelirdi ama çok giderdi ve o paraların nereye gittiğini hiç anlayamazdık! O çok paranın bereketini hiç yaşayamadık nedense… Bunun üzerine de çok düşünüyorum ama netleşemedim. Şimdi ise kazandığımızı nasıl her şeye yetirdiğimizi ve istediklerimizi yapabildiğimizi de anlayamıyorum işin tuhaf yanı. Bakıyorum hayatıma… Olağanüstü kazanmasakta istediğimiz her şeyi yapabiliyoruz kendimizce. Sanırım hayata bakışım değiştiği için bereketi de yaşamıma alabildim sonunda. Hamd olsun, daim olsun!
Sizler içinde elinizdekilerle mutlu olduğunuz, kalbinizdekileri de hayatınıza çekebildiğiniz bereketli, anlamlı, dengeli ve ihtiyaçlarınızın karşılandığı bir hayat diliyorum… ;)
Emel Uğur Kırıcı
