PINAR BAŞINDAN BULANIR..

Allah'ın suyu,
Allah'ın evlatlarına parayla satıldıktan sonradır ki,
su bile yolunu bulamaz oldu...
Şakırtısı bile değişti hayatın, 'para, para, para'..
'Bin pınarlı Kazdağları'nda bile..
Su kendi yolunu bulamazken..
Halkın suyunu kendi arkına çelen hırsızlar, buluyor yolunu!
Biz de Kepez'de..
çömelip duvar diplerine,
cigara içerek seyrediyoruz durumu..
'Pınar başından bulanır/ İner ovayı dolanır/ Sende çok haller bulunur..' türküsünü dinliyoruz, gözlerimiz kapalı!..
Efendim durum şu..
Bizim Kepez’de cami çeşmeleri var.
1 TL karşılığında 5 litre su veriyor.
Ben marketten 12 liraya alıyordum..
Karşı komşu görünce ayak üzeri biraz lafladık.
O da cami çeşmesinden alıyormuş suyunu..
Aylak zamanıma geldi..
Merak edip heveslendim bende..
Hem 12 liralık suyu 5 liraya alacağız.
Hem ekonomi hem de spor yapacağız ya..
Kaptım iki tane 5’lik damacanayı..
Aldım bozukluk çanağından 2 tane lirayı..
Tuttum caminin yolunu..
Biraz arandıktan sonra çeşmeyi buldum..
Bana taraf ediler gibi atıyorum lirayı otomata..
Hop otomat bana geri atıyor..
Bildiğiniz atışıyoruz..
“Ulan uzun zamandır camiye gitmeyorum..
Bu yüzen sana su vermiyor..” diye bir yandan düşünüyorum..
Lirayı besmele çekerek atmaya başladım.
Durum değişmedi..
Ben atmaktan yoruldum, otomat yorulmadı…
Su almaya gelen yok, çevrede yardımcı olabilecek de kimse yok..
Neyse su almaya biri gelir diye beklemeye başladım..
Bu arada liraları cebime koydum…
Can sıkıntısından lirayı cebimden çıkartıp otomata attım..
Aman Allah’ın şırıl şırıl su veriyor otomat da..
Ben hazırlıksız olduğum için gafil avlandım..
Damacanayı suyun altına tutmadığım için su boşa akıp gitti..
Otomat ikna oldu sanırım diye düşünüp,
tekrar geçtim otomatın başına..
Damacayı kurnanın atına tutup,
En sevimli halimle bir besmele çekip atım sarı lirayı..
Otomatın tekrar gavurluğu tuttu..
Benim parayı kabul etmemekte direniyor..
Ben ona atıyorum o bana atıyor.
Tekrar başladık atışmaya…
Ben yoruldum pes ettim..
Ama…
Eve susuz gidip ‘beceriksiz” olmakta var..
Marketten alacağım almasına da..
Cüzdan ev de..
İnat ettin buradan alacağı suyu..
Sokağın başından bir hanım abla otomata doru yaklaşıyor..
Durumu hemen anladı..
Bana da söyle anlattı.
Efendim.. yeni 1 TL’ler enflasyon karşısında tıpkı vatandaş gibi hafifleyip incelmiş.
Bu yüzden otomat efendi benim bir lirayı “sahte para” olarak algıladığı için su vermiyormuş…
Hanım abla bana kendi cüzdanında bir lira verdi.
Yine besmele çekerek attim para haznesine..
Kabul etti, sırıl sırıl da su verdi…
Bende savaş kazanmış bir komutan edasıyla eve döndüm..
Bunları niye yazdım?.
Bizim Kepez’de içmeye ve çay demlemeye suyumuz yok..
Belediye’nin bu konuda bir çalışması vardı ama..
Musluklarımızdan hala arıtılmamış su akıyor…
Kazdağı’nın dibinde oturup, susuz kalmak böyle bir sey işte…
Bildik bileli “sudan ucuz” diye hor görülen su’ya paha biçilemiyor Kepez de.
80’lı yılların sonlarında sokak çeşmelerini kurutup,
suyun parayla satılmasına yataklık edenlerin gönlü olmuştur artık..